Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4188 E. 2024/5401 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, annesi adına kayıtlı taşınmazın kendi gönderdiği paralarla alındığını ve annesinin sözlü olarak tapuyu kendisine devredeceğini taahhüt ettiğini iddia ederek inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının inanç sözleşmesini yazılı delil veya karşı taraf elinden çıkmış belge ile ispatlayamaması ve yemin deliline başvurulamaması nedeniyle davanın ispatlanamadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/234 E., 2023/359 K.

DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., ... vekilleri Avukat ... vd., ... vekili Avukat ..., ... vd.

DAVA TARİHİ : 13.10.2014

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu 837 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ½ hissesinin 1978 yılında müvekkilinin annesi davalı ... adına satış işlemiyle tescil edildiğini, bu hissenin esasında müvekkilinin Almanya’dan gönderdiği paralarla satın alındığını, tapu senedinin arka tarafında, “Oğlum ...in Almanya’dan gönderdiği paralarla aldığım bu yeri Türkiye’ye geldiğimde tapusunu onun üstüne yazacağım” şeklinde beyan yer aldığını ve bu beyanın altındaki imzanın ...’e ait olduğunu, taşınmaz üzerinde yer alan bir kısım binanın da müvekkili tarafından inşa edildiğini, davalı ...’in bir kısım hisseyi diğer davalılara devrettiğini, müvekkilinin yerini alamayacağını 2009 yılında ortaklığın giderilmesi davası açılması üzerine anladığını belirterek, dava konusu taşınmazda davalılar adına kayıtlı hisselerin davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, tapu senedinin arkasında yer alan yazının ve imzanın davalı ...’e ait olmadığını, davalı ...’in okuma yazma bilmediğini, belgenin geçersiz olduğunu, hisselerini parasını ödemek suretiyle satın aldıklarını, davacının taşınmazı alıp bina yapacak ekonomik gücünün bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.03.2018 tarihli kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 08.11.2018 tarih ve 2018/1412 Esas, 2018/1761 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, davacının inanç sözleşmesinin yazılı delil ya da karşı tarafın elinden çıkmış delil başlangıcı niteliğindeki bir belge ile kanıtlayamadığını, ancak dava dilekçesinde davacının yemin deliline dayandığı görülmekle Mahkemece davacıya, davalıya yemin teklif etme ... bulunduğu hatırlatılıp bu hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 225 ve devamı maddeleri gereğince işlem yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyulmuş ancak davalı ölmüş olduğundan yemin deliline başvurulamadığı anlaşıldığından yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davalılardan ...’in, annesi tarafından davacıya verilen senetlerdeki imzanın sahte olduğu iddiası ile davacıyı şikayet ettiğini, soruşturmanın Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/11262 numarası ile devam ettiğini, bu dosyada alınan bilirkişi raporunda imzaların benzeştiğinin belirtildiği halde İlk Derece Mahkemesince bu husus dikkate alınmadan karar verildiğini,

b. Dava konusu gayrimenkulde bulunan 1 depo, 1 ahır, 1 adet garaj, 1 çamaşırhane ve 8 adet kömürlüğün davacı tarafından inşa edildiğini, davacının müteahhitlik yaptığını, hem dava konusu gayrimenkulü alacak, hem de üzerindeki yapıları yapacak ekonomik güçte olduğunu,

c. ..., davacı Almanya’dan döndüğünde, tapuyu davacının üzerine geçireceğini beyan ettiğinden davacı ile muris davalı ... arasında inanç sözleşmesinin bulunduğunu, müvekkilinin gönderdiği paraları abisi olan ...'in defterine not ettiğini, her ne kadar el yazılı belgenin imza incelemesinde davalı ...'in kuvvetle muhtemel eli ürünü olmadığı tespit edilmiş ise de bu tespitin kesin olmadığını, zira davalı murisin okuma yazma bilmediğini ve imza hüviyetinde karalama yaptığını, uzun yıllar sonra imza incelemesi örneği alındığında davalının benzer imzayı (karalamayı) tekrar atmasının bu nedenle kendisinden beklenemeyeceğini,

d. İnanç ilişkisinin diğer belgeler ve deliller ile özellikle aile içindeki tanıkların dinlenmesi yoluyla araştırılması gerektiğini, davacı tarafından dosyaya delil listesi ekinde sunulan ve davalı muris ...'in eli ürünü imzasına havi yazılı belgedeki imza incelemesine esas olarak dosyaya sunulan Adli Tıp raporunda sadece imzanın incelendiğini, ancak tüm yazının ...'in eli ürünü olup olmadığının araştırılmadığını,

e. Satın alınan taşınmazın tapu senedi fotokopisinin arkasına “Oğlum ... Almanyadan gönderdiği paralarla alduğum bu yeri Turkiyeye Gelduğumde Tapusunu onun ustune vereceğum” şeklinde yazı bulunduğundan imzasız dahi olsa bu yazının dava konusu olayı çözümlemede belirleyici olacağını ileri sürmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan İlk Derece Mahkemesi kararın ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.12 2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.