Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4193 E. 2025/2084 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki, taşınmazın başkasına tahsis edildiğine dair şerhin düzeltilmesi ve davacının fiili kullanımına göre güncellenmesi istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, iddia ettiği zilyetliğe dayanarak tapu kaydının düzeltilmesini istemek yerine tapu iptal ve tescil davası açabileceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davanın usulden reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1198 E., 2024/910 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/39 E., 2022/72 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Hazineye ait dava konusu taşınmaza ilişkin dava dışı ... lehine 17.10.1984 tarihinde tapu tahsis belgesi düzenlendiğini, 06.04.2000 tarihinde noter huzurunda taşınmazın zilyetliğinin müvekkiline devredildiğini ve tapu tahsis belgesinin de müvekkiline teslim edildiğini, o tarihten beri taşınmazın davacının kullandığını, eklemeli zilyetlik de dikkate alındığında 3303 sayılı ...Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun’un Ek-1 maddesi uyarınca, 14.11.1999 tarihinden evvel dava konusu taşınmaz üzerinde davacı müvekkilinin zilyetliğinin olduğunu, satışı için Millî Emlak Müdürlüğüne başvurulduğunda tapudaki şerh nedeniyle reddedildiğini belirterek taşınmazın tapu kaydındaki ...’ya ait tapu tahsis belgesi bulunduğuna dair kullanıcı tespitine ilişkin şerhin düzeltilerek, davacının taşınmazı aralıksız çekişmesiz kullandığının tespiti ile taşınmaz üzerinde 3303 sayılı Kanun’a göre hak sahibi olduğu şerhinin tapunun beyanlar hanesine tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili dava dilekçesinde; dava dilekçesinde dava ve talep konusunun net bir şekilde ortaya konulmadığını, davacı yanın isteminin kadastro tespitine itiraz ise davanın süresi içerisinde kadastro mahkemesinde hak düşürücü sürede açılması gerektiğini, ayrıca görev itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davanın açılmasının Hazinenin kusurundan kaynaklanmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, 63 ada 3 parselde bulunan taşınmazın güncel muhdesat bilgilerinin ve dava dışı ...’ya ait tahsise ilişkin şerhin iptali ile “Taşınmazın 14.11.1999 tarihinden evvel olmak üzere davacı ... (T.C. Kimlik No:...) kullanımındadır” şeklinde düzeltilerek şerhin tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın tapu kaydı ve kadastro tutanağı incelendiğinde, 1950 yılında yapılan 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanun'u kapsamında yapılan kadastro çalışmasında dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufunda olduğundan hâli arsa niteliğiyle davalı Hazine adına tespit edildiği, bilâhare Zonguldak Belediyesine 2003 tarihinde satışının yapıldığı, 31.12.2020 tarihli kurumlar arası devir ile tekrar Hazine adına tescil edildiği, taşınmazın bulunduğu yörede 2013 tarihinde 22/a çalışmasının yapıldığı 106,69 m² yüzölçümlü olarak aynı ada parsel numarası ile tespit ve tescil gördüğü, taşınmazın muhdesat bilgileri kısmında "üzerindeki kargir ev ... Acar'a aittir" bilgilerinin yazılı olduğu, yine beyan kısmında ...'ya 106 m² tahsis 17.10.1984 YN 1440 şerhinin bulunduğu, taşınmazın 3303 sayılı Kanun'un ek 1. maddesi çalışmalarına konu yapılmadığı, yani kullanıcı tespiti/ uygulama çalışması bulunmadığı, dolayısıyla davacının kadastro çalışması bulunmayan yerde 3303 sayılı Kanun'un ek 1. maddesi kapsamında çalışma yapılmasını istemekte hukuki yararı bulunmadığı, kişinin İdareyi zorlayıcı şekilde böyle bir davayı açamayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle;

1. Dava konusu taşınmaz üzerinde hâlihazırda 3303 sayılı Kanun'un ek 1. maddesi kapsamında hak sahibi/kullanıcı tespitlerinin yapılarak tapu kütüğüne şerh edildiğini, kadastro çalışması bulunmayan yerde 3303 sayılı Kanun'un ek 1. maddesi kapsamında çalışma yapılmasını istemek ve bunun için İdareyi zorlayıcı şekilde dava açmanın söz konusu olmadığını, taleplerinin tapu kütüğüne şerh edilen durumun güncellenmesi ve fiili kullanıcısı ve gerçek sahibi olan kişinin yazılmasına ilişkin olduğunu,

2. Müvekkilinin 14.11.1999 tarihi öncesinden beri dava konusu taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunduğunu, Mahkemece hukuka uygun biçimde davanın kabulüne hüküm kurulmuş iken, davalı tarafından istinaf sebebi yapılmayan nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, tapu kaydındaki şerhin düzeltilmesi istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescili davası açılabileceğinden bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.