"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2011/94 E., 2023/223 K.
DAVA TARİHİ : 10.09.2008
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında görülen miras payı devir sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkilinin ortak kök murisleri ...adına kayıtlı İslahiye İlçesi, Erenler Mahallesi, 101 ada 5 parsel sayılı taşınmazdan davalıya intikal edecek olan miras payının 21.04.2008 tarihli sözleşme ile müvekkiline devredileceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek, dava konusu parseldeki davalı payının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; resmi şekilde yapılmayan adi yazılı sözleşme ile tapu devri yapmanın mümkün olmadığını, davacının müvekkile ödeme yapmadığını, davacı taraf hakkında iki adet bono ve davaya delil olarak gösterdiği sözleşmesinin yırtılmasıyla ilgili savcılık soruşturması yürütüldüğünü, davacının İslahiye CBS 2008/1292 Esas sayılı soruşturma dosyasına şüpheli olarak ifade verdiğini, bonoların ve satım sözleşmesinin yırtıldığını kabul ettiğini, davacı tarafın müvekkilin şikayetini doğrular şekilde sözleşmenin sonradan bazı tanıklara imzalatıldığını da belirttiğini, davacının sözleşme yapıldığı zaman para ödemesi yapmadığı ve tanık olarak imza attırdığı kişilerinde böyle bir görgüsünün olmadığını ifade ettiğini, bu ikrarın resmi makamlar önünde yapıldığını, davacının 7.000,00 YTL ödediği iddiasını ispatlar hiç bir delil olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI:
Mahkemenin 16.06.2010 tarihli ve 2008/341 Esas, 2010/274 Karar sayılı kararıyla; davalı taraf aralarındaki sözleşmenin sona erdiğini belirtmişse de taraflar arasındaki sözlemenim aslı adli emanette mevcut olup herhangi bir sözleşmenin iptali kararı da mevcut olmadığı, yazılı şekle sahip olduğu ve sözleşmenin tarafları mirasçı olduklarından sözleşmenin geçerli olduğunun kabul edildiği, davacının ikrarı, Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesi ve dosya kapsamında ödenmediği kabul edilen 9.000,00 TL depo edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, veraset ilamı uyarınca davalı ...'ye intikal eden miras payı yönünden tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 16.06.2010 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 14.12.2010 tarih ve 2010/12922 Esas, 2010/14022 Karar sayılı ilamında; davalının, devir bedeli ödenmediğinden sözleşmenin bozulduğunu ileri sürdüğü, davacı aleyhine İslahiye Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/503 Esas sayılı dosyasında davacının dolandırıcılık ve resmi belgeyi bozma suçlarından cezalandırıldığı, mahkemece kararın kesinleşip kesinleşmediği hususunun araştırılmadığı, kararın kesinleşmesi beklendikten sonra savunmada belirtildiği gibi miras payının devri sözleşmesinin feshedilip edilmediği yönü üzerinde durulması gerektiği, mahkemece geçerliliği kabul edilen 21.04.2008 tarihli sözleşmede ...adına kayıtlı taşınmazın intikali yapıldıktan sonra davalıya ait payın davacı adına devredileceğinin kararlaştırıldığı, Borçlar Kanununun 149.maddesinde nitelendirilen talikli şarta bağlı bir sözleşme olduğundan, aktin ifasının ancak şartın tahakkuku anından itibaren istenebileceği gerekçeleriyle bozma kararı verilmiştir.
Kabule göre de; HUMK’nun 389.maddesi gereğince, mahkeme kararlarında her iki tarafa yükletilen borç ve hakların açıkça yazılması gerektiği aksi takdirde taraflar, yeni bazı uyuşmazlık içine düşer ve hükmün infazı olanaksız hale geleceği, mahkemece bu kural bir yana bırakılarak, miras payının devrinde davacıya intikali gereken pay belirlenmeksizin mirasçılık belgesine atıf yapmak suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkeme, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında İslahiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/377 Esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmaz hakkında elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verildiği, ceza dosyasının dosya arasına alındığı, davalı taraf cevap dilekçesinde her ne kadar davacının ödeme yapmadığını ve bu nedenle de davanın reddi gerektiğini belirtmişse de söz konusu devir sözleşmesini kabul ettiği ve devir sözleşmesinde de satış bedelinin ödendiğinin kayıtsız şartsız kabul edildiği, hisse karşılığında ödenmediği kabul edilen 9.000,00 TL depo edildiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile, dava konusu taşınmazdaki kök muris Musto Telli'den davalı miras yoluyla gelen payın iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ...'nın 20.11.2011 tarihinde vefat ettiğini, mirasçıların tespiti ile dava dilekçesi ve son duruşma zaptının tebliği ile davaya edilmesi gerekirken taraf teşkilinin sağlanmadan davaya devam edildiğini, davacının dolandırıcılık ve resmi belgeyi yok etme nedeniyle cezalandırıldığı açık olduğu halde miras payı devir sözleşmesinin geçerli olduğuna ilişkin mahkeme kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava tarihinde taşınmaz kök muris adına kayıtlı olduğundan taliki şartın gerçekleşmediğini, bonoların ödenmemesi üzerine yapılan şikayet üzerine davacının ceza aldığının açık olduğunu, hukuk düzeninin kötü niyetli kişiyi koruyamayacağı, bonoların ödeme tarihinde ödenmemiş olması nedeniyle davacının edimini yerine getirmediği ve temerrüde düştüğünün sabit olduğu, hükümlü davacının edimini yerine getirmekten kaçınması eyleminin hukuk ve ahlaka uygun olmadığından miras payı devir sözleşmesinin başlangıçtan itibaren hükümsüz hale geldiğini, taşınmazın sözleşme tarihindeki değeri ile karar tarihindeki değeri arasında büyük bir fark olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, miras payı devir sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, TMK.nın 677 nci maddesi.
2.Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki dinlenilme hakkı” başlıklı 27 nci maddesinde: “ (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.”;
Aynı Kanunun 55 inci maddesinde ise: " (1) Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir." hükmü yer almaktadır.
3. Değerlendirme
Somut olayda, mahkemece aleyhine hüküm tesis edilen, davalı ...'nın 20.11.2011 tarihinde öldüğü nazara alınarak yasal mirasçılarının tespiti ile davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması ve sonra işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken davalı ... mirasçılarına dava yöneltilmeden ve hukuki dinlenilme haklarına riayet edilmeksizin karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple hüküm bozulmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.