"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/339 E., 2024/62 K.
DAVACI-KARŞI DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVALILAR-KARŞI DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ..., ... mirasçıları ... vd.
DAVA TARİHİ : 05.04.2007
KARAR : Asıl ve karşı davaların reddine
TEMYİZ EDENLER : Davacı-karşı davalı vekili, davalı-karşı davacılar ... vd. vekili
Taraflar arasında görülen sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak, karşı davada ecrimisil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve karşı davaların reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı – karşı davalı vekili ve davalı – karşı davacılar ... vd. vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne, davalı – karşı davacılar vekilinin duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı – karşı davalı vekili, dava konusu 6054 parsel sayılı taşınmazın tarafların muris babalarından kaldığını, üzerinde iki katlı ev varken üçüncü ve dördüncü katların müvekkilince yapıldığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, davasını ıslah ile 43.861,00 TL alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı – karşı davacılar vekili, binanın üçüncü ve dördüncü katlarını tarafların birlikte yaptığını beyanla asıl davanın reddini savunmuş, karşı davasında davacının dava konusu taşınmazdaki 3 ve 4 No.lu dairelerin kullanımını engellediğini belirterek, 4 No.lu daireye ilişkin olarak ecrimisil talebinde bulunmuş, davalı-karşı davacılardan ... mirasçıları daha sonra ecrimisil taleplerinden feragat etmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.05.2008 tarihli ve 2007/280 Esas, 2008/272 Karar sayılı kararıyla, asıl davanın kesin hüküm nedeniyle, karşı davanın ise kabule şayan bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 28.04.2009 tarih ve 2008/6435 Esas, 2009/1419 Karar sayılı kararıyla; "... mahkemece gösterilen gerekçelerin yerinde olmadığı, mahkemece asıl ve karşı dava yönünden davanın esasına girilmesi, tapu kayıtlarının getirtilmesi, taraflarca gösterilen ve gösterilecek tüm delillerin toplanması, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması, davaya konu muhtesatın davacı tarafından kendi adına ve hesabına meydana getirilip getirilmediğinin duraksamasız belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek asıl ve karşı davanın esası yönünden bir hüküm verilmesi gerektiği ... " gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 23.12.2014 tarihli ve 2010/204 Esas, 2014/754 Karar sayılı kararı ile asıl davanın reddine, davalı karşı davacı ... mirasçıları ... ve ... tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı-karşı davacılar İsmail Koç ve ... tarafından açılan davanın kabulü ile 3.000,00 TL ecrimisil alacağının davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacılara verilmesine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı – karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09.05.2018 tarihli ve 2023/1082 Esas, 2023/2210 Karar sayılı kararıyla; "... asıl dava muhdesatın aidiyetinin tespiti davası olarak nitelenmiş ise de, davacı-karşı davalı tarafın talebini ıslah ederek, 43.861,00 TL alacağın davalılardan alınmasını istediği, bu haliyle asıl davadaki talebin sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine yönelik olduğu, davacı tarafın talebinin bu kapsamda değerlendirilerek, iddia ve savunma doğrultusunda toplanmış ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerektiği, karşı dava yönünden ise, dava konusu bağımsız bölümler dışında kalan bağımsız bölümleri kimin kullandığının belirlenmediği, mahkemece paylı mülkiyet durumunda uygulanan kurallar dikkate alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerektiği ..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 19.10.2021 tarihli ve 2021/187 Esas, 2021/68 Karar sayılı kararı ile davacı – karşı davalı ... tarafından açılan tazminat istemli davanın ispatlandığı belirtilerek asıl davanın kabulü ile 43.861,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar – karşı davacılardan tahsiline, karşı davada ise davalılar – karşı davacılar ... ve ...'un sadece 4 üncü kata yönelik ecrimisil talep etmiş olmaları ve tanık beyanlarına göre de bu katın davacı – karşı davalı ...'un tasarrufunda bulunması sebebiyle davalı – karşı davacılar ... ve ... tarafından açılan ecrimisil davasının reddine, davalı – karşı davacılar ... mirasçıları ..., ... ve ... tarafından açılan karşı davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı – karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 21.09.2022 tarihli ve 2022/2527 Esas, 2022/5402 Karar sayılı kararıyla; "... sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun illiyet bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir haklı sebebe dayalı olmaması gerektiği, dosya kapsamından riskli yapının yıkılarak yıkım raporu düzenlendiğinin anlaşıldığı, mahkemece bozma akabinde keşif yapılmaksızın ve davaya konu taşınmazdaki binanın yıkılıp yıkılmadığı tespit edilmeksizin, yıkılmış bulunan bina için sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat talebinin dinlenemeyeceği hususları göz ardı edilerek ve bozma öncesi yapılan keşifle yetinilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı ..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu 6054 parsel sayılı taşınmazda keşif yapıldığı, keşif sonucunda 6054 parselin aktif bir parsel olmadığı ve bu parseldeki yapının yıkılmış olduğunun tespit edildiği belirtilerek, asıl dava ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı – karşı davalı vekili ve davalı – karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı – karşı davalı vekili temyizinde, davanın 16 – 17 yıldır sürdüğünü, muhdesatın tespiti istemi ile açıldığını, sonradan ıslah ile tazminat davasına dönüştürüldüğünü, binanın yıkılmış olması gerekçesi ile ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davanın açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı – karşı davacılar ... ve ... vekili temyizinde, kararın tamamen hukuki garabet olduğu, delillerin yanlış değerlendirildiğini, olayda sebepsiz zenginleşme şartlarının kesinlikle bulunmadığını, karşı dava yönünden ise müvekkillerinin maddi zararı bulunduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak, karşı davada ise ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “İyi niyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
Onama harcı temyiz edenlerden peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.