Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4257 E. 2025/1406 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Paydaşlar arasında taşınmazın belirli bir kısmının kullanımına ilişkin el atmanın önlenmesi davasında, davalının müdahalesinin devam edip etmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararında belirtilen hususlar doğrultusunda yapılan yargılamada, davalının müdahalesinin son bulduğunun tespit edilmesi üzerine davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair hükmün hukuka uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/80 E., 2022/55 K.

DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 11.03.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı vekili Av....geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; tarafların paydaş olduğu dava konusu taşınmaza 2004-2007 yılları arasında nar fidesi dikilerek nar bahçesi hâline getirilmesi konusunda davalıyla şifahen anlaştıklarını, ancak davalı tarafın bu dönemden sonra müvekkillerini bahçeye sokmayarak tasarruflarını engellediğini belirterek el atmanın önlenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.06.2016 tarihli ve 2014/483 Esas, 2016/268 Karar sayılı kararı ile davalının müdahelesinin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının davacıların hisselerine vaki müdahalesinin önlenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 09.06.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.01.2021 tarihli ve 2018/7873 Esas, 2021/261 Karar sayılı kararıyla tarafların murislerinden kendilerine kalan dava konusu 341 parselde davacılar ile davalının paydaş olduğu, dava dışı birçok paydaşın bulunduğu, taşınmazın büyük bir parsel olduğu, 24 dönümlük ve krokide A harfi ile gösterilen kısım için davanın açıldığı, öncelikle taşınmazın tamamı için tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanması gerektiği, taşınmazın tamamına yönelik fiili kullanımın olmadığı saptanırsa fen bilirkişisinin krokili raporunda A harfi ile gösterilen kısım için davanın tarafları arasında bir fiili taksimin olup olmadığı hususunda araştırma yapılması, şayet hem taşınmazın tamamı hem de fen bilirkişi krokili raporunda A harfi ile gösterilen kısım için bir fiili kullanımın olmadığı saptanırsa, dava dışı paydaşın davalıya karşı açmış olduğu Ceyhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/420 Esas sayılı el atmanın önlenmesi dosyasının da getirtilip incelenerek uyuşmazlığın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı doğrultusunda dinlenen tanık beyanlarından dava konusu yerde davalının kullanımının artık son bulduğu gerekçesiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili duruşma talepli temyiz dilekçesinde özetle; yapılan yargılama sonucunda müvekkilinin haksız müdahalesinin olmadığı, aksine mülkiyet hakkına binaen tapulu mülkünde tasarrufta bulunduğunun anlaşılması üzerine yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken haksız ve yersiz olarak konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini ve yargılama giderlerinin davalı tarafça ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, paydaşlar arası el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.