"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1941 E., 2024/1407 K.
DAVA TARİHİ : 21.01.2019
KARAR : Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/25 E., 2021/389 K.
Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin tahsili istemi davasından dolayı yapılan temyiz incelemesi sonunda, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı ... arasında Bakırköy 11. Noterliğinin 15.01.1997 tarihli ve 03209 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin yapıldığını, söz konusu sözleşme ile davalı tarafından İstanbul ili,... ilçesi,... Mahallesi, ... mevkiinde bulunan 2 pafta, 120 No.lu parselde kayıtlı toplamda 3 adet daire niteliğindeki taşınmazın 40/160 arsa payı ile birlikte eski Türk lirası ile 5.000.000 TL bedel karşılığında devrinin taahhüt edildiğini, satış bedelinin tamamının nakden ve peşinen ödendiğini, bağımsız bölümlerin davacıya teslim edildiği ve yirmi yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde bulunduğunu, ancak bağımsız bölümlerin mülkiyetinin devrinin gerçekleşmediğini, son olarak 06.11.2018 tarihinde davalıya ihtarname çekildiğini fakat bir sonuç alınamadığını, taşınmazların davacı adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelini, bunun da mümkün olmaması halinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davacı tarafından ödenen sözleşme bedelinin ve sözleşmeye duyulan güven ile yapılan tüm masrafların ödenme günlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili 04.02.2019 tarihli dilekçesinde; taşınmazda kat mülkiyeti kurulmadığından 1567 ada 12 parselde kayıtlı davalı adına olan taşınmazın 40/160 arsa payının davacı adına tescil edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazları davacıya devir etmeye hazır olduğunu, söz konusu devrin bugüne kadar gerçekleşmemesinin nedeninin taşınmazın tapu kaydına Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/449 Esas sayılı dosyasında devam eden dava nedeniyle 2008 yılında konulan ihtiyadi tedbir kararı olduğunu, taşınmazların devrinin şu an hukuki ve fiili nedenlerle mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
2. Davaya konu taşınmaz, yargılama sırasında davalı tarafından davacıya devredilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafından satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazları devretmeye hazır olduğu, ancak bu devrin gerçekleşmemesinin nedeninin taşınmazın tapu kaydına Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/449 Esas sayılı dosyasında devam eden dava nedeni ile konulan ihtiyati tedbir olduğunun bildirildiği, yargılama aşamasında dava konusu taşınmazın davalı tarafından davacıya devredildiği, taraflar arasında sözleşme tarihi olan 15.01.1997 ile Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın tarihi (26.08.2008) arasındaki sürenin uzunluğu dikkate alındığında, davacının bu davayı açmakta haklı olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.06.2022 tarihli ve 2022/1011 Esas, 2022/1392 Karar sayılı kararı ile; dosya kapsamı itibarıyla taşınmaz üzerindeki yapının kaçak olduğu, projesinin bulunmadığı ve henüz bağımsız bölüme ilişkin sözleşmenin ifa imkanı bulunmadan eldeki davanın açıldığı, davalının davayı kabul ettiği ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğini savunduğu, dava tarihi itibarıyla davacının dava açmakta haklı olduğuna ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararına iştirak edilemediği gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 27.02.2024 tarih ve 2022/5341 Esas, 2024/1156 Karar sayılı ilâmında; alacak hakkı, bir hakkın geçerli olarak doğması ile gündeme geldiğinden, satış vaadi sözleşmesinin akdedilmesi ile davacının alacak hakkının doğduğu, davacı tarafça edimlerin yerine getirildiği gözetildiğinde davacının davasını açmakta haklı olduğu kabul edilerek davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında 15.01.1997 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin bulunduğu, sözleşme uyarınca satın almayı vadeden davacı tarafından satış bedelinin nakten ve peşinen ödendiği, taşınmazın davacıya teslim edildiği, satmayı vadeden davalı tarafından ise tescil ediminin yerine getirilmediği, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın davacı adına tescil edildiği, bu nedenlerle Mahkemece dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığı kararının verilmesinin yerinde olduğu, davacının davasını açmakta haklı olduğu anlaşıldığından yargılama giderlerinin davacı lehine hükmedilmesine karar verilmiştir
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; sözleşme yapıldığı tarihte taşınmaz parseli tarla vasfında olması ve bölgede devam eden imar uygulamaları nedeniyle parsellerin hisselendirilmesi ve hisse devrine müsaade edilmemesi nedeniyle söz konusu devir işleminin gerekleştirilemediğini, imar uygulamalarından kaynaklanan yasak devam ederken 2008 yılında, Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/449 Esas sayılı dosyasından tapu iptali ve tescil davası açılarak taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu ve söz konusu tedbirin taşınmazda devir yapılmasına engel olduğunu, müvekkili davalının tapu devrinin gerçekleşmemesi konusunda hiçbir kusurunun bulunmadığını, devre engel olan tedbir kalktığı anda davacının payının devrini gerçekleştiren davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 331, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605 inci maddesinin ikinci fıkrası, 706 ve 716 ncı maddeleri.
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 29, 162 ve 237 nci maddeleri.
4. 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddesi.
5. 6100 sayılı Kanun'un "Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri" başlıklı 331 inci maddesinde "Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder" denilmiştir.
6. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6 ncı maddesine göre “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz” hükmü yer almaktadır.
7. Kaynağını, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 22 nci (6098 sayılı TBK'nun 29 uncu) maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213 üncü (6098 sayılı TBK'nın 237 nci) maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı ve Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddesi hükümleri uyarınca Noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716 ncı maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.