"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/432 E., 2023/179 K.
DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ..., ... vd. vekili Avukat ...
DAHİLİ DAVACILAR : ... mirasçısı... vd. vekili Avukat ...
DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., ... vd.
DAVA TARİHİ : 25.12.2013
KARAR : Davanın kısmen kabul, kısmen reddine
TEMYİZ EDENLER : Bir kısım davacılar vekili ile dahili davacılar vekili
Taraflar arasında görülen ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali, olmadığı takdirde sözleşmesinin tenkisi ile muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkemesi kararı dahili davacılar vekili ve bir kısım davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacılardan ... vd. vekili Avukat ..., davacılardan ... mirasçıları ... vd. vekili Avukat ..., karşı taraftan davalılardan ... vekili Avukat..., davalı ... mirasçısı ... vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 25.11.2024 tarihinde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili; davacı ile davalının kız kardeşi arasında düzenlenen ölünceye kadar bakma akdi uyarınca dava konusu 1723 ada 62 parsel sayılı taşınmazın davalının kız kardeşine devredildiğini, fakat davalının kızkardeşi aynı zamanda davacının eşi olan ...'ın bu taşınmazı 1997 yılında davalıya devrettiği, ölünceye kadar bakma akdinin şekil şartına uygun olmadığından ölünceye kadar bakım akdinin iptalini, bakım borcunun yerine getirilmemesi nedeniyle bakım akdinin iptalini, bakım borçlusunun bakım alacaklısından önce ölmüş olması sebebiyle bakım borçlusunun ölümünden itibaren bir yıllık yasal süre içerisinde fesih hakkını kullanması sebebiyle ölünceye kadar bakım akdinin iptalini ve taşınmazın eski malik adına tescilini, bakım akdinin iptali mümkün olmadığı takdirde ...'ın mahfuz hissesi korunarak sözleşmenin tenkisi, mahfuz hisseyi aşan kısım yönünden tapunun iptalini, davalıya devir işlemi muvazaalı olduğundan muris muvazaası nedeniyle tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili; 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, müvekkilinin bakım borçlusu ...'ın kardeşi olduğunu, muris ablasının kısıtlı adayının her türlü ihtiyacını karşıladığını, intikalin üzerinden 35 yıl geçtikten sonra sözleşmenin iptalinin talep edilemeyeceğini, haksız açılan davanın öncelikle zamanaşımı ve taraf sıfatı yokluğundan aksi takdirde esastan reddini savunmuştur.
2. Davalı ... mirasçıları ayrı ayrı beyan dilekçelerinde; aleyhlerine olan hiçbir hususu kabul etmediklerini; ikinci beyan dilekçeleri ile Sevgi, Bilge ve Birkan; Ayla'nın ev karşılığında herhangi bir para ödemediğini, muvazaalı satış yapıldığını beyan etmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkeme ilk kararında; davalıya yapılan satış işleminin aslında ölünceye kadar bakma akdi niteliğinde olmasına rağmen tapuda satış olarak gösterildiği, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil talebinin kabulü ile murisin gerçek iradesini yansıtmadığından iptaline davacının miras payı 3/6 olduğundan taşınmazın 6 pay kabul edilerek davacının 3/6 payı oranında davalı adına payın iptali ile davacı adına tesciline karar vermiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
Taraf vekillerinin hükmü temyizi üzerine Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 28.06.2018 tarihli 2015/13408 Esas ve 2018/11595 Karar sayılı ilamında, "...bakım alacaklısının, bakım borçlusunun ölümü nedeniyle sözleşmeyi feshetmesi halinde bakım borçlusuna verdiği malı aynen mirasçılardan geri istemesine yasal olanak olmadığını, borçlunun iflası halinde iflas masasından isteyebileceği miktara eşit olarak borçlunun mirasçılarından tazminat isteyebileceği, bakım alacaklısının Türk Borçlar Kanunu'nun 618.madde hükmü gereğince fesih hakkını kullandığı gözetilerek sözleşmenin feshine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu talebin reddedilmesi, muvazaa iddiası kabul edilerek tapunun iptaline karar verilmesinin doğru olmadığını, bakım borçlusunun davalı dışındaki mirasçılarının davaya katılımları sağlanarak yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda mahkemece belirlenecek uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına" karar vermiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkeme yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; bozma ilamına uyarak davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshine, tapu iptali ve tescil talebinin reddine, 41.287,26 TL tazminatın davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davacılar vekili ve bir kısım davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Dahili davacılar vekili; mahkemece sadece bakım sözleşmesinden kaynaklı olarak tasarrufun iptali talebinde bulunulmadığı halde davanın bu gerekçe ile reddedildiğini, bakım borçlusunun bakım alacaklısından evvel öldüğünü ve ölmeden önce 1997 yılında mal kaçırmak için kardeşi olan davalıya devrettiğini, çok düşük bir rakamın tazminat miktarı olarak tespit edildiğini, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazların değerlendirilmediğini, tapu iptali ve tescil talebinin bakım sözleşmesinden değil Mihriban ile Ayla arasındaki danışıklı işlemden kaynaklandığını, tapunun ... adına tesciline karar verilmesi gerektiğini, muvazaalı işlem nedeniyle herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, gerekçeli kararda Macit ve Emine ölü olmasına rağmen isimlerinin yazılı olduğunu, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması ve davalı lehine davacıların alacağından daha fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu dile getirmiştir.
2. Bir kısım davacılar vekili;... ve Mert'in isminin kararda yazılmadığını, Mihriban'ın ölüm tarihinin yanlış yazıldığını, Mihriban'a yapılan temlikin usul ve yasaya aykırı olduğunu, eşlerin birbirine bakma yükümlü olduğunu, üstsoy ve altsoy kan hısımlarının sözleşmede şahit olmayacağını, bakım borçlusu Mihriban'ın bakım borcunu yerine getiremeden öldüğünü, resmi vasiyet şeklinde yapılmaksızın tapuda yapılan ölünceye kadar bakım akdinin geçersiz olduğunu, eşler arasında ölünceye kadar bakım akdi yapılmasının da geçersiz olduğunu, satışın muvazaalı olduğunun bir kısım davalının beyan dilekçesinden anlaşıldığını, takdir edilen tazminatın ve vekalet ücretinin çok düşük olduğunu, öncelikle sözleşmenin iptali gerektiğini, aksi takdirde gerçek bir satış olmadığından tapunun muvazaa nedeniyle iptali ile...mirasçıları adına tescilini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali olmadığı takdirde sözleşmenin tenkisi ile muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 618 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Somut olaya gelince, Mahkemece davanın yazılı olduğu gerekçeyle kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de; hükmün ikinci sayfasında cevaba cevap dilekçesi özetlenirken ...'ın ölüm tarihinin 22.01.2013 yerine 13.01.2023 yazılması, hüküm sonucunda 12. bentte davalı ... yerine ...... isminin yazılması, gerekçeli karar başlığında ...'ın ölü olduğu belirtilmeksizin isminin yazılması ve mirasçısı...'ın karar başlığında yazılmaması, ...'ın mirasçılarından... ......'in karar başlığında gösterilmemesi, hüküm sonucunda 11.bentte dahili davacı ... yerine hatalı olarak iki kere... isminin yazılması, yine...mirasçılarından ... ...n karar başlığında gösterilmemesi, davalı ... ölü olduğu halde gerekçeli karar başlığında ölü olduğu belirtilmeksizin yazılması, Av....; ..., ... ve... ......'in de vekili olduğu halde sadece ...'in vekili olarak gerekçeli karar başlığında yazılması, ayrıca hükmedilen 41.287,26 TL tutarındaki tazminat miktarının mirasçılık belgesindeki hisseleri doğrultusunda davalılardan alınıp davacılara dağıtılacağının kararda belirtilmemesi, mahallinde düzeltilebilir maddi hata olup bu hususlara değinilmekle yetinilmiştir.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Davacı ve dahili davacıların yargılama giderleri yönünden temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece Türk Borçlar Kanunu'nun 618. maddesi uyarınca bakım borçlusunun ölümünden itibaren 1 yıl içinde açılan davada, bakım borçlusunun ölümü nedeniyle sözleşmenin feshine tazminat isteminin kabulü ile tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmekle dava, kabul edilmiş olmaktadır. Buna rağmen hükmün 1.bendinde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve davanın kısmen kabulü gerekçe gösterilerek kabul ve ret oranı üzerinden davacıların yargılama giderlerinin bir kısmından sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
4. Ne var ki; bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Dahili davacılar ve bir kısım davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile hükmün 1.fıkrasında yer alan "kısmen kabul kısmen reddi ile," ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine "kabulüne" ibaresinin yazılmasına, hükmün 8.bendinin tamamen hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hükmün 10. bendinde yer alan "4.084,45 TL" ibaresinden sonra gelen " 'den red ve kabul oranı nazara alındığında; 513,72 TL'sinin davacı üzerinde bırakılarak, 3.570,73 TL'sinin davalılardan alınarak, davacı ... tarafına ödenmesine, kullanılmayan gider avansının istek halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacı ...'e iadesine" ibaresinin hükümden çıkarılmasına, yerine "yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine" 11.bentte yer alan "posta giderinden red ve kabul oranı nazara alındığında; 62,88 TL'sinin davacı... üzerinde bırakılarak, 437,12 TL'sinin davalılardan alınarak, davacı ... tarafına ödenmesine, kullanılmayan gider avansının istek halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacı...'a iadesine," ibaresi hükümden çıkarılarak yerine "yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin yazılmasına, "Davalı ......" ile başlayan 12. bendin tamamen hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve yerine "Davalı ... tarafından yapılan 120,00 TL miktarındaki posta giderinden oluşan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına" ibaresi yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı ve dahili davacılara verilmesine,
Peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.