"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/227 E., 2024/302 K.
DAVALILAR : ... vekilleri Avukat ... vd., ... vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 18.02.2014
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında görülen 4721 sayılı TMK'nın 713 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca tescil, olmadığı takdirde muhdesatın tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu taşınmazın kadastro çalışmalarında köy boşluğu olarak bırakıldığını, taşınmazın yıllardır kullanıldığını, taşınmaz üzerinde bir kaç adet kerpiç ve taştan yapılı evi ve avlusu 8 adet ağacı ve su kuyusu bulunduğunu, dava konusu taşınmazların olduğu yerde kamulaştırma çalışmalarına başlandığını, bu alan köy boşluğu olduğundan üzerindekilerin bedelini alamadığını belirterek davaya konu yaklaşık 1.000 m²'lik yerin davacı adına tescilini, bu talebin reddedilmesi halinde taşınmaz üzerindeki muhdesatların davacı adına tespitini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.06.2022 tarihli ve 2020/314 Esas, 2022/229 Karar sayılı kararıyla; tescil talebinin reddine, muhdesatların davacıya ait olduğunun tespitine karar verildi.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 10.06.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 15.02.2024 tarih ve 2023/1138 Esas, 2024/879 Karar sayılı ilamında; dava konusu taşınmazın “köy boşluğu” vasfında olduğundan bahisle tescil harici bırakıldığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kamuya ait mera, yaylak, kışlak, genel harman yeri, orman, aktif dere yatağı vs. niteliğindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacakları ve bu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyecekleri, bu nedenle bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhdesatlara da hukuken değer verilemeyeceği, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, bu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyecekleri, bu nedenle bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhdesatlara da hukuken değer verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın kadastro çalışmalarında yanlışlıkla köy boşluğu şeklinde tapulama harici bırakıldığını, muhdesatların kamulaştırma sahasında kaldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı TMK'nın 713 üncü maddesi gereğince tescil, olmadığı takdirde muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 684, 718 ve 722 nci maddeleri.
3. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.