Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4444 E. 2025/157 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı bağışların tenkisine ve muris muvazaası iddiasına ilişkin tapu iptal ve tescil taleplerinin dayandığı uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece tenkis hesabına dahil edilmesi gereken mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazların, bilirkişi raporuna rağmen hesaba dahil edilmeyerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/381 E., 2024/255 K.

Mahkeme kararı davalılardan ... vd vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davacının 21.10.2010 tarihinde ölen ...'ın öz oğlu olduğunu, miras bırakanın sağlığında başlatılan kadastro tespit çalışmaları sırasında maliki ve zilyedi bulunduğu taşınmazlardan 124 ada 651, 153 ada 8, 164 ada 4 parsel sayılı taşınmazlarını oğlu olan davalı ...'ya, 124 ada 632 parsel sayılı taşınmazını torunu olan davalı ...'e, 164 ada 6 parsel sayılı taşınmazını ise torunu olan davalı ...'ye bağışlamak suretiyle adlarına tespit ve tescilini sağladığını, bu şekilde saklı payına müdahale edildiğini ileri sürerek tenkise karar verilmesini istemiş, birleştirilen davasında ise asıl davadaki davalılar vekilinin, 124 ada 632 ve 651 parsel sayılı taşınmazlar ile 164 ada 6 parsel sayılı taşınmazların devrinin harici satış senetleri ile gerçekleştiğini beyan ederek temlikin aslında bağış değil satış olduğunu ikrar ettiklerini, 124 ada 632 parsel sayılı taşınmazın da davalı ...'a devredildiğini, işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalılar ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; 124 ada 632 ve 651 parsel sayılı taşınmazlar ile 164 ada 6 parsel sayılı taşımazın mirasbırakan tarafından aslında bağışlanmadığını, davalılar tarafından harici satış senediyle satın alındığını, 153 ada 8 parsel sayılı taşınmazın amcaları ile değiş tokuş yapılan bir taşınmaz olduğunu, 164 ada 4 parsel sayılı taşınmazın da miras bırakanın ölümünden 1 yıl öncesine kadar yapılmış bir bağış olmadığından tenkise tâbi olmadığını, murisin bu taşınmazlar haricinde de malvarlığı bulunduğunu, saklı payın ihlal edilmediğini belirterek davaların reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2016 tarihli 2011/38 Esas 2016/169 Karar sayılı kararında; murisin ölünceye kadar ... ile torunlarının yanında kaldığı, kendi arzusuyla arazilerini sattığı, bu arazileri torunlarının kendileri tarafından geri alındığı, murisin bağışlamaları ölümünden çok önce gerçekleştirdiği, davacı tarafın temlikin saklı payı zedeleme kastı ile yapıldığını ispatlayamadığı, muris üzerine kayıtlı taşınmazlar bulunduğu belirtilerek birleşen davada ise muvazaa şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Onama-Bozma Kararı

Mahkemenin 27.04.2016 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 19.06.2019 tarihli 2016/10755 Esas 2019/3916 Karar sayılı kararıyla,; birleştirilen davaya konu 164 ada 6 ile 124 ada 632 ve 651 parsel sayılı taşınmazlar yönünden muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, asıl ve birleştirilen davada davacının bu yönlere ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan birleştirilen davadaki hükmün onanmasına karar verilmiştir. Asıl ve birleştirilen davanın davacısı vekilinin diğer temyiz itirazları nazara alınarak, mirasbırakan tarafından asıl davanın konusu 124 ada 651, 153 ada 8, 164 ada 4, 124 ada 632 ve 164 ada 6 parsel sayılı taşınmazların davalı oğlu ve torunlarına bağışlandığı, bu bağışların 4721 sayılı TMK’nın 565/4 bendi uyarınca saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yapıldığının sabit olduğu, tenkis talebi ile ilgili olarak açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmediğinden asıl ve birleştirilen davanın davacısı vekilinin asıl dava bakımından yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakan tarafından dava konusu 124 ada 651, 153 ada 8, 164 ada 4, 124 ada 632 ve 164 ada 6 parsel sayılı taşınmazların davalı oğlu ve torunlarına bağışlandığı, bu bağışların 4721 sayılı TMK’nın 565/4 hükmü uyarınca saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yapıldığının sabit olduğu, tenkis talebi hakkında usulüne uygun olarak inceleme ve araştırma yapılarak denetimine açık, gerekçeli, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli bilirkişi raporları doğrultusunda, davacının tenkise tâbi saklı pay alacağının 2.350.701,08 TL hesaplandığı, davacının belirlenen bu bedeli talep edebileceği gerekçesiyle tenkis talebinin kabulü ile; 2.350.701,08 TL'nin karar tarihi olan 24.04.2024 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte aşağıdaki şekilde davalılardan alınarak davacı ... öldüğünden mirasçılık belgesi gereği mirasçılarına miras payları oranında verilmesine dair hüküm kurulmuştur. (1.443.487,77 TL tenkise tâbi saklı pay alacağının davalı ...'dan alınmasına, 416.778,06 TL tenkise tâbi saklı pay alacağının davalı ...'dan alınmasına, 122.608,81 TL tenkise tâbi saklı pay alacağının davalı ...'dan alınmasına, 122.608,81 TL tenkise tâbi saklı pay alacağının davalı ...'dan alınmasına, 122.608,81 TL tenkise tâbi saklı pay alacağının davalı ...'dan alınmasına, 122.608,81 TL tenkise tâbi saklı pay alacağının davalı ...'dan alınmasına karar verilmiştir.)

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılardan ... ile ... vekili temyiz dilekçesinde;

1.Birleştirilen dava ili ilgili hüküm kurulmadığını,

2.Eksik inceleme ve araştırma sonucunda delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü, mahkemece kadastro tutanağındaki hibe açıklaması dikkate alınarak hüküm kurulduğunu, oysa ki 164 ada 6 parsel ve 124 ada 651 parsellerin davalılar tarafından haricen satın alındığını, buna ilişkin dinlenen tanıkların da benzer ifadede bulunduğunu, 153 ada 8 parselin takasla edinilen taşınmaz olduğunu, 164 ada 4 parselin ise davalıya ait kamyon ve hattı ile takas edildiğini, bu nedenle taşınmazların tenkise tâbi olmadığını,

3.Bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, murisin tam malik olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, bedellerin fahiş hesaplandığını, emsal taşınmazın uygun olmadığını belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; asıl davada tenkis, birleştirilen davada ise muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil istemlerine ilişkindir.

1.Tenkis davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke, mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tâbi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık, 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Mirasbırakanın TMK'nın 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif ve sübjektif unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.

Mutlak olarak tenkise tâbi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanun'un 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.

Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.

Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.

2.Somut olayda, davacı taraf asıl dava ile tenkis talebinde, birleştirilen dava ile 3 taşınmaz yönünden muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuş, Mahkemece 27.04.2016 tarihli ilk kararda her iki davanın da reddine karar verilmesi üzerine, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 1. Hukuk Dairesince birleştirilen dava yönünden ret hükmünün onanmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak tenkis yönünden araştırma yapılmış ve davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur. Ne var ki kararın doğru olduğunu söyleme imkanı bulunmamaktadır.

Murisin ölüm tarihi itibarıyla dosya kapsamında yapılan tereke araştırmasına göre, murisin temlik dışı olarak adına kayıtlı 125 ada 30 parsel, 74 ada 30 parsel ile 118 ada 8 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu bildirildiği hâlde, bu taşınmazları tenkis hesabına temlik dışı tereke olarak dâhil etmeyen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, yukarıda anlatılan usulde yeniden tenkis hesabı yapılarak sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Yukarıda belirtilen sebeplerle temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin yatırılan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.