"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/329 E., 2016/103 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı ... mirasçısı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; babasının amcası ...'nın 01.11.1960 yılında öldüğünü, geride muris eşi ... ile kardeşi ...'nın mirasçı olarak kaldığını, Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 21.09.2004 tarihli ve 2004/747 Esas, 2004/712 Karar sayılı veraset ilamında mirasın 4 payından 2'sinin eşi ... Koca'ya bırakıldığını, müteveffanın ölüm tarihinin 01.11.1960 olması nedeniyle 743 sayılı Türk Kanuni Medenisi'nin 444. maddesinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek, dava konusu veraset ilamının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; kendisinin babası ...'dan hem de evlatlığı olduğu muris eşi ...'dan pay alması nedeni ile payının fazla olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 130.04.2015 tarihli, 2015/1956 Esas, 2015/4912 Karar sayılı kararı ile; "...mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna..." karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1.Mahkemenin yukarıda (III) numaralı bentte belirtilen kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. (Kapatılan) Hukuk Dairesince verilen 30.04.2015 tarihli, 2015/1956 Esas, 2015/4912 Karar sayılı karar ile "...veraset belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğu, çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini aldığı, bu durum karşısında HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan bu dava bakımından HMK'nın 382/2-c maddesinin 6. bendi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu,..." gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
2.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda karar başlığında tarih ve sayısı belirtilen karar ile; "...davanın kabulü ile dava konusu mirasçılık belgesinin iptaline, yeni mirasçılık belgesi düzenlenmesine...." verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Mahkemenin yukarıda (IV.2.) numaralı bentte belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... mirasçısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Temyiz dilekçesinde özetle;
a.Muris babasının hem miras bırakan ...'nın kardeşi ...'dan hem de miras bırakanın eşi ...'nın evlatlığı olması nedeni ile mirasçı olduğunu,
b.Davacının kötü niyetli olduğunu,
c.743 sayılı TMK'nın 444. maddesindeki düzenlemenin açık olduğunu ve ...'nın miras payının iptali istenen ilamda bu düzenlemeye göre tespit edildiğini,
d.Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkindir.
1.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 598 inci maddesinde başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, Sulh Mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği açıklanmıştır. Mirasçılık belgesi, aksi ispat edilinceye kadar, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturur. Bu belge; miras bırakan ile mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahiptir. 4721 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca, miras hükümleri, mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte bulunan hükümlere göre belirlenir.
2. 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe giren 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 444. maddesinin ilk hali, "(f.1) Müteveffanın karı veya kocası, füruu ile içtima ettikde muhayyerdir; dilerse terekeden yarısının intifa hakkını, dilerse dörtte birinin mülkiyetini alır. (f.2) Müteveffanın babası, anası veya bunların füruu ile içtima eden karı veya koca, mirastan dörtte birinin mülkiyeti ile beraber yarısının intifa hakkına; ve büyük babaları ve büyük anaları veya bunların füruları ile içtima eden karı veya koca, terekeden yarısının mülkiyeti ile beraber dörtte birinin intifa hakkına ve bunlar da yoksa bütün mirasın mülkiyetine sahip olur." şeklindedir.
3. Mirasçılık belgesinin iptali davalarında ise, mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Dava sonucunda verilecek hükümle hukuksal durumları etkilenebileceğinden bu tür davalarda iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen kişiler ile ölmüşlerse bunların mirasçılarının davada taraf olmaları zorunludur. Taraf koşulu kamu düzenine ilişkin olup taraflarca öne sürülmese dahi mahkemelerce kendiliğinden incelenmesi gerekir. Mirasçılık belgesinin iptali davalarında da davacı taraf miras bırakanın mirasçısı olduğunu, iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmediğini ve pay verilmediğini veya mirasçı gösterilmesine rağmen mirastan kendisine olması gerekenden daha az pay verildiğini, bu nedenle önceki günlü mirasçılık belgesinin hatalı olduğunu kanıtlamak zorundadır. Bu tür davalarda da miras bırakanın diğer mirasçılarını tespit etmek ve mirasçıların miras paylarını belirlemek hakimin görevidir ve re'sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
4.Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı ... mirasçısı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
5. Somut olayda; mahkemece muris ...'nın evli ve çocuksuz olarak ölümü nedeni ile mirasının 743, 4721, 4722 sayılı Kanunların ilgili maddeleri gereğince 15.360 pay kabul edilmek suretiyle miras paylarının belirlenmesine karşın hükümde yer alan ve mirasçılara dağıtılan miras payları toplamının 15.300 olduğu; ... ve ...'den olma ..., ..., ..., ..., ... miras payının 40 pay olması gerekirken 30 pay olarak, ... (...) ve ... (...) miras paylarının ise 20 pay olarak belirlenmesi gerekirken 15 pay olarak tespit edildiği, ... ve ...'den olma ... payının ise 1728 pay olması gerekirken hükme hatalı şekilde 1788 pay olarak yazıldığı anlaşılmaktadır.
6. Mahkemece, yukarıda (V.B.5). numaralı bentte değinilen hususların göz ardı edilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (V.B. 1-4.) bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... mirasçısı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. (V.B.5 ve 6.) bentte açıklanan nedenlerle davalı ... mirasçısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA,
Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.