Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4532 E. 2024/5905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyen davada, ipoteğin dava devam ederken kaldırılması sebebiyle davanın konusuz kalması üzerine yargılama giderlerinin hangi tarafa yükleneceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın davacının ihtarname ile bildirdiği ödeme teklifini reddederek davayı açmasına sebebiyet verdiği, davacı tarafından yargılama aşamasında ipotek bedelinin ödenmesi üzerine davanın konusuz kaldığı gözetilerek, yerel mahkemenin davalı bankayı yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutan direnme kararına uyma kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/912 E., 2024/844 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/159 E., 2019/478 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce hüküm bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, Hukuk Genel Kurulunun 06.12.2023 tarihli ve 2022/7-1201 Esas, 2023/1204 Karar sayılı kararı ile hüküm bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak verilen 08.05.2019 tarihli davanın konusuz kalması sebebi ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Finansbank A.Ş. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24.07.2017 tarihinde Kocaeli ili, İzmit ilçesi, ...... Mahallesi, 2791 ada 29 parselde kayıtlı 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümleri arsa payları ile birlikte satın aldığını, satın aldıktan sonra taşınmazların üzerinde 320.000,00 TL bedelli ticari krediden doğan ipotek olduğunu öğrendiğini, davalı bankaya ihtarname göndererek 300.000,00 TL’sini bankaya, 20.000,00 TL'sini ise elden ödeyerek ipoteğin kaldırılmasını talep ettiğini, müvekkilinin kayıt sorgulaması ile ihtarnamenin IM22155806 numarası ile işleme alınmış olmasına rağmen talebinin olumsuz sonuçlandığını öğrendiğini, davalı bankanın taşınmazın eski malikinin başka borçları olduğundan bahisle ipoteğin kaldırılamayacağının belirttiğini, söz konusu borçlardan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin sadece taşınmaz üzerinde bulunan ipotekten sorumlu olabileceğini ileri sürerek, belirlenen ipotek bedelinin davalı banka adına depo etmeleri için tarafına uygun süre verilmesini ve dava konusu taşınmaz üzerinde davalı lehine olan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için 09.05.2018 tarihinde tapu müdürlüğüne başvuruda bulunulduğunu ve ipoteğin fekkedildiğini, müvekkili banka tarafından dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden yargılama giderleri ile vekâlet ücretinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, ipoteğin dava dışı...ve ......n asaleten ve kefaleten doğan tüm borçlarını kapsadığını, davacının taşınmazı bu ipotekleri bilerek satın aldığını, davacının ödeme yapmadan ipoteğin fekkini talep ettiğini, böyle bir durumda bankanın ipoteği feketmesinin beklenemeyeceğini, davacı tarafından dava tarihinden sonra 18.04.2018 tarihinde müvekkili bankaya ödeme yapıldığını ve akabinde ipoteğin fek edildiğini, bağlı olarak eldeki davanın açılmasına müvekkili bankanın sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğini, davacı tarafından davanın erken ve haksız olarak açıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.05.2019 tarihli ve 2019/159 Esas, 2019/478 Karar sayılı kararı ile; "...dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin dava dışı...ve ......n asaleten ve kefaleten tüm borçlarını kapsadığı, davacının taşınmazları bu ipotekleri bilerek ve isteyerek satın aldığı ve ödeme yapmadan ipoteğin fekkini talep ettiği, böyle bir durumda davalı bankanın ipoteği feketmesinin beklenemeyeceği, davacı tarafından dava tarihinden sonra 18.04.2018 tarihinde davalı bankaya ödeme yapıldığı, ödemenin yapılması akabinde davalı banka tarafından İzmit Tapu Müdürlüğüne yazılan 09.05.2018 tarihli ipoteğin kaldırılması ve kaydının terkini talepli yazısına istinaden ipoteğin fek edildiği, bu durumda eldeki davanın açılmasına davalı bankanın sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 312. maddesinin ikinci fıkrası gereğince davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmeyeceği, dava açıldıktan sonra ipoteğe konu borcun davacı tarafından ödenip davalı banka tarafından ipoteğin kaldırıldığı, davanın ön inceleme duruşmasından önce konusuz kaldığı ve davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği..." gerekçesiyle "...davanın konusuz kalması sebebi ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 6 . maddesine göre hesap edilen 1.362,50 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına..." karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda (III) numaralı bentte belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 26.12.2019 tarihli ve 2019/2162 Esas, 2019/2178 Karar sayılı kararı ile; "...davacının ipotek bedelini ön inceleme duruşmasından önce davalıya ödediği, uyuşmazlığın ön inceleme tutanağı imzalanmadan önce konusuz kaldığı, davaya konu ipoteğin dava dışı eski malik tarafından kullanılacak tüm kredilerin teminatı olarak konulduğu ve 500.000,00 TL bedelli olduğu, davacının ipoteğin genel kredinin teminatı olduğunu bildiği, bu durumda davanın başında haklı bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. maddesi uyarınca davalı lehine tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısı oranında vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davanın değerinin 200.000,00 TL olup, davalı lehine takdir edilecek nisbi avukatlık ücretinin dava değeri üzerinden hesaplanan 17.950,00 TL'nin yarısı olan 8.975,00 TL olması gerektiği..." gerekçesiyle "...davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın konusuz kalması sebebi ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, AAÜT’nin 6 ncı maddesi uyarınca taktir olunan 8.975,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine..." karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda (IV.) numaralı bentte belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunması üzerine Dairemizin 22.09.2021 tarihli ve 2021/1112 Esas, 2021/987 Karar sayılı belirtilen kararı ile; "...6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesinde, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceğinin belirtiltildiği, bu yargılama giderlerinin hem davayı kazanan tarafça daha önce peşin olarak ödenen hem de dava sonunda ödenmesi gereken harç ve masraflar ile yargılama gideri olan vekalet ücreti olduğu,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/1. maddesine göre de, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeceği,

Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesine göre “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” hükmünün yer aldığı,

Somut olayda; dava konusu ipotek bedelinin yargılama sırasında davacı tarafın ödenmesi üzerine davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; davanın açıldığı tarihte, dava konusu bağımsız bölümler üzerinde yer alan ipoteğin haklı ve yasal dayanağı bulunduğu ancak davacının 31.07.2017 tarihli ihtarname ile 320.000,00TL bedelli ipoteğe ödemeye hazır olduğunu davalıya bildirdiği halde davalı bankanın ihtarnamenin olumsuz sonuçlandığını bildirmesi üzerine davacının dava açmak zorunda kaldığı, yargılama aşamasında da ihtarnamede davalıya ödemeyi teklif ettiği ipotek bedelini ödemesi üzerine davalı banka tarafından ipoteğin kaldırıldığı bağlı olarak davalı bankanın, davacının ipoteğin kaldırılması talebini haklı bir sebep olmaksızın olumsuz sonuçlandırması üzerine davanın açıldığının anlaşıldığı, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulması ve davacı aleyhine olacak şekilde vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru görülmediği…” gerekçesiyle karar oy çokluğu ile bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2022 tarih ve 2022/671 Esas, 2022/1284 Karar sayılı kararı ile; "...dava tarihinin 03.10.2017 olduğu, davacının satın aldığı taşınmaz üzerinde bulunan önceki tapu kayıt maliklerinin kredi borcundan kaynaklanan ipotek bedelini ödeme isteğine ilişkin ihtarnameyi 31.07.2017 tarihinde düzenlediği, ihtarnamenin alacaklıya tebliğine dair dosya kapsamında bir belge bulunmadığı, aksine davacının dava dilekçesine eklemiş bulunduğu onaysız kayıt sorgulama başlıklı fotokopi belgede bildirimin olumsuz sonuçlandığı ve ilgiliye ulaşılamadığının yazılı olduğu, yani davacının bildirimin ulaşmadığının farkında olduğu, davacının ödeme isteğine dair ihtarnamede 320.000,00 TL’nin ödenmek istendiğinin davalıya iletildiği, ancak ipoteğin davacının 18.04.2018 tarihinde üç ayrı dekont ile toplam 338.920,00 TL ödenmesi üzerine kaldırıldığı, bu hâliyle alacaklı ve borçlu arasında dava açılmadan önceki bir tarihte ipotek miktarı üzerine mutabakat bulunmadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 106 ve 107 nci maddeleri gereğince davacının ipotek alacaklısının ödemeyi kabulden kaçınması hâlinde tevdi mahalli tayini isteminde de bulunmadığı, ipotek bedeli dava açıldıktan sonra ödenmiş olduğundan davalı ipotek alacaklısının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin kabul edilemeyeceği..." gerekçesiyle "....direnme kararı...." verilmiştir.

C.Hukuk Genel Kurulu Kararı:

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda (V.B) numaralı bentte belirtilen kararına karşı davacı vekilince temyiz isteminde bulunması üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.12.2023 tarihli, 2022/7-1201 Esas, 2023/1204 Karar sayılı kararı ile "...ihtarnamenin davalı bankaya ulaştığı, ancak ihtarnamedeki ödeme isteğinin olumsuz sonuçlandığı, yargılama sırasında davacı tarafından ipotek bedelinin ödenmesi üzerine davalı banka tarafından ipoteğin fek edildiği ve davanın konusuz kaldığı hususunun uyuşmazlık konusu olmadığı, ... Davacının ihtarnamedeki talep olumsuz sonuçlandığından eldeki davayı açmak zorunda kaldığı, bu durumda davanın açılmasına davalı banka sebebiyet verdiğinden davacı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu...." gerekçesiyle "...direnme kararının bozulmasına..." karar verilmiştir

D.Hukuk Genel Kurulu Kararınca Bozma Kararıdan Verilen Sonra Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:

Bölge Adliye Mahkemesinin karar başlığında yer alan 08.05.2024 tarihli ve 2024/912 Esas, 2024/844 Karar sayılı kararı ile;

"...Davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına...

Davacı tarafından yapılan 302,35TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. Maddesi uyarınca taktir olunan 17.900,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine..." karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda (V.D) numaralı bentte belirtilen kararına karşı davalı ... Finansbank A.Ş vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, yargılama aşamasında verdiği dilekçelerdeki nedenleri tekrarla:

a. Kusurun müvekkil bankaya yükletilmesinin doğru olmadığını,

b. Dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipoteğe ilişkin 11.08.2015 tarihli resmi senetlerin ilk maddesi incelendiğinde dava konusu ipoteğin 500.000,00 TL limitli bir üst sınır ipoteği olduğu, bir kısım borcun ödenmesi ile ipotek sona ermeyeceğini,

c.Davacı tarafından bu bedelin tamamının ödenmediği, ödenmesinin teklif edilmediğini, bu nedenle kusurun davacıya ait olduğunu,

e.Davacı tarafından ödenmesi gereken ile ödediği bedel arasında farkın bulunması nedeni ile yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek, kararının bozulmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; uyuşmazlık; davanın açılmasından sonra ipoteğin kaldırılması nedeniyle davanın konusuz kalmasından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilen eldeki davada, 6100 sayılı Kanun’un 331. maddesi gereğince yargılama giderlerinden sorumluluğun davanın taraflarından hangisine ait olduğu noktasında toplanmaktadır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... Finansbank A.Ş vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi