Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4676 E. 2025/241 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında yaptığı hibe ve satışların muris muvazaası olup olmadığı ve mirasçıların saklı paylarının ihlal edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Dairece, miras bırakanın paylı mülkiyete konu taşınmazlardaki gerçek hissesi ve ölüm tarihi itibariyle değeri dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacıların saklı paylarını aşan bir tasarrufta bulunulmadığı gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/222 E., 2024/169 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacılar vekili; miras bırakan ...'nun mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla 25 ve 18 sayılı parsellerdeki payını oğlu olan davalıya hibe şeklinde temlik ettiğini, çeltik ekimi miras bırakan tarafından yapıldığı halde çeltik mahsulünün satış bedelinin de davalı tarafından alındığını ileri sürerek; tapu iptali ile miras bırakan adına tescil, olmazsa tenkis ve parasal alacağın terekeye döndürülmesi isteğinde bulunmuşlardır.

2. Birleştirilen davada davacı vekili, asıl davadaki taleplerin yanı sıra 732 ve 797 sayılı parsellerin bedeli miras bırakan tarafından ödenmek suretiyle davalı adına satın alındığını belirterek tapu iptali ile miras bırakan adına tescil, olmazsa tenkis ve parasal alacağın terekeye döndürülmesi isteğinde bulunmuştur.

II.CEVAP

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.03.2009 tarihli ve 2005/323 Esas, 2009/194 sayılı kararıyla asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 01.03.2009 tarihli ve 2005/323 Esas, 2009/194 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 26.10.2009 tarihli, 2009/8771- 10656 E. K. sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

2.Mahkemenin 30/03/2021 tarihli 2010/68 Esas, 2021/60 Karar sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Dairemizin 30.03.2022 tarihli 2022/799 Esas, 2022/2408 sayılı kararıyla “muris ...’nun 36/38400 payının bulunduğu Edirne İli, Keşan İlçesi, Pınarköy Köyü, 136 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ölüm tarihi itibariyle değerinin tespit edilerek hesaplamaya dahil edilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca, 13.10.2005’te vefat eden muris ...’na 11.09.1976’da vefat eden babası kök muris ...’ndan intikal etmesi gereken taşınmaz paylarının hesabının doğru yapıldığını söylemek mümkün değildir. O halde mahkemece, 136 ada 13 parsel sayılı taşınmazın murisin ölüm tarihi itibariyle değerinin tespit edilerek hesaplamaya dahil edilmeli, kök muris ... ’na ait mirasçılık belgesi alınarak muris ...’nun miras payı belirlenmelidir. Kök muris ... ’nun 129 ada 7 parsel, 225 ada 39 parsel, 372 ada 92 parsel, 305 ada 26 parsel, 136 ada 78 parsel, 262 ada 29 parsel, 322 ada 11 parsel, 357 ada 1 parsel, 144 ada 155 parsel sayılı taşınmazlarda 1/6 payının, 121 ada 162 parsel sayılı taşınmazda 3/5 payının olduğu, 353 ada 60 parsel, 305 ada 27 parsel 313 ada 7 parsel 178 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda ise tam hisse malik olduğu dikkate alınmalıdır. Anılan taşınmazlarda kök muris ... ’na ait mirasçılık belgesine göre muris ...’nun miras payına denk gelen hisse miktarının muris ...’nun ölüm tarihindeki değeri tespit edilmeli, murisin terekesi ve tenkis miktarı konusunda bilirkişilerden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili ; kararın usul yasaya aykırı olduğunu, mahkemece yapılan yargılamada davaya konu 732 ve 797 sayılı parsellerin edinilmesine ilişkin olarak kanıtlayıcı nitelikte olan tanık beyanları dikkate alınmadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporlarındaki hataların açık olduğunu, arsa ve bunun karşılığı alınan bir daire ve bir dükkana bilirkişiler tarafından çok düşük bedel takdir edildiğini ancak tarlalara ise çok yüksek hatta rayicin misliyle üstünde değerler biçildiğini, raporlara yapılan hiçbir itirazın mahkemece değerlendirmeye alınmadığını, hatalı bilirkişi raporlarının karara baz alınmasının haksız ve yasaya aykırı karar verilmesine neden olduğunu belirterek kararının davacılar lehine bozulması istemi ile temyiz yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 560 ıncı ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda kök muris ... ’nun 129 ada 7 parsel, 225 ada 39 parsel, 372 ada 92 parsel, 305 ada 26 parsel, 136 ada 78 parsel, 262 ada 29 parsel, 322 ada 11 parsel, 357 ada 1 parsel, 144 ada 155 parsel sayılı taşınmazlarda 1/6 payının, 121 ada 162 parsel sayılı taşınmazda 3/5 payının olduğu, muris ...’nun 136 ada 13 parsel sayılı taşınmazda 36/38400 payının bulunduğu dikkate alınmadan, sanki tam hisse ile malikmiş gibi inceleme yapılmış ise de, Dairemizce yukarıda bahsedilen taşınmazlarda kök muris ... ’nun ve muris ...’nun pay miktarları dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacıların saklı payını aşan tasarrufta bulunulmadığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

14.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.