"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/521 E., 2023/23 K.
KARAR : Asıl davanın reddi, birleştirilen davanın kabulü
Taraflar arasındaki asıl davada vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis, birleştirilen davada vasiyetnamenin tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda mahkemece asıl davanın reddine birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararının davacı-birleştirilen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 02.05.2024 tarihli ve 2024/378 Esas, 2024/2338 Karar sayılı kararıyla temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
Davacı-birleştirilen davada davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; her ne kadar karar düzeltme dilekçesi görünürde yasal süre geçtikten sonra sunulmuş ise de, mahiyeti itibariyle maddi hata dilekçesi kapsamında olduğundan süresinde kabul edilerek Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacılar dava dilekçesinde özetle; murisi ...'nın 02/01/2014 tarihinde vefat ettiğini, vefatından sonra açıklanan vasiyetnamesinin vasiyetname şartlarına uygun olmadığını, torunu ... tarafından kandırılarak Adana 15. Noterliğinde usulsüzce imza attırıldığını bildirerek hukuka aykırı vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Asıl davada davacı vekili 14/05/2014 tarihli dilekçesi ile, müvekkillerinin ...'nın mirasçıları olduklarını, Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/83 Esas sayılı dosyası ile Adana 15. Noterliğinin 12 Mart 2013 tarihli 8580 sayılı vasiyetnamenin açılması davası görüldüğünü, ...'nın resmi nikahlı eşi olduğunu, vasiyet eden şahısın davacının ayrıldığı eşinden olma çocuğu olduğunu, ...'nın akciğer kanseri olan ...'ya ağır uyuşturucu içeren ilaçları kullandığını bildiğinden ona bir yol bulup vasiyetnameyi imzalattığını ileri sürerek vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis talep ederek davayı ıslah etmiştir.
3.Birleştirilen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların murisi olan ... tarafından Adana 15. Noterliğinin 12/03/2013 tarih ve 8580 yevmiye sayılı işlemi ile vasiyetname düzenlendiğini ve bu vasiyetname ile Adana ili, Sarıçam ilçesi, Yeniyayla Köyü 456 parsel sayılı taşınmazın müvekkili ... lehine vasiyet edildiğini, vasiyetçi vefat edince Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/83 Esas, 2014/1287 Karar sayılı dosyasında vasiyetname açıldığını ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, ileri sürerek 456 parsel (yeni 135 ada 1 parsel) sayılı taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte hak ve fiil ehliyetini haiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
2.Birleştirilen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; murisin akciğer kanseri olduğunu, psikolojisinin bozuk olduğunu, vasiyetnamenin ahlaka aykırı olduğunu, vasiyetnamenin aldatma ve yanıltma ile yaptırıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.04.2015 tarihli ve 2014/243 Esas, 2015/446 Karar sayılı kararı ile "...davacının sunduğu deliller ile iddiasını ve davasını ispatlayamadığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 28.04.2015 tarihli ve 2014/243 E., 2015/446 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 05.06.2017 tarihli ve 2016/776 Esas, 2017/9087 Karar sayılı ilâmında; dava dilekçesi ve tensip tutanağının davalıya usulüne uygun tebliği yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra, işin esası ile ilgili inceleme ve araştırma yapılarak, oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, davalıya savunma hakkı ve duruşmalara katılma imkanı tanınmadan, 6100 sayılı HMK.nun 27.maddesine aykırı olarak, hukuki dinlenilme hakkının kullanılmasına imkan verilmeden, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, "...ATK 4.İhtisas Kurulunun 52581731-101.01.02-2020/37559 sayılı, 20/05/2020 tarihli heyet raporu ile ...’nun işlemin yapıldığı 12/03/2013 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun tespitinin yapılması ile davacının da bu durumun aksini herhangi bir somut veya kesin delil ile ispatlayamaması, kesin süreye rağmen davacı vekili tarafından tenkis talebinin yerine getirilmesi amacıyla vasiyet alacaklısının talebi olan bedeli depo etmemesi nedeniyle davacının tenkis talebinin yasal koşulları oluşmadığı..." gerekçesiyle asıl davanın reddine, "...vasiyetnamenin tenfizi koşullarının gerçekleştiği..." gerekçesiyle birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl dava davacı-birleştirilen davada davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; vasiyetnamenin iptali davasının birleştirilen davada bekletici mesele yapılması gerektiğini, tenkis bedeli yatırılmadığından davanın usulden reddedilmesine karşılık karşı taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nisbi vekalet ücretine hükmedildiğini, murisin vasiyetname yaparken iradesine hakim olmadığını, tenkis bedelini ekonomik imkansızlık nedeniyle depo edemediklerini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Dairemizin 02.05.2024 tarih ve 2024/378 Esas, 2024/2338 Karar sayılı ilâmında; temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı vekili karar düzeltme talepli dilekçesinde özetle; müvekkili ile birlikte depremden etkilenen illerden Adana'da ikamet ettiğini, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile sürelerin durduğunu, dolayısıyla temyiz başvurularını süresinde yaptıklarını belirterek karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
C. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, asıl davada vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis, birleştirilen davada vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir.
1.Asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı vekiline gerekçeli karar 12.03.2023 tarihinde tebliğ edilmiştir. Asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı vekili kararı 06.04.2023 tarihinde temyiz etmiştir.
2. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 11/02/2023 tarihinde ülkemizde yaşanan 06/02/2023 tarihli deprem nedeniyle yargısal süreler 06/04/2023 tarihine kadar durdurulmuş olup temyiz tarihi 06.04.2023 tarihidir. Temyiz dilekçesinin kabul edilerek dosyanın esastan incelenmesi gerekirken maddi hata nedeniyle temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verildiği bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı vekilinin maddi hata düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 02.05.2024 tarihli temyiz dilekçesinin reddine dair ilâmı kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kananu'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
4. Temyizen incelenen davada Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, Mahkemece hükmedilen vekalet ücreti ve harçların doğru olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 02.05.2024 tarih ve 2024/378 Esas, 2024/2338 Karar sayılı ilâmının KALDIRILMASINA,
Mahkeme hükmünün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
06.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.