Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4937 E. 2025/796 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların, davacının taşınmazına tecavüz ederek inşa ettikleri yapıların yıkılıp yıkılmayacağına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşkınlığın imar uygulaması ile oluşmadığı ve davalıların imar öncesi korunmaya değer bir hakka sahip olmadığı gözetilerek, davalıların taşkın yapıların yıkımına ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/282 E., 2024/188 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar; davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; kayden malik olduğu 198 ada 66 parsel sayılı taşınmaza davalıların ev yapmak suretiyle müdahale ettiklerini, Kars Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/27 D.İş sayılı dosyası ile müdahalenin tespit edildiğini ileri sürerek; el atmanın önlenmesi ile yapıların yıkımına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; şehir planlama ve kadastro çalışmalarında yapılan hata neticesinde yapıların tecavüzlü göründüğünü, taşınmazlarını kullandıklarını, haksız müdahalenin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.05.2014 tarihli ve 2011/520 Esas, 2014/288 Karar sayılı kararıyla; fen bilirkişilerinin 26.07.2011 ve 19.11.2012 havale tarihli raporlarına ekli krokilerde A1, A2 alanlarına davalı ...’in; C1, C2 alanlarına davalı Eyüp’ün; D1, D2 alanlarına davalı ...’ın müdahalelerinin men'ine; A2, C1, C2, D1 ile gösterilen yapıların yıkımına, B harfi ile gösterilen yol ile E harfi ile gösterilen cami bahçesi hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin 13.05.2014 tarihli kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 29.11.2017 tarihli ve 2017/4786 Esas, 2017/6889 Karar sayılı ilâmında; 198 ada 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazların imar öncesi tapu kayıtlarının ve tüm tedavüllerinin getirtilerek taşkınlığın imar uygulaması ile oluşup oluşmadığının, davalıların imar uygulamasından önce korunmaya değer bir hakkının olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, taşkınlık imar uygulaması ile oluşmuşsa ve davalılar korunmaya değer bir hakka sahipse, taşkın kısmın yıkılması hâlinde binanın tümü yıkılacaksa tümünün değeri, aksi hâlde taşkın kısmın değeri saptanarak, bu bedel mahkeme veznesine depo edildikten sonra el atmanın önlenmesi ve yıkım kararı verilmesi, taşkınlık imar uygulaması ile oluşmamışsa ya da davalılar imar öncesi korunmaya değer bir hakka sahip değilse, bedel depo edilmeksizin el atmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerektiği belirtilerek eksik araştırma ve inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesi 16.12.2022 tarihli ve 2018/53 Esas, 2022/348 Karar sayılı kararında, davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda A1, A2 olarak gösterilen alanlara davalı ...’in; C1, C2 alanlarına davalı Eyüp’ün; D1, D2 alanlarına davalı ...’ın müdahalelerinin men'ine; A2, C1, C2, D1 ile gösterilen yapıların yıkımına, B ve E harfleriyle gösterilen alanlar yol ve cami bahçesi olduğundan bu alanlar yönünden davalıların pasif husumetlerinin (davalı sıfatlarının) bulunmadığı değerlendirilerek "B" ve "E" harfleriyle gösterilen bölümlere ilişkin açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

4. Dairemizin 15.05.2023 tarihli ve 2023/1854 Esas, 2023/2552 Karar sayılı ilamında ...’un davada taraf olması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında bilirkişi raporları doğrultusunda; zeminde mevcut taşkınlığın imar uygulaması ile oluşmadığı ve dolayısıyla davalıların imar öncesi korunmaya değer haklarının bulunmadığı anlaşılmakla, bozma ilâmı uyarınca yıkıma konu yapılar için bedel depo edilmeksizin el atmanın önlenmesi ve yıkım isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda A1, A2 olarak gösterilen alanlara davalı ...’in; C1, C2, C3 alanlarına davalı Eyüp’ün; D1, D2 alanlarına davalı ...’ın müdahalelerinin men'ine; A2, C1, C2, D1 ile gösterilen yapıların yıkımına, B ve E harfleriyle gösterilen alanlar yol ve cami bahçesi olduğundan bu alanlar yönünden davalıların pasif husumetlerinin (davalı sıfatlarının) bulunmadığı değerlendirilerek "B" ve "E" harfleriyle gösterilen bölümlere ilişkin açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın müvekkili tarafından mevcut durumu ile satın alındığı ve iyiniyetli malik olarak 30 yılı aşkın bir süredir kullanıldığını, yargılama aşamasında müvekkilin kötüniyetli olduğunu ispata yarar herhangi bir delilin dosya içerisine girmediğini, müvekkiline ait yapının davacıya ait parsele tecavüzlü görünmesinin sebebinin Belediye Başkanlığı ve ilgili kamu kuruluşları tarafından yapılan imar ve parselasyon çalışmaları olduğunu, yapılan imar ve parselasyon çalışmaları neticesinde dava konusu parselin de içerisinde bulunduğu bölgenin tamamında kayma ve kağıt üzerinde parsellerin yer değiştirmesi şeklinde aksaklıklar meydana geldiğini, müvekkilinin kendi kusuru olmaksızın meydana gelen bu durum nedeniyle müvekkiline ait yapının kâl'ine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı bir durum oluşturduğunu, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu ve meydana gelen kaymadan kendi sorumluluğu bulunmayan müvekkili hakkındaki kararın temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili; parselasyon planlarının yanlış düzenlenmesinden kaynaklı davacı taşınmazına müdahale oluştuğunu, Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Değerlendirme

Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi ve yıkım istemine ilişkindir.

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.