Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4958 E. 2025/204 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından ablası olan davacıya ait taşınmazın haksız işgali nedeniyle açılan el atmanın önlenmesi, alacak ve ecrimisil istemlerine ilişkin davada, davalının yaptığı masrafların mahsubu ve ecrimisil miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozmaya uygun karar verdiği, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyularak karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/291 E., 2021/211 K.

KARAR : Asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı, karşı davanın kısmen kabulü, birleştirilen davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen asıl davada el atmanın önlenmesi, karşı davada alacak ve birleştirilen davada ecrimisil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ASIL DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...’in davacı ...’nın kardeşi olduğunu, davacı ... yurtdışında yaşadığı için Türkiye’deki işlerini idare etmesi için ...’e vekalet verdiğini, daha sonra ...’in kendisini yıllardır dolandırdığını anlayınca davalıyı vekaletten azlettiğini, davalının davacıya ait 9 parsel sayılı taşınmazı uzun yıllardır bedelsiz kullandığını, davalıya işgale son vermesi için noter aracılığı ile ihtar gönderildiğini ve 02.07.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtara rağmen müdahalenin devam ettiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesini talep etmiştir.

II. ASIL DAVADA CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; 19 yıl boyunca ablası olan davacının vekilliğini yaptığını, çalışması ile davacının malvarlığını artırdığını, çalışmasının karşılığı olarak 13 yıl önce dava konusu evin inşaatını tamamlamak suretiyle evi kullanmaya başladığını, davacının çalışmasına karşılık olarak dava konusu evi kendisine vereceğini taahhüt ettiğini, evin muhtelif işçiliğini masrafını yaptığını ve davacının bu masrafları vermediğini, vekalet ilişkisinden ... borcu ile ilgili tartışmalar yaşamaları sonucunda davacının kendisine 150.000,00 TL bedelli bono verdiğini, davacıdan borçlarını ödemesini istediğinde davacının “evde oturduğuna say” diyerek ödeme yapmayı reddettiğini belirterek asıl dava yönünden davacının kendisine olan borçlarını birlikte ifa kuralına göre ödemesi şartı ile davayı kabul ettiğini, karşı davasında ise, dava konusu evin kullanılır duruma gelmesi için yaptığı masrafların dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini istemiştir.

III. BİRLEŞTİRİLEN DAVA

Davacılar vekili, bozma sonrası 02.02.2015 tarihinde açılan birleştirilen dava dilekçesinde; davalının haksız işgalinden dolayı ihtar tarihinden itibaren ecrimisil ödenmesini istemiştir.

IV. BİRLEŞTİRİLEN DAVADA CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, davacı ablası ile adi yazılı belge ile vekalet ilişkisinden kaynaklanan borç ve alacaklarını belirlediklerini, buna göre 1.876,00 TL alacağı olduğunu, bu rakamın ecrimisilden mahsubu gerektiğini, ayrıca evi kaba inşaat olarak teslim aldığı için sadece kaba inşaat olarak getirebileceği ecrimisilin istenebileceğini belirtmiştir.

V. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2014 tarihli kararı ile el atmanın sabit olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabülüne, ispatlanamadığından karşı davanın reddine karar verilmiştir.

VI. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Kararın süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VII. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davalı- karşı davacı ... vekili temyizinde, karşı davayı 15.10.2012 tarihinde açtığını ve 19.07.2014 tarihinde dava değerini artırdığını, bu tarihte davalının hala dava konusu taşınmazı kullanmakta olduğundan zamanaşımı süresinin işlemediğini, ...’nın ...’i vekaletten Temmuz 2012 tarihinde azlettiğini ve bu tarihe kadar zamanaşımı süresinin işlemediğini, ayrıca davalının zamanaşımı defini süresinde ileri sürmediğini, ıslah ile ileri sürdüğünden kabul edilmesinin hatalı olduğunu, birleşen dava yönünden ise, dava konusu evin kaba inşaat halinde ...’e teslim edildiğini, ince işçiliği ...’in yaptığını, ...’in evde yaptığı masrafa ilişkin alacağı ödenene kadar iyi niyetli olduğunu, haksız işgal koşulları oluşmadığını ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.

2. Davacı vekili temyizinde, davalı karşı davacının, tüm alacağının icra takibine konu edilen senet ile ödendiğini, davacı ablası ile hesaplaştığını ifade ettiğini, davalının hem 10.000,00 TL hem de 1.876,00 TL alacağı olmasının mümkün olmadığını, ayrıca davalının masraf olarak euro cinsinden bildirdiği rakamların ablası müvekkili tarafından ödendiği için euro cinsinden yazıldığını, davalının vasıfsız bir insan olup masraf yapacak kadar kendi geliri olmadığını, davalının taleplerinin neden kabul edildiğinin gerekçede gereği gibi açıklanmadığını ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl davada el atmanın önlenmesi, karşı davada alacak ve birleştirilen davada ecrimisil istemine ilişkindir.

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VIII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

1086 sayılı Kanunu'nun 440 ıncı maddesinin 3 inci fıkrası gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.