"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/130 E., 2023/661 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; 165 ada 15 parsel sayılı taşınmaza müvekkilinin malik olduğunu, bu parselin bitişiğinde ise davalının malik olduğu 165 ada 43 ve 44 parsel sayılı taşınmazların bulunduğunu, davalının 165 ada 43 ve 44 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bina yapma çalışmaları esnasında davacının sınırlarına tecavüz ettiğini ve arsanın bir kısmının yok olmasına neden olduğunu, taşınmazda heyelan meydana geldiğini ve davacının arsasının bir kısmının koptuğunu diğer kısmının ise heyelan tehdidi altında kaldığını, daha önce de davalı tarafından arsanın bir kısmına müdahale edildiğini ve müdahalenin men’i davasının kabul edildiğini, bahçede bulunan 2 adet kivi, 1 adet incir, 5-6 kök asmanın yok olduğunu, davacıya ait parsel sınırında bulunan taş duvarın da eski müdahale ile yıkıldığını, davalının verdiği zarardan ötürü bahçe tarımının da yapılamadığını belirterek taşınmaza yapılan el atmanın önlenmesini, eski hale getirilmesini mümkün olmadığı takdirde tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı vekili 04.10.2023 tarihli duruşmada; "..bizim şuandaki güncel talebimiz daha önceki fen bilirkişi raporunda sunulan 24,29 m² olduğu tespit edilen alana yönelik el atmanın önlenmesi ve eski hale iadesidir.." beyanında bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı vekili; el atma olmadığından ve eski hale getirildiğinden davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.11.2015 tarihli ve 2014/411 Esas, 2015/942 Karar sayılı kararı ile bilirkişi raporları doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 26.11.2015 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 02.12.2019 tarihli ve 2018/7973 Esas, 2019/10792 Karar sayılı kararıyla "...Mahkemece 06.04.2015 tarihinde dava konusu edilen taşınmazda yapılan keşif sonrasında alınan 08.10.2015 tarihli Fen Bilirkişisinin raporunda pafta zemine uygulanmak suretiyle davacı ve davalıya ait taşınmazların sınırları belirlenmiş olup davacının taşınmazının 165 ada 15 parsel, davalının taşınmazının 165 ada 43 parsel olduğu, davalıya ait 44 parselin ise imar uygulaması sonucunda 52 parsele dönüştüğü, taraflar arasında daha önce de elatmanın önlenmesi davası açıldığı bu davada davalı tarafından davacı taşınmazına müdahale edildiği belirtilen kısmın mavi renkli A harfi ile gösterilen 13 m2 lik kısım olduğu, şimdi ise davacının taşınmazına davalı tarafça turuncu renkli B harfli kısımdan yaklaşık 55 m2 müdahale edildiği; yine İnşaat, Ziraat ve Jeoloji bilirkişilerince ortak olarak düzenlenen 15.10.2015 tarihli raporda ise; davalı taşınmazlarında yapılan kazı çalışmaları nedeniyle davacıya ait taşınmazda göçmelerin olduğu kazı etki alanı içinde kalan taşınmazın bu bölümünün büyüklüğünün de fen raporunda belirtildiği gibi 55 m2 olduğu, kazı çalışmasına bağlı şev stabilitesinin bozulması sonucunda gelişen lokal heyelanlar olduğu duvar imalatı yapılarak bu durumun önüne geçildiği ve önlem alındığı, eski hale getirme yönünden yapılan değerlendirmede tespit tarihinde göçme olan bölümde yeni duvar yapıldığı, taşınmazın gösterilen sınırlarına uygun olduğu, kazıdan kaynaklı göçme bölgesinin ilk haline dönüştürüldüğü tespit edilmişse de hükme esas alınan bu bilirkişi raporları infaza elverişli değildir. Şöyle ki; İnşaat, Ziraat ve Jeoloji bilirkişilerince müdahale olduğu tespit edilmiş, duvar yapılmak suretiyle müdahalenin giderildiği belirtilmişse de fen bilirkişi raporunda müdahalenin giderilmesi için inşa edildiği belirtilen duvarın davacı taşınmazının kadastral sınırında mı, heyelen sonrası kalan kısım sınırında mı yoksa davalı taşınmazını korumaya yönelik davalı taşınmazının sınırında mı kaldığı krokide net olarak gösterilmediği gibi müdahalenin yapılan bu duvar ile davacının zararını tam olarak giderebilecek nitelikte olup olmadığı hususu da açık değildir. O halde Mahkemece; dava konusu edilen taşınmazlarda yeniden keşif yapılmak suretiyle dava tarihi itibariyle müdahalenin olup olmadığı, müdahale olması halinde tespit edilen kısma hangi tarihte ne şekilde ve tam olarak nereye duvar yapıldığı, yapılan bu duvarın zararı giderecek nitelikte olup olmadığı tespit edilerek hüküm kurmaya elverişli rapor alınması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmediği" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "keşif ve bilirkişi raporları doğrultusunda davalı tarafça davacı tarafın taşınmazının 24,29 m²' lik kısmına toprak kayması meydana gelecek şekilde haksız olarak el attığı, el atılan kısmın bedeli ile toprak dolgu malzemesi ile doldurmak suretiyle eski hale getirme bedeli arasında fahiş bir fark olmadığı" gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıya ait 165 ada 15 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda sarı renkle ve A harfi ile gösterilen 24,29 m2 lik kısmına yönelik davalının el atmasının önlenmesine, 165 ada 15 parsel üzerinde bulunan taşınmazın fen bilirkişi raporunda sarı renkle ve A harfi ile gösterilen 24,29 m2 lik kısmının toprak dolgu malzemesi ile doldurulmak suretiyle taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Bilirkişi raporlarında müdahalenin bulunmadığının, taşınmazın eski hale getirildiğinin belirtildiği,
b. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği,
c. Kararın hukuka aykırı olduğunu, beyan etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, komşuluk hukukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi, eski hale getirme mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6100 sayılı Kanun 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.