Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4979 E. 2025/338 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Komşu parseller arasında taş duvar nedeniyle oluşan el atmanın önlenmesi, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi ve tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davalı-karşı davacının taş duvarın yol açtığı koku, haşerat ve yılan gibi şikayetleri ile tazminat talebi hakkında gerekli inceleme yapılmadan ve davalının tüm talepleri değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1978 E., 2024/1982 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/71 E., 2023/240 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 257 ada 6 parsel sayılı taşınmazın hissedarı ve zilyedi olduğunu, komşu 257 ada 5 parsel sayılı taşınmaz malikinin ise davalı olduğunu, davacının yaptırdığı ölçüm sonucunda davalının 18,06 metrekare miktarında davacı taşınmazına tecavüz ettiğinin anlaşıldığını belirterek dava konusu 257 ada 6 parsel sayılı taşınmaza 257 ada 5 parsel sayılı taşınmazdan tel avlu çekmek suretiyle yapılan tecavüzün önlenmesi ile avlunun kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP ve KARŞI DAVA

Davalı- karşı davacı ... vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddia ve beyanların gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın taşınmazında eski ve yıkılmaya yüz tutmuş bir ahşap köy evinin ahırı olduğunu, yani ahşap yapının ev olarak kullanılan kısmının yıkılmış fakat ahır olarak kullanılan kısmının metruk vaziyette halen ayakta ve yıkılmak üzere olduğunu, ayrıca etrafa kötü koku ve haşerat yayılmasına sebep olduğunu, davacının söz konusu yapının yıkılmasına engel olmak amacıyla huzurdaki davayı açtığını, davacı tarafın tek taraflı sınır tespitine itibar edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın da davalının taşınmazına tecavüz ettiğinin görüldüğünü, bu nedenle karşı dava ikame ettiklerini, davacı tarafa ait olan tel çitin kendi taşınmazına ait olan kısmından itibaren bir sınır belirleyerek çit yaptırdığını, davacı tarafın taşınmazına herhangi bir müdahalesi olmadığını, davanın reddi gerektiğini, asıl ihtilafın davacı tarafa ait olan ve tehlike arz eden yapının yıkılmak istenmemesi olduğunu, öncelikle haksız ve yersiz olarak davalı aleyhine açılan asıl davanın reddine, karşı davanın ise kabulü ile hukuka aykırı şekilde yapılan haksız el atmanın önlenmesine, maili inhidam yapının kaline, bu işgal sonucunda oluşan haksız kullanım, mağduriyet ve zararlarının karşılanması için şimdilik 500,00 TL tazminatın müdahale tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte karşı davalıdan alınarak karşı davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiş; 07.12.2022 havale tarihli ıslah dilekçesinde ise, asıl dava yönünden 6 parsel sayılı taşınmaza taşkın betona yönelik temliken tescil, olmazsa irtifak hakkı tesisi; karşı dava yönünden ise metruk yapı ahır olarak kullanıldığından kötü koku, haşerat yaydığını, davalı evine yılan girmesine neden olduğunu, ayrıca yıkım tehlikesi bulunduğunu, tüm bu hususların komşuluk hukukuna aykırılık oluşturduğunu belirterek bu aykırılığın giderilmesini, 4 parseldeki metruk yapının yıkılmasını ve katlandığı külfet gereği kendisine 10.000,00 TL tazminat ödenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava yönünden; davacı-karşı davalının davasının kabulü ile; 257 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 257 ada 6 parsele yapmış olduğu ve 14/03/2023 tarihli fen bilirkişi raporunda yeşil renk ile boyalı A harfi ile gösterilen 18,06 m2lik kısmı yönünden el atmanın önlenmesine; karşı dava yönünden davalı-karşı davacının talebine yönelik olarak karşı davaya konu yapı yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına; davalı-karşı davacının talebinin karşı davaya konu taş duvar yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı ... vekili ile davalı- karşı davacı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuş; Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde :

a.Karşı dava yönünden davanın reddine karar verildiği halde kendisini vekille temsil eden müvekkili davacı-karşı davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının kanuna aykırı olduğunu, yine karşı davada karşı davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin ve yargılama giderlerinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğunu,

b.Gerekçedeki TMK 737. madde çerçevesindeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin davacı-karşı davalıya ait yapının metruk vaziyette, kötü koku ve haşerat yayar şekilde olduğuna ilişkin tespitinin doğru olmadığını, bu tespite nasıl ulaşıldığının da açıklanmadığını, TMK 737 uyarınca alınmış bir rapor bulunmadığını,

c.Davalının kötü niyetli olarak hareket ettiğini, dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davalı-karşı davacının, müvekkil davacı-karşı davalıya ait taşınmaz üzerindeki yapı ile ilgili tüm iddialarının gerçek dışı olduğu, Samsun 2. İdare Mahkemesinin 2021/783 Esas ve 2021/1108 Karar sayılı dava dosyası ile de sabit olduğunu, yerel mahkemece iş bu dava dosyasının irdelenmediğini,

d.Karşı dava yönünden müvekkili davacı-karşı davalı lehine kendisini vekille temsil ettirdiği de dikkate alınarak vekalet ücretine hükmedilmesi ve karşı davaya ilişkin yargılama giderlerinin davalı-karşı davacı üzerine bırakılması gerektiğini belirterek hükmü temyiz etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı ... vekili temyiz dilekçesinde:

a.Karşı davayı "komşuluk hukukuna dayalı aykırılığın giderilmesi ve fedakarlığın denkleştirilmesi nedeni ile 10.000,00 TL tazminatın ödenmesi" yönünde ıslah ettiklerini,

b.Davacı-karşı davalı yanın, komşuluk hukuku gereklerini yerine getirmekten ısrarla kaçındığını, olası ... ve mal kaybı felaketinin önüne geçebilmek adına taşkınlığa son verilmesi taleplerinin mahkemece ahşap yapının yıktırıldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiğini,

c.Komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi için taş duvarın kaldırılması gerektiğini, bu duvarın etrafa ve en çok da davalının evine havaların ısınması ile birlikte çok ciddi şekilde koku ve haşerat yaydığını, aynı zamanda yılan yuvası haline gelmiş olan metruk taş yapının müvekkilinin evine yılan girmesine neden olduğunu, tahammül sınırlarının aşıldığını, ancak bu hususların bilirkişi raporlarında değerlendirilmediğini,

d.Ayancık ilçesinin afet ve sel bölgesi oluşunun da metruk taş yapının her geçen gün müvekkilinin evine doğru kaymasına neden olduğunu, yerel mahkeme eliyle aldırılan 07.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda da görüleceği üzere 257 ada 4 numaralı parsel üzerindeki metruk taş yapının ömrünü tamamladığı, yıkılma tehlikesi bulunduğunun tespit edildiğini,

e.Davacı-karşı davalının komşuluk hukukundan kaynaklanan aykırı davranışları sebebi ile talep ettikleri tazminatın mahkemece karara bağlanmadığını, ıslah dilekçesinin gözden kaçırıldığını belirterek hükmü temyiz etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; asıl davada el atmanın önlenmesi ve kal, karşı davada temliken tescil, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi, kal ve tazminat istemine ilişkindir.

1.TMK'nın m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiş, maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.

Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750 nci maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.

TMK’nın 737 nci maddesi; “Herkes, taşınmaz mülkiyetinden ... yetkilerini kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür. Özellikle; taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel âdete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü ve sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır. Yerel adete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan ... denkleştirmeye ilişkin haklar saklıdır” hükmünü içermektedir.

Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir.

Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski ... getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak, davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez.

Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir el atmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya el atmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.

Taşkın kullanma belirlendiği takdirde takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.

Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir.

2. Somut olaya gelince; asıl davada el atmanın önlenmesi ve kal; karşı davada temliken tescil, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi, kal ve tazminat istenmiş, taraflar hükmü karşı davaya ilişkin olarak temyiz etmiştir.

Davalı- karşı davacı, karşı dava dilekçesinde maliki bulunduğu 5 parsel sayılı taşınmaza yönelik el atmanın önlenmesi, kal ve tazminat talebinde bulunmuş ancak 07.12.2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 4 parsel sayılı taşınmazda bulunan taş duvarın etrafa (en çok da davalının evine ) havaların ısınması ile birlikte çok ciddi şekilde koku ve haşerat yaydığını, aynı zamanda yılan yuvası haline gelerek müvekkilinin evine yılan girmesine neden olduğunu, yine yıkılma tehlikesi bulunduğunu, bu durumun tahammül sınırlarını aştığını belirterek komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle yapının kalini ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince zararının tazmini talebinde bulunmuştur. Ne var ki mahkemece yalnızca dava konusu yapının mevcut haliyle yıkım tehdidi yaratıp yaratmadığı hususu üzerinde durularak taş duvarın yıkılması talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı- karşı davacının yılan, haşerat, koku şeklindeki yakınmalarıyla ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın gerekçeli kararda yargılama giderleri yönünden taş duvarın metruk vaziyette, kötü koku ve haşerat yayar şekilde olması komşuluk hukukuna aykırı bulunarak yargılama giderlerinden davacı- karşı davalı sorumlu tutulmuştur. Mahkemece gerekli bilirkişi incelemesi yaptırılmamasına rağmen taş duvarın durumu yargılama giderleri yönünden komşuluk hukukuna aykırı olarak değerlendirilmiş, ancak hüküm kısmında bu duvarın kaline ilişkin talep reddedilmiştir. Bu durumun çelişki oluşturduğu açıktır. Yine davalı- karşı davacının tazminat talebi yönünden de mahkemece değerlendirmede bulunulmadığı anlaşılmıştır. Hâl böyle olunca, yukarıda anlatılan ilkelere uygun şekilde davalı- karşı davacının tüm talepleri yönünden gerekli incelemeler yapılarak hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.