Logo

7. Hukuk Dairesi2024/5003 E. 2025/1342 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydı maliki belli olan taşınmaz için, malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, tapu kaydının maliki belli olan bir taşınmaz için tapu malikinin tapu kütüğünden anlaşılamadığı iddiasıyla dava açması ve bozma kararından sonra davasını ıslah ederek farklı bir nedene dayandırmasının mümkün olmadığı, mahkemenin bozma kararına uyarak davanın reddine karar vermesinin doğru olduğu, ancak davalı Hazine vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi noktasında eksiklik bulunduğu gözetilerek, mahkeme kararına vekalet ücreti eklenmek suretiyle düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/1369 E., 2024/1036 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; 370 ada 22 ve 32 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tescil edildiğini; ancak taşınmazlarda müvekkilinin TMK'nın 713/2. maddesi uyarınca 20 yıllık malik sıfatıyla zilyetliği bulunduğundan mülkiyet hakkını kazandığını, Hazine öncesi adına tescil hükmü kurulan ... kızı ...’nın kim olduğunun anlaşılamadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili, hak düşürücü sürenin dolduğunu ve zilyetlikle kazanma şartları sağlanmadığından davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili; öncelikle husumetten ret kararı verilmesi gerektiğini, esasa girildiğinde ise zilyetlikle kazanma şartlarının ve hak düşürücü sürenin araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

3.Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili; hak düşürücü sürenin dolduğunu, taşınmazın zilyetlikten kazanılamayacağını belirterek reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16.02.2016 tarih ve 2015/798 Esas, 2016/169 Karar sayılı kararı ile; kadastro çalışmalarından itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.12.2019 tarih ve 2016/9168 Esas, 2019/10841 Karar sayılı ilâmında; davacının dava dilekçesi ile TMK'nın 713/2. fıkrasında yazılı nedenlerle mülkiyet hakkını kazandığını ileri sürdükten sonra 18.01.2016 havale tarihli dilekçesi ile de davalı Hazineden önce kayıt maliki olan ... kızı ...'nın kim olduğunun anlaşılamadığını, kimliği tapu kaydından anlaşılamayan kişi adına kayıtlı olması nedeniyle zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasını açtığını belirttiğinden davanın, TMK'nın 713/2. maddesi uyarınca açılan tapu kütüğünden malikinin kim olduğunun anlaşılamaması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yanlış niteleme ile hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 09.11.2021 tarih ve 2020/268 Esas, 2021/785 Karar sayılı kararı ile; taşınmazın eklemeli zilyetlik suretiyle uzun yıllardır kullanıldığı, zilyetliğinin kesintisiz ve aralıksız sürdüğü, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, zilyetlikle mülk edinmeye elverişli yerlerden olduğu, taşınmazda imar ve ihyanın tamamlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 06.06.2023 tarihli, 2023/2183 Esas ve 2023/3132 Karar sayılı kararı ile; görülmekte olan davada, kayıt malikinin kim olduğu tapu kütüğünden anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki hükmün Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 06.06.2023 tarihli, 2023/2183 Esas ve 2023/3132 Karar sayılı ilamıyla tapu maliki ... kızı ...' nın tanınan ve bilinen şahıslardan olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulduğunu, mahkemece söz konusu karara uyulduğunu, bu nedenle davacının davasının reddine karar verildiğini, davacı taraf her ne kadar bozmadan sonra ıslah yaparak davasını "tapu malikinin 20 yıl önce ölmesi" nedenine dayandırmış ise de, Yargıtay İBGK 06.05.2016 tarih ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı kararı gereği bozmadan sonra ıslahın mümkün görülmemesi ve mahkemece bozmaya uyulduğu ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle ıslah talepleri dikkate alınmayarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a.Yargılama boyunca ilk defa ıslah talebinde bulunulduğunu, talebin hukuka uygun olduğunu, mahkeme gerekçesinin isabetli olmadığını, bu nedenle hükmün bozulması gerektiğini, mahkemece bozma sonrası tahkikat yapılarak bozmaya uyma ya da direnme kararı verilmesi gerektiğini, taraflarınca bozmanın kabul edilmediğinin celsede belirtildiğini, bu nedenle davalı tarafça kazanılmış hak oluşmadığını,

b. Ölüm nedenine dayalı olarak zilyetlikle kazanma koşullarının davacı tarafça sağlandığını, 1968’ten beri eklemeli zilyetlikle taşınmazların kullanıldığını, 14.05.1988 itibariyle taşınmaz mülkiyetinin kazanıldığını belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; davanın reddine karar verildiği halde lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usule aykırı olduğunu belirterek bu yönden bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK'nın 713/2. fıkrasında yer alan “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” hukuki sebebine dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

Somut olayda; davacı tarafından TMK 713/2. maddesinde yer alan “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunulduğu, mahkemece bozma kararına uyularak davanın reddine karar verildiği halde kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'un 438/7. maddesi hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Davalı Hazine vekilinin mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararına yeni bir bent olarak “Davalı Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” cümlesinin eklenmesi suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.