"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/23 E., 2024/42 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacı-karşı davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 451 ada 76 parsel sayılı taşınmaz malikinin davacı olduğunu, davalının müvekkilinin taşınmazını yıllardır bedel ödemeden kullandığını belirterek davalının haksız el atmasının önlenmesine ve tespit dosyasında belirlenen tüm muhdesatlarla birlikte teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili karşı dava ve cevap dilekçesi ile; dava konusu taşınmazı müvekkilinin aynı zamanda kardeşi olan davacının müteveffa annesi ...ile birlikte satın aldığını, tapunun önce davacının kardeşi ... ... adına, akabinde davacının müteveffa annesi ...adına tescil gördüğünü, ...nin ölümü ile de davacı kızına intikal ettiğini, müvekkilinin davacının müteveffa annesi ...nin ve oğlu Seçkin ...'ın izni, hatta talebiyle bu taşınmazı kullanmaya başladığını, davacının da bu durumu hem bildiğini hem de onay verdiğini, taşınmaz üzerinde bulunan ev, ahır, samanlık, su kuyusu, su pompası, su deposu vesair tüm yapıları müvekkilinin yaptırdığını, ayrıca taşınmaza çeşitli ağaçlar diktiğini, davalının iyi niyetli olduğunu belirterek asıl davanın reddini, karşı davanın ise kabulü ile 451 ada 76 parsel sayılı davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki müvekkili tarafından yapılan ve keşif sırasında gösterecekleri tüm yapılar ve dikili ağaçların rayiç değerlerinin faiziyle birlikte sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği taraflarına ödenmesini, belirlenecek rayiç bedel taraflarına ödeninceye kadar lehlerine MK 994 gereğince hapis hakkı tanınmasını talep etmiştir.
2. Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde; taşınmaz üzerindeki tüm yapı ve ağaçların davacı-karşı davalıya ait olduğunu, mülkiyetin bunları da kapsadığını, tanık dinletmeye muvafakatleri olmadığını, karşı davacının dayısı olması nedeniyle taşınmazdan geçimini sağlaması için geçici olarak taşınmazı kullanmasına izin verildiğini, ancak sonraki süreçte taşınmazın teslim edilmediğini, sebepsiz zenginleşmeye ilişkin taleplerin zamanaşımına uğradığını, hapis hakkı istem şartlarının da oluşmadığını belirterek karşı davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.12.2015 tarihli ve 2014/180 Esas, 2015/565 Karar sayılı kararıyla asıl dava yönünden; davacı-karşı davalı ... ...'ın davasının kabulü ile 76 parsele yönelik 11.475,00 TL (11 yaşından küçük ağaçların bedeli ile su kuyusunun sabit yatırım bedeli) üzerinden davalı-karşı davacıya hapis hakkı tanınmak suretiyle davalı-karşı davacı ...'nin el atmasının önlenmesine ve taşınmazın üzerindeki mevcut tüm yapı ve muhdesatlarla davacı-karşı davalı ... ...'a teslimine, karşı dava yönünden; davalı-karşı davacı ...'nin davasının kısmen kabul-kısmen reddi ile 11.475,00 TL (11 yaşından küçük ağaçların bedeli ile su kuyusunun sabit yatırım bedeli) sebepsiz zenginleşme bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davacı- karşı davalı ... ...'dan alınarak davalı-karşı davacı ...'ye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 29.12.2015 tarihli kararının süresi içinde davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.10.2018 tarihli ve 2018/2084 Esas, 2018/16806 Karar sayılı kararı ile; taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, karşı davaya ve hapis hakkına konu edilen yapıların ve ağaçların 1991 yıllarından itibaren davacının murisinin ve davacının rızası ile peyder pey yapıldığı, hâl böyle olunca davaya konu edilen yapıların yapılmasında ve ağaçların dikilmesinde davalı-karşı davacının iyiniyetli olduğunun kabulü ile hüküm tesisi gerekirken yazılı olduğu üzere sadece 11 yaşından küçük ağaçların bedeli ve su kuyusu esas alınmak suretiyle karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davada el atmanın önlenmesi talebi için Yargıtay incelemesinden geçip kesinleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, karşı davada ise 114.266,50 TL sebepsiz zenginleşme bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, sebepsiz zenginleşme bedeli olarak hükmedilen 114.266,50 TL ödenene kadar davalı-karşı davacı lehine sebepsiz zenginleşmeye konu muhdesatlarda hapis hakkı tanınmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde:
1. Bozma kararından sonra ellerine geçen 24.11.2004 tarihli belgenin delil sözleşmesi niteliğinde olduğunu, davalı tarafından kabul edildiğini, bu belge ile karşı davanın açıklığa kavuştuğunu, karşı davacının yalnızca bir ev ile hayvan damı yaptığını ve taşınmazı terk ettiğinde bu ikisini talep hakkı olduğunu kabul ettiğini, bu nedenle su kuyusu, ağaçlar ile diğer yapıların davalı tarafından yapıldığının- dikildiğinin ispatlanamadığını, aksi durumun başkaca, özellikle tanık delili ile ispatlanamayacağını, tanık delilinin takdiri olduğunu, belgenin ise kesin delil niteliğinde olduğunu,
2. Belge tarihinden sonra taşınmazda yapılan yapı-ağaç bulunmadığını,
3. Belge uyarınca davalının yalnızca inşaat bedelini faydalı masraf olarak isteyebileceği kabul edilmişse de hükümde yapı bedellerinin ödenmesine karar verildiğini, inşaat bedeline ilişkin rapor alınmadığını,
4. İlk hüküm sonrası davalının icra takibi başlatıp hapis hakkı bedelini ve hükmün fer'ilerini tahsil ettiğini, ancak bu durumun güncel kararda dikkate alınmadığını, mükerrer ödeme ihtimali olduğunu belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; asıl davada el atmanın önlenmesi, karşı davada ise sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak ile hapis hakkı tanınması istemlerine ilişkindir.
Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı-karşı davalının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
10.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.