Logo

7. Hukuk Dairesi2024/5201 E. 2025/431 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu tahsis belgesine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasının, taşınmazın davadan önce üçüncü kişiye tescil edilmesi nedeniyle tazminat davasına dönüşmesi üzerine, tazminatın hangi miktar üzerinden hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının tapu tahsis belgesi karşılığında ödediği bedelin güncellenmiş değerinin tazminat olarak hükmedilmesi gerektiği yönündeki Yargıtay’ın önceki bozma kararına uyulması ve davacının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/125 E., 2024/476 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili, davalı ... tarafından 1848 ada 16 parsel sayılı taşınmazda 197,80 m²'lik bölümün 2981 sayılı İmar Affı Kanunu uyarınca hak sahibi dava dışı ... Keskin'e tapu tahsis belgesi ile tahsis edildiğini, müvekkilinin ise 22.06.1984 tarihinde tapuya şerh edilen temlik sözleşmesi ile tahsis hakkını ... Keskin mirasçılarından temlik aldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın 197,80 m²'lik bölümünün tapusunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.

2. Fer'i müdahale talebinde bulunan tapu tahsis belgesi sahibi ... Keskin mirasçıları, davacının iddialarının doğru olduğunu, dava konusu taşınmazdaki tahsis hakkını davacıya devrettiklerini ve bedelini aldıklarını, davanın kazanılmasında hukuki menfaatlerinin bulunduğunu belirterek davaya katılma talebinde bulunmuşlar, Mahkemece fer'i müdahil olarak davaya katılmalarına karar verilmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili, 2981 sayılı Kanun'un yürürlükten kaldırıldığını, davacının şahsi hakka dayalı olarak tapu tahsis belgesine istinaden tapu iptali ve tescil isteminde bulunamayacağını, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.05.2014 tarihli ve 2013/815 Esas, 2014/173 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kamu hizmetine ayrılmış yerlerden olmadığı, tahsise konu yerin imar planında konut alanında kaldığı, tahsise konu arsa bedelinin ödendiği, imar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tâbi tutulan 134 pafta 499 ada 1 numaralı parselden düzenleme ortaklık payı kesildiği, tahsise konu yeri tahsis sahibinden devralan davacı, eşi ve çocuklarına aynı ilçe içinde başka yerden tahsis yapılmadığı, buna göre 2981 sayılı Kanunda tahsis belgesine istinaden tescil yapılabilmesi için aranan koşulların davacı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu Kadıköy ilçesi, İkbaliye Mahallesi, 227 pafta, 1848 ada 16 parsel numaralı, 218 m² yüzölçümlü arsa nitelikli taşınmazın 13496/21800 hissesinin davalı ... adına olan tapu kaydının iptal edilerek, davalı ... aleyhine konulmuş haciz vb. takyidatlardan ari bir şekilde davacı adına tapuya tesciline, 8304/21800 hissesinin yerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 08.05.2014 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 15.10.2015 tarihli ve 2014/13989 Esas, 2015/9056 Karar sayılı kararıyla; davacının tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istediği 1848 ada 16 parsel sayılı taşınmazın karar tarihinden önce 29.01.2014 tarihinde Kadıköy Rum Ortodoks Cemaati Kiliseleri Mektepleri ve Mezarlığı Vakfı adına tescil edildiği, bu durumda Mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 125. maddesi gereğince davacıya seçimlik hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 08.11.2016 tarihli ve 2016/15 Esas, 2016/207 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından seçimlik hak kullanılarak, davalı Belediyeye karşı tazminat davası olarak davaya devam edilmekle, tescile hak kazanan davacının, hak kazandığı 134,96 m²'lik kısma tekabül eden 404.880,00 TL bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 08.11.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 28.09.2017 tarihli ve 2017/666 Esas, 2017/6985 Karar sayılı kararıyla; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, öte yandan her ne kadar tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi yerinde ise de Mahkemece, davacının tahsis hakkını temlik aldığı ... Keskin tarafından tapu tahsis belgesinin düzenlenmesi sırasında ödendiği anlaşılan 2.000,00 TL ile satış bedeli olarak 16.12.1991 tarihli "tahsilat müzekkeresi" ile ödendiği anlaşılan 522.830 (eski) TL'nin güncellenmiş değerinin bilirkişiye hesaplattırılarak davalı Belediyeden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla hesaplanan rayiç değerine hükmedilmesinin doğru görülmediği açıklanarak karar bozulmuştur.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. Mahkemenin 17.07.2020 tarihli ve 2018/471 Esas, 2020/241 Karar sayılı kararıyla; davacının davalıdan olan alacağının denkleştirici adalet ilkesi doğrultusunda 548,28 TL olduğunun sabit olduğu gerekçesiyle bu doğrultuda davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

2. Hükmün, davacı vekilince temyizi üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince 21.04.2021 tarihli ve 2021/282 Esas, 2021/2987 Karar sayılı ilâmı ile düzeltilerek onama kararı verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı (Karar düzeltme kabul-bozma)

1. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince 21.04.2021 tarihli ve 2021/282 Esas 2021/2987 Karar sayılı ilâmına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 13.12.2021 tarihli ve 2021/6143 Esas, 2021/3835 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 28.09.2017 tarihli ve 2017/666 Esas, 2017/6985 Karar sayılı bozma ilâmında tazminat bedelinin rayiç değer üzerinden hesaplanmasının doğru olmadığı belirtilerek tapu tahsis belgesinin düzenlenmesi sırasında yapılan ödemelere ilişkin iki adet makbuz bulunduğundan bahsedilerek tazminat isteminin belirtilen iki adet makbuz üzerinden incelenmesi gerektiği açıklanmış ise de; davacı vekilinin dosyada tapu tahsis belgesine ilişkin toplam beş adet makbuz bulunduğu şeklindeki itirazı dikkate alınmadığı, Mahkemece davacı tarafın bahsettiği diğer makbuzlar yönünden de bir değerlendirme yapılarak tapu tahsis belgesine ait ödeme makbuzlarının hangileri olduğunun tespiti ile davalı tarafın savunmaları da dikkate alınarak sonuca göre karar verilmesi gerektiği açıklanarak karar bozulmuştur.

F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile denkleştirici adalet ilkesine göre ödenen bedellerin değerinin 4.823,37 TL olduğu gerekçesiyle davanın bu bedel üzerinden kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen bedelin eksik olduğunu, bilirkişi raporlarında hata olduğunu, paranın alım gücünün korunmadığını, hatalı değerlendirme ve eksik incelemeyle karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapu tahsis belgesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 hükmü atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi ile 439/2 hükmünde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Karar düzeltme yolu miktar yönünden kapalı olup,

03.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

K A R Ş I O Y

1. Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tazminat talebine ilişkindir.

2. Davacı vekili; davalı ... tarafından dava konusu taşınmazın 197,80 m²'lik bölümünün 24.02.1984 tarihli ve 2981 sayılı Kanun uyarınca hak sahibi dava dışı ... Keskin'e tapu tahsis belgesiyle tahsis edildiğini, vekilinin ise 22.06.1984 tarihli tapuya şerh edilen temlik sözleşmesi ile tahsis hakkını ... Keskin mirasçılarından temlik aldığını belirterek dava konusu taşınmazın anılan bölümünün tapusunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince (İDM) dava konusu taşınmazın kamu hizmetine ayrılmış yerlerden olmadığı, tahsise konu yerin imar planında konut alanında kaldığı, tahsise konu arsa bedelinin ödendiği, düzenleme ortaklık payının kesildiği, tahsise konu yeri tahsis sahibinden devralan davacının eşi ve çocuklarına aynı ilçe içinden başka yerden tahsis yapılmadığı buna göre Kanun'da aranan tüm koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Kararın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince taşınmazın karar tarihinden önce 29.01.2014 tarihinde üçüncü kişi adına tescil edildiği, bu durumda Mahkemece davacıya 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 125. maddesi gereğince seçimlilik hakkının hatırlatılması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak davacıya seçim hakkı sorulmuş, davacı taraf tazminat talebinde bulunmakla dava konusu taşınmazın "rayiç bedeli" üzerinden belirlenen tazminata hükmedilmiştir.

5. Anılan kararın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince rayiç bedel üzerinden tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı, davacının Belediyeye ödediği bedelin güncellenmiş değerinin bilirkişiye hesaplattırılarak davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle karar ikinci kez bozulmuştur. İDM'ce bozma kararına uyularak davacı tarafça ödenen bedelin güncellenmesi üzerine tespit edilen değer üzerinden tazminat alınmasına karar verilmiştir. Kararın temyizi üzerine Dairemizin Sayın Çoğunluğunca da anılan karar onanmıştır.

6. Sayın Çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık davanın taşınmazın rayiç bedeli üzerinden mi yoksa davacı tarafından ödenen ve enflasyon karşısında ciddi bir erimeye maruz kalan güncellenmiş değer üzerinden mi karara bağlanması gerektiği noktasında toplanmaktadır.

7. Dava tapu tahsis belgesine dayalı olarak açılmış olup taşınmazın üçüncü kişiye devredilmemiş olması durumunda 2981 sayılı Kanun'da belirtilen tüm şartlar davacı lehine gerçekleştiğinden taşınmazın davacı adına tescil edilmesi gerektiği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Dairemizin yerleşik içtihatları da bu yöndedir. Bir başka ifade ile Kanun'da davacıya tapu tahsis belgesine dayalı olarak taşınmazı adına tescil ettirme hakkının verildiği ve dava tarihinde bu şartların tahakkuk ettiği anlaşılmaktadır. Ancak bu tescil talebi taşınmazın karar tarihinden önce üçüncü kişi adına tescil edilmiş olması hukuki nedenine dayalı olarak gerçekleşememiştir.

8. Taşınmazın üçüncü kişi adına tescil edilmemiş olması halinde dava konusu yerin adına tescil etme gibi bir haktan yararlanabilecekken taşınmazın üçüncü kişi adına tescil olması nedeniyle sanki mülkiyet hakkı doğmamış gibi kabul edilerek davacıya taşınmazın değerinin çok çok atında kalan ve yıllar önce ödenen bedelin güncelleştirilerek davacıya ödenmesine karar verilmesinin davacının mülkiyet hakkına orantısız bir müdahale teşkil edeceği açıktır. Öte yandan bunun kanunun uygulanması açısından bireylere eşit olmayan ve çelişkili bir muamelede bulunulmasına sebebiyet vermesi de söz konusu olacaktır.

9. Açıklanan nedenlerle taşınmazın rayiç bedeli üzerinden tazminat alınmasını öngörmeyen İDM kararının bozulması gerektiği kanaatine ulaşıldığından aksi yöndeki onama kararına iştirak edilememiştir.