"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/2893 E., 2024/2827 K.
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 882 parsel ve 876 parsel sayılı taşınmazlarda hisse sahibi olduğunu, taşınmazlar üzerinde fiili taksim gerçekleştirilmediğini, dava konusu taşınmazlardan 876 parselde 1/2 hisse ve 882 parselde 355/758 hisse sahibi ... 'ün hisselerini 02.10.2018 tarihinde ve her bir taşınmazdaki hissesini 300.000,00 TL'den toplam 600.000,00 TL'ye davalıya sattığını, davacının ön alım hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek davalının dava konusu 876 ve 882 parsel sayılı taşınmazlar üzerideki hissesinin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının dava konusu taşınmaz hisselerini temellük kastıyla değil, dava dışı ........ten olan alacağının teminatı olarak, "inançlı işlem" ile devraldığını, taşınmazlarda fiili taksim olduğunu, satış tarihi üzerinden uzun süre geçtiğinden değer tespiti yapılması gerektiğini, ön alım hakkının kullanılmasının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...ön alım hakkı davasının açılabilmesinin ön koşulunun taraflar arasında gerçek bir satım sözleşmesinin olmasının gerektiği, ancak somut olayda gerçek bir satım sözleşmesinin bulunmadığı..." gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 16.03.2023 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.03.2023 tarihli kararının süresi içerisinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, "Eldeki davada, ön alım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay el birliği mülkiyetine konu olup yukarıdaki açıklamalar gözetildiğinde tüm ortakların birlikte dava açması ya da bir ortağın açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerektiğinden, davacı tarafından davalıya satılan payın tamamı için kendi adına tescil isteminde bulunması durumunda gerek 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, gerekse ön alım hakkının hukukî niteliği ve bu hakkın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 733. maddesinde öngörülen noter bildirimi üzerine üç ay ve her hâlde iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılarak kullanılması gereken ivedi haklardan olması nedeniyle tek başına bir mirasçı tarafından kendi adına tescil istemli olarak dava açılsa dahi bu davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekerek davaya konu Tekirdağ ili, ............ ilçesi, ............. Mahallesi, 882 parsel sayılı taşınmaz yönünden elbirliği ortaklarının tamamının muvafakatlarının alınması ya da davaya dâhil edilmeleri, mümkün olmaması hâlinde terekeye temsilci atanması hususlarında davacıya süre verilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin davalının inançlı temlik savunmasını muvazaa olarak hatalı değerlendirdiğini, davalı ve dava dışı satıcı arasındaki işlemin inançlı temlik olduğunu, davalının dava dışı satıcıdan alacağına teminat olarak tapunun devredildiğini, gerçek bir satış işlemi olmadığını, ön alım hakkının kullanılamayacağını, inanç sözleşmesinin aldatma kastıyla yapılmadığını, davalının alacağının ticari kayıtlar ve noter sözleşmeleri ile sabit olduğunu, davalının davacıya karşı muvazaa yapmasını gerektirir bir durum olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.