"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/932 E., 2023/552 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/74 E., 2020/116 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı ... Ltd. Şti ile davalılar arasında 64452 ada 5 parsel sayılı taşınmaz için inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkili firma ile dava dışı Şirket arasında sağlanan anlaşma gereğince inşaatın beton işinin davacı firma tarafından karşılandığını, müvekkili firma ile davalılar arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, davalılar adına kayıtlı dava konusu taşınmazdaki inşaat işine beton sağlayan ve davalılara ait taşınmazda değer artışı sağlayan müvekkili firmanın alt yüklenici olduğunu, dava dışı şirketin, davalılar adına kayıtlı taşınmaz üzerine yapmış olduğu inşaat nedeniyle müvekkili firmadan almış olduğu beton sebebiyle doğan cari hesap borcunu ödemediğini ileri sürerek davalılar adına kayıtlı 64452 ada 5 parsel sayılı taşınmaz kaydına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1011. maddesi gereğince davacı lehine "geçici tescil şerhi" işlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin davanın tarafı olmadığını, davacı firma ile dava dışı ... Ltd. Şti arasındaki sözlemenin bir mal alım satım sözleşmesi olduğunu, yani davacının dava dışı şirkete yalnızca beton sattığını, TMK'nın 893. maddesinde öngörülen hususların davacı için geçerli olmadığını, dava dışı şirket ile davacı arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olmadığını, tüm itirazlarının kabulü ile davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
2. İhbar Olunan ... İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. cevap dilekçesinde; davacı tarafından sözleşmenin gereklerinin yerine getirilmediğini, davacının borcun tamamı muaccel olmadan müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan sözleşmenin malzeme alım sözleşmesi olduğu, sözleşmenin eser sözleşmesi kapsamında olmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "davacı vekili, müvekkilinin alacağının hazır beton satışından kaynaklandığını iddia etmiş olduğundan, TMK’nın 893/3 hükmü, malzeme vererek ya da vermeyerek çalışmış olmaktan söz ettiğinden sırf malzeme verilmiş olmasının geçici tescil şerhi tesisi için yeterli olmadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Sebepleri
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davalılar ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasında eser sözleşmesi imzalandığını, davacının bu yapıya malzeme ve emek sarf ederek davalıların mal varlığında değer artışı meydana getirdiğini,
2. Müvekkilinin yaptığı hazır beton işinin yoğun bir emek gerektirdiğini, TMK'nın 893. maddesinde aranan kanuni ipotek hakkının oluştuğunu beyan etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, TMK'nın 1011. maddesi gereğince geçici tescil şerhi tesisi istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.