"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/221 E., 2024/599 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacı–birleştirilen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı-birleştirilen davada davalı ... vekili; müvekkillinin 2001 ada 94 parsel sayılı taşınmazdaki bodrum kat 1 ila 23 numaralı dükkanların, davalının da aynı kattaki 24 ila 35 numaralı dükkanların maliki olduklarını, 4, 5, 6, 7 ve 23 numaralı dükkanların davalı tarafın kullandığı düğün salonuna dahil edildiğini ve davacının mülkiyetten kaynaklanan tasarruf hakkının davalı tarafından engellendiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesini, 26.02.2010 tarihinden itibaren ecrimisil ödenmesini talep etmiştir.
2. Davacı ... vekili birleştirilen 2017/455 Esas sayılı davada, asıl davada ileri sürdüğü iddialarını tekrar ederek, 26.11.2010 tarihinden itibaren ecrimisil ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı–birleştirilen davada davacı ... vekili; dava konusu 4, 5, 6, 7 ve 23 numaralı dükkanların müvekkilinin maliki olduğu düğün salonu sınırları içinde bulunmadığını, davacıya ait olan ve belediyedeki projede spor salonu olarak gösterilen kısmın sınırları içinde kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı–birleştirilen davada davacı ... vekili birleştirilen 2017/234 Esas sayılı davada, dava konusu parselde bodrum kattaki bağımsız bölümlerin 28.06.1985 tarihli projeye aykırı olarak imal edildiğini, bu aykırılığın 18.02.1987 tarihli proje ile uygun hale getirilerek projenin tapuya gönderildiğini, müvekkilinin 4, 5, 6, 7 ve 23 numaralı bağımsız bölümlerde işgalci olup olmadığının bilirkişi incelemesi ile tespiti gerektiğini ileri sürerek, 4, 5, 6, 7 ve 23 numaralı bağımsız bölümlerin zilyedinin müvekkili olduğunun tespitini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.04.2014 tarihli kararı ile kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı, Maltepe Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünden gelen yazılarda dava konusu taşınmaz üzerinde kat mülkiyetinin hangi projeye göre tescil edildiğine ilişkin çelişki bulunduğu, mahkemece keşif yapılarak iddia ve savunmalar çerçevesinde mülkiyet konusunun netleştirilerek bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıya ait 4, 5, 6, 7 ve 23 numaralı bağımsız bölümlerin davalı tarafından kullanıldığı tespit edilemediğinden davacının, ecrimisil ve el atmanın önlenmesi talebinde bulunamayacağı, 4, 5, 6, 7 ve 23 numaralı bağımsız bölümlerin mülkiyetin, kat mülkiyetine esas 12.02.1987 tarihli ve 28/52 sayılı röleve projesine göre davalıya ait düğün salonunun içine dahil edilmediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı–birleştirilen davada davalı ... vekili temyizinde; Mahkemece delillerin değerlendirilmesinde hata edildiğini, bilirkişi raporlarının çelişkili olduğunu, eksik araştırma ve inceleme ile sonuca gidildiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl davada el atmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleştirilen davalarda ise ecrimisil ve zilyetliğin tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı–birleştirilen davada davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.