Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3066 E. 2025/1391 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ortaklığın giderilmesi davası kesinleştikten sonra, taşınmazdaki muhdesatın aidiyetinin tespiti istemiyle açılan davanın hukuki yararının olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Ortaklığın giderilmesi davasının kesinleşmesiyle muhdesatın aidiyetinin tespiti talebinin hukuki yararının ortadan kalktığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1599 E., 2023/1519 K.

DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVALILAR : ... vekili Avukat ...,

... vd.

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kahramankazan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/4 E., 2023/142 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 141 ada 8 parsel sayılı taşınmazda davacıların hissedar olarak malik olduklarını, bir kısım davalılar tarafından taşınmazla ilgili olarak Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/322 Esas (2015/50 Esas birleştirilen dava) sayılı dosya ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, yapılan yargılama sonucunda taşınmazların satılarak ortaklığın giderilmesine karar verildiğini, Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2019/12 sayılı dosya ile satış işlemleri devam ettiğini, davacı ... tarafından meydana getirilen bina, muhtelif tür ve miktarda ağaçlar, garaj ve sair müştemilat bulunduğunu, davacı ... tarafından meydana getirilen tel örgü içinde yapı, muhtelif tür ve miktarda ağaçlar, bahçe ve sair müştemilat bulunduğunu, hissedarlardan ... ve ...'ın muhdesat iddiasını kabul ettiklerini beyan ettiklerini, müvekkili ...'e muhdesat iddiası için süre verilmediğini ayrıca, duruşmada verilen kesin sürenin, usulüne uygun olmadığını, muhdesatın aidiyeti davasının mahiyeti huzurda bulunan davalılara izah edilmeden süre verildiğini, yine tutanakta kesin süreye uymamanın hukuki sonuçlarından bahsedildiği yazılı olsa da muhdesat bedelinin satış sırasında taraflar arasında paylaştırılacağı, muhdesat üzerinde hak sahibi olmayanların da satışla birlikte hak sahibi olacağı gibi hususlar müvekkillerine açıklanmadığını, ayrıca, müvekkillerinin daha önce meydana getirmiş olduğu bina, müştemilat ve bitkilerin kendilerine ait olduğunu ve satış bedellerinin sadece kendilerine verilmesini talep etmeleri hususunda kısıtlayıcı bir hüküm bulunmadığını, muhdesatın meydana getirilmesinde hiçbir katkısı ve masrafı olmadığı hâlde, sırf zemin üzerinde hissesi bulunduğu için, arza tâbi muhdesatın satışından hissedarların tamamına pay vermenin hakkaniyete aykırı olduğunu, hakkaniyete aykırı bu durum kabul edildiği takdirde, diğer hissedarlar açısından sebepsiz zenginleşme oluşacağını ileri sürerek davanın kabulüne, dava konusu yerin müvekkillerine aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve tensip tutanağının usulsüz olarak tebliğ edildiğini, Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/322 Esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın ortaklığın satış yoluyla giderilmesine ve satış sonucu elde edilecek paranın 24.05.2017 havale tarihli bilirkişi raporuna göre paylaştırılmasına karar verildiğini, Mahkeme kararının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2018/903 Esas, 2018/2309 Karar sayılı kararıyla onandığını, davacılardan ...'na 17.07.2017 tarihli duruşmada muhdesatın aidiyeti davası açması için süre verildiğini, yine davacı ...'e muhdesatın aidiyeti davası açması için ihtarname içeren tebligat çıkartıldığını, bu iki davacının kendilerine süre verilmesine rağmen dava açmadıklarını, diğer davacı ...'ün ise yargılama süresince herhangi bir muhdesat iddiasında bulunmadığını, ayrıca Mahkemenin kararına karşı muhdesatın aidiyetine ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadıklarını, Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/322 Esas sayılı dosyasından verilen kararın taraflar için kesin hüküm niteliğinde olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların sadece davacılara ait olmadığını, ağaçların tapu kayıtlarında belirtilen şekilde tüm hak sahiplerine ait olduğunu, yine taşınmaz üzerinde bulunan binaların yapımında taşınmazda bulunan ağaçlardan elde edilen kerestelerin kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "... dava tarihi itibariyle ve tüm yargılama aşamasında derdest bir ortaklığın giderilmesi davası bulunmadığı, daha önceden taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesine yönelik davanın kesinleşmiş olduğu, bu noktada davacı tarafın eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı..." gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, taraflar arasında görülen Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/322 esas sayılı ortaklığın giderilmesine ilişkin dava dosyasında karar verildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2018/903 esas 2309 karar sayılı 21.11.2018 tarihli kesin kararı ile onandığı, bu halde az yukarıda belirtilen güncel hukuki yararın eldeki davanın karar tarihinden önce ortadan kalktığı anlaşılmakla, mahkemece yazılı gerekçelerle dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı..." gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; hissedarlardan bir kısmının muhdesat iddiasını kabul ettiğini, ortaklığın giderilmesi davasında davacı .....'e süre verilmediğini, duruşmada verilen kesin sürenen usulüne uygun olmadığını, mülkiyet hakkının ihlâl edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.