Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3271 E. 2025/1752 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından ön alım hakkı ihlal edilerek satın alınan taşınmazda fiili taksim olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından ön alım hakkı ihlal edilerek satın alınan taşınmazda fiili taksimin varlığı kabul edilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/93 E., 2024/719 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 15. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/234 E., 2022/96 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşmalı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının Antalya ili, ..... ilçesi, ...Köyü, 10677 ada 1 parselde hissedar olduğunu, taşınmazın 1/60 payının diğer hissedar ... tarafından 04.12.2019 tarihinde davalı ...'a satıldığını, davalının davacıya satışı bildirmediğini, Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/17 Esas sayılı dava dosyası ile aynı taşınmaz ile ilgili aynı sebepten dava açıldığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, satışın gerçek bir satış olduğunu belirterek davanın kabulü ile davalının hissesinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, pasif husumet ehliyetinin olmadığını ve taşınmazda fiili taksim bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen tanıklar ve toplanan delillerle dava konusu ön alım hakkına dayanak yapılan tapudaki satış işleminin davalının kayınbiraderi olan ...'in gerçekte davalıya ait olan payı davalıya tapuda da devretmek suretiyle fiili (gerçek) durum ile resmî durumun uyumlu hâle getirilmesi amacına matuf bir işlem olduğu, dava konusu işlemin gerçek bir satış işlemi olmadığı, ayrıca taşınmazda davacı ve davalıya özgülenmiş kısımların bulunduğu belirtilerek fiili taksimin varlığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile fiili taksim savunmasının kabul edilmesi için her paydaşın taşınmazda payına isabet eden miktardaki bir alanı kullanmasının gerekmediği belirtilerek başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; fiili taksimin varlığının hatalı şekilde kabul edildiğini, paydaşların herbirinin kullandığı bir alan olmadığını, Yargıtay kararı ile onanarak kesinleşen Antalya 4. Asliye hukuk Mahkemesinin 2019/17 Esas ve 2020/167 Karar sayılı ilâmı ve dosyanın içeriği incelendiğinde davacının haklılığının anlaşılacağını, dava konusu taşınmazın toplamda 30.086 m² yüzölçümünde olduğunu, paydaş olmayan birçok işgalcinin de bulunduğunu, ön alım hakkına konu edilen paya özgülenmiş bir kısım bulunmadığını, Yargıtayın aradığı kriterlerden biri olan taşınmazın kullanma biçiminin tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmediğini, taşınmazı satın aldığı ...’in eniştesi olduğunu iddia etmiş ise de bu hususun Mahkemece araştırılmadığını, davalı ile satıcının akraba olmasının tek başına 1957 tarih ve 12/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanması için yeterli olmadığını, bu savunmanın diğer delillerle de desteklenmesi gerektiğini, davalının kendi yarattığı muvazaa nedeni ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesinin doğru olmadığını belirterek re'sen gözetilecek sebeplerle de kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.