"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/828 E., 2024/760 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/728 E., 2021/794 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı vekili Av. ..., karşı taraftan davalılar ... vd. vekili Av. ... ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili özetle, 13.08.2017'de ölen muris ... ...'ın vasiyetnamesiyle taşınmazlarını eşit olarak yeğenleri olan ..., ... ve müvekkiline bıraktığını, ancak ... ve ...'nın muristen önce vefat etmeleri nedeniyle TMK m. 581'e göre vasiyet alacaklısı olamayacaklarını, bu durumda ... ile ...'e vasiyet edilen taşınmazların da müvekkiline kalacağını, zira murisin mirasını sadece anılan üç yeğenine bırakmak istediğini, diğer mirasçılarına ise miras bırakmak istemediğini, mirasbırakanın bu yöndeki iradesinin hem vasiyetnameden hem de vasiyetname dışındaki delillerden anlaşılabileceğini, vasiyetnamedeki "ölümümden sonra bu taşınmazlar onların malı olacaktır" ibaresinin ve reddedilerek kesinleşen vasiyetnamenin iptaline ilişkin davadaki davalı ve tanık beyanlarının da bu iddialarını kanıtladığını ileri sürerek mirasbırakanın iradesi dikkate alınmak suretiyle TMK m. 581 gereğince vasiyetnameye konu olan tüm taşınmazların tamamının tapusunun iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalılardan ..., ..., ... ve ... davayı kabul etmiştir.
2. Bir kısım davalılar vekili özetle, muristen önce ölen vasiyet alacaklılarına vasiyet edilen mal varlığının terekeye döneceğini, aksi yönde bir tasarrufun vasiyetnamede yer almadığını, murisin iradesinin de bu doğrultuda olduğunu, zira aksini isteseydi bu yönde yeni bir vasiyetname yapmasının önünde de herhangi bir engel olmamasına karşın murisin bu yolu tercih etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
3.Diğer davalılar ise, usulüne uygun davetiyeye rağmen davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; vasiyetnamede aksi yönde bir hüküm bulunmadığından vasiyeti yerine getirme yükümlülüğünün mirasbırakandan önce ölen vasiyet alacaklıları yönünden ortadan kalkacağı ve davacıya vasiyetnameye konu taşınmazların 1/3 hissesinin vasiyet edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili özetle, murisin mirasını sadece kendisine bakan, hastalığı ve ihtiyaçlarıyla ilgilenen üç yeğenine bırakmak istediğini, diğer mirasçılarına ise miras bırakmak istemediğini, murisin bu yöndeki iradesinin hem vasiyetnameden hem de vasiyetname dışındaki delillerden anlaşılabileceğini, murisin gerçek iradesinin sadece vasiyetname metniyle sınırlı kalınmaksızın mümkün olan tüm deliller toplanmak suretiyle tespit edilmesi gerektiğini, vasiyetnamedeki "ölümümden sonra bu taşınmazlar onların malı olacaktır" ibaresinin, vasiyetnamenin iptaline ilişkin davada dinlenen tanık beyanlarının ve bir kısım davalıların murisin kendilerinden mal kaçırma kastıyla vasiyetname düzenlediği yönündeki ikrarlarının, murisin davalılara miras bırakmak istemediğini kanıtladığını, ayrıca her ne kadar yasa gereği bir kısım davalıların kabul beyanına hukuken sonuç bağlanması mümkün olmasa da bu beyanların murisin iradesini göstermeleri nedeniyle delil niteliğinde olduğunu, tüm bu hususların birlikte değerlendirilmesi neticesinde murisin iradesi dikkate alınmak suretiyle TMK m. 581 gereğince vasiyetnameye konu olan tüm taşınmazların tamamının müvekkiline ait olacağını, aksinin kabulü halinde murisin hiç istemeyeceği bir sonucun ortaya çıkacağını, ayrıca müvekkili aleyhine hükmolunacak vekâlet ücretinin sadece kendisini vekille temsil ettiren davalılara isabet eden miktar esas alınmak suretiyle hesaplanması gerekirken Mahkemece kendisini vekille temsil ettirmeyen davalıların payı da eklenerek hesaplanan değer üzerinden müvekkili aleyhine fazla miktarda vekâlet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin taşınmazlarını eşit hisselerle davacı ve kendisinden önce ölen ... ile ...'ya vasiyet ettiği, ... ile ...'nın kendisinden uzun zaman önce vefat etmesine rağmen murisin tasarrufta değişiklik yapmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde ve reddolunan kısım yönünden aleyhe yargılama gideri ile vekâlet ücreti takdirinde isabetsizlik görülmediği açıklanarak başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili, istinaf başvurusundaki gerekçeleri ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir.
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369, 370 ve 371. maddeleri,
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 600. maddesi,
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 581. maddesi şöyledir:
"Vasiyet alacaklısı olabilmek için mirasbırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olmak şarttır. Vasiyet alacaklısı mirasbırakandan önce ölmüş ise, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, vasiyeti yerine getirme yükümlülüğü, vasiyet yükümlüsünün yararına ortadan kalkar."
4. 581. madde hükmüne göre, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, vasiyet alacaklısının miras bırakandan önce ölmesi halinde, bırakılan mal yasal mirasçılara geçer.
5. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323 ve devamı ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 ve devamı hükümleri uyarınca, davada kendisini vekille temsil ettirenlerden haklı çıkanlar lehine vekâlet ücretine hükmedilir.
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, davada kendisini vekille temsil ettiren davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... lehine vekâlet ücretine hükmolunmuş ise de reddedilen değerden bu davalıların miras payına isabet eden miktar 293.668,30 TL olup, karar tarihi itibari ile hükmolunması gereken vekâlet ücreti 29.006,77 TL'dir. Buna karşın Mahkemece, davalılara isabet eden payı aşar şekilde reddedilen değerin tamamı üzerinden vekâlet ücreti hesaplanması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un 370/2 hükmü uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (8) numaralı bendinde yer alan “44.581,40 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “29.006,77 TL” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Yargıtay duruşma vekâlet ücreti 28.000,00 TL'nin davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ten alınarak davacıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine; kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.