"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1171 E., 2024/1208 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 40. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/401 E., 2022/430 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 22.10.2018 tarihli vefa (geri alım) sözleşmesi ile borçlu ...Şirketinin kredilerden doğmuş borçlarına teminat teşkil etmek üzere .... lehine iki adet taşınmazını 22.10.2019 tarihine kadar sözleşmede belirtilen tutarı ödeyerek geri almak kaydıyla davalı ile vefa sözleşmesi imzaladığını, adi yazılı şekilde hazırlanan vefa sözleşmesinin hukuken geçersiz olduğunu, davalı Bankanın vefa hakkını kullanması hâlinde taşınmazları geri alabileceğini vaat ederek davalıdan vekâlet aldığını, daha sonra taşınmazları 24.10.2018 tarihinde tapuda satış göstererek üzerine geçirdiğini, müvekkilinin vefa hakkının kullanımına ilişkin belirlenen tarihten önce yapmış olduğu 20.09.2019 tarihli geri alma beyanına rağmen bu talebini karşılıksız bıraktığını, bankanın müvekkilinin taşınmazlarını 3. kişilere sattığını beyan ederek, öncelikle müvekkilinin mülkiyetinden çıkan taşınmazların güncel bedellerinin faiziyle birlikte iadesine, bu mümkün değil ise müvekkilinin uğramış olduğu zararın faiziyle birlikte tazmin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Banka ile dava dışı ... Şirketi arasında akdedilen sözleşme uyarınca anılan Şirkete kredi kullandırıldığını, kredinin teminatı olarak davaya konu taşınmazların ipotek altına alındığını, borcun ödenmemesi üzerine 22.10.2018 tarihinde dava konusu taşınmazların müvekkili Bankaya 1 yıl süre ile devri hususunda müvekkili Banka ile dava dışı Şirket ve davacı arasında protokol imzalandığını, 24.10.2018 tarihinde dava konusu taşınmazların ... Şirketinin borcuna mahsuben müvekkili Bankaya devredildiğini, verilen 1 yıllık sürenin 24.10.2019 tarihinde dolmuş olduğunu, davacının taşınmaz bedelini ödemediğini, davacının geri alım bedelini ödememesi nedeniyle sözleşmenin temerrüt hükümlerinin uygulandığını ve taşınmazların 3. şahıslara satıldığını, davacının rızaen imzaladığı sözleşmeyle ilgili olarak aradan 2 yıl geçtikten sonra şekil eksikliği gerekçesiyle dava açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararda özetle; davalı Vakıfbank ile dava dışı ... Şirketi arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, borcun teminatı olarak davacı ...'in o tarihte maliki bulunduğu dava konusu taşınmazların kaydına davalı Banka lehine ipotek şerhi işlendiği, kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilere ait borcun ödenmediği, taraflar arasında 22.10.2018 tarihinde adi yazılı şekilde üçlü protokol imzalanarak dava konusu taşınmazların 1 yıl süreyle vefa hakkına dayalı olarak davalı Bankaya 24.10.2018 tarihinde tapuda devredildiği, 24.10.2019 tarihi itibariyle 1 yıllık süre tamamlanmasına rağmen dava dışı ... Şirketinin kredi borcunun ödenmediği, davalı tarafından dava konusu taşınmazların dava dışı kişilere satılarak devredildiği, taraflar arasında adi yazılı şekilde düzenlenen 22.10.2018 tarihli protokolün bir vefa (geri alım) sözleşmesi olduğu, her ne kadar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesine göre vefa sözleşmesinin resmî şekilde yapılması zorunlu ise de, davacının vefa sözleşmesi gereği edimini yerine getirerek dava konusu taşınmazları davalıya tapuda terkin ettiği, böylece resmî şekil şartının yerine getirildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Vefa sözleşmesinin resmî şekil şartına uygun yapılmadığını, bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğunu, bu nedene dayanarak dava açmalarının hakkın kötüye kullanılması olarak yorumlanamayacağını,
2. Müvekkilinin vefa hakkını kullanmak istediğini, 20.09.2019 tarihinde ve süresinde talebini bankaya ilettiğini, ancak davalı Bankanın bu hakkı müvekkiline kullandırtmadığını,
3. Mahkemenin yukarıda belirtilen hususları değerlendirmeden eksik inceleme ile hüküm kurduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriği ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; vefa sözleşmesine dayalı olarak dava konusu taşınmazların rayiç bedelinin tahsili, terditli olarak tazminat istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.