"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ : 11.07.2024
SAYISI : 2013/459 E., 2023/379 K.
DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...
DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ... ...
DAVA TARİHİ : 27.08.2010
KARAR : ... hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... hakkındaki tapu iptali ve tescil talebinin reddine, terditli tenkis alacağı talebinin kabulüne
TEMYİZ EDENLER : Asıl karar; davacılar vekili ve davalı ... vekili, ek karar; davalı ... vekili
Taraflar arasında görülen muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil, mirasta denkleştirme, ikinci kademede tenkis istemli davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın tenkis talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen 11.07.2024 tarihli ek kararla; davalı ... vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmesi üzerine, davalı ... vekili ek karara karşı temyiz talebinde bulunmuştur.
Mahkemece verilen karar davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından, ek karar ise davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalılardan ...’in kardeş olduklarını ve muris ... ...in mirasçıları olduklarını, murisin ölümü üzerine Üsküdar, Bulgurlu Mahallesi, 2258 ada 8 ve 9 No.lu parsellerdeki taşınmazların muvazaalı bir şekilde ve vekalet görevi kötüye kullanılarak davalı ...'e tapuda satış gösterilmek suretiyle diğer davalı ... (...’in eşi) tarafından düşük bir bedelle satıldığını, diğer dava konusu... Mahallesi, 2157 parsel sayılı taşınmazın muris tarafından bedeli ödenmek suretiyle 1998 yılında davalı ... adına satın alındığını ileri sürerek, dava konusu 8 ve 9 numaralı parsellerle ilgili muvazaalı olarak ve vekalet görevi kötüye kullanılarak yapılan satışların geçersizliğinin tespitine, tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline, dava konusu taşınmazlardan... Mahallesi, 2157 parsel sayılı taşınmazın muvazaalı olarak ... adına yapılan tapu kaydının iptali ile davacılara miras hisseleri oranında tesciline, bu talepleri kabul edilmediği takdirde muris muvazaası nedeniyle mahfuz hisseye tekabül eden kısmın tenkisine ve bedel olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
2. Davacı tarafın tefrik talebi doğrultusunda Mahkemece tefrik kararı verilmiş, 8 ve 9 parsel numaralı taşınmazlar yönünden İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/469 Esas (eski 2011/397) numaralı dosya üzerinden yargılamaya devam edilmiş, 2157 numaralı parsel yönünden yargılamaya devam edilmiştir.
3. Davacı vekili 12.07.2023 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek, dava konusu 2157 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptal edilerek terekeye iadesine, bu talebin kabul edilmemesi halinde davalıya yapılan kazandırmanın miras payını aşan kısmının terekeye iadesine, iade talebinin kabul edilmemesi halinde saklı payın tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu 8 ve 9 numaralı parseller üzerinde 10 adet daire ve 1 adet dükkandan ibaret bir bina bulunduğunu, bahse konu binanın müvekkilleri tarafından yaptırıldığını, davalı ...'in Devlet Demir Yollarında 20 yılı aşkın süre çalıştığını, mesleğinin ilk yıllarında makinist olmasından dolayı maaşının yüksek olduğunu, muris ... ...in geçirdiği kaza sonucunda 3 yıl bakıma muhtaç bir halde iken tüm bakım gözetimlerinin davalı ... tarafından yerine getirildiğini, bu nedenle oğlu ...'e temlikin gerçekleştiğini, ...ilçesi sınırlarındaki 2157 parsel sayılı arsanın ise 24.08.1998 tarihinde davalı ... tarafından ... Şahin adlı kişiden satın alındığını, taşınmaz dava dışı üçüncü bir kişiden satın alınmış olmakla bu taşınmazın muvazaa yoluyla satın alındığını iddia etmenin hukuki geçerliliği olmadığını ileri sürerek açılan davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.04.2012 tarihli ve 2011/168 Esas, 2012/157 Karar sayılı kararında özetle; davacıların,... Mahallesi, 2157 parsel sayılı taşınmazın muris tarafından bedeli ödenmek suretiyle 1998 yılında davalı ... adına satın alındığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın ... adına yapılan satışının geçersizliğini talep ettiklerini, toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanları doğrultusunda; davanın kabulü ile,... Mah. 23 pafta, 2157 parselin davalı ... adına olan tapu kaydının, davacıların veraset ilamındaki hisseleri oranında iptali ile 3/16 hissenin Naciye Kutluer (Aslan)'e, 3/16 hissenin ... Kutluer (Handere) adına tesciline, ... aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 06.04.2012 tarihli ve 2011/168 Esas, 2012/157 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16.04.2013 tarihli ve 2013/5608 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplandığı, 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı, konusu ve sonuç bölümü itibarıyla, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcı olduğu, somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliğinin olmadığı, somut olayda; davalı ..., taşınmazı üçüncü kişiden edindiğine göre 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının uygulanamayacağının açık olduğu, diğer taraftan, davalı ... hakkındaki dava husumetten reddedildiğine göre lehine maktu avukatlık parasına hükmedilmesinin doğru olduğu, hal böyle olunca, iptal tescil isteğinin reddedilmesi, tenkis bakımından değerlendirme yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; açılan dava, başlangıçta muris muvazaasına dayalı tapu ve iptali tescil, olmaz ise tenkis talebinden ibaret iken, 12.07.2023 tarihli dilekçe ile bu talebe ayrıca mirasçıya yapılan kazandırmanın miras payını aşan kısmının terekeye iadesi talebinin eklendiğini, dava konusu ...ilçesi, ...Mahallesi, 2157 No.lu parselin, muris tarafından davalı ...'e devredilmediği, davalı tarafından dava dışı birinden satın alındığı anlaşıldığından, öncelikle muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verildiği, davalı ...'in taşınmazı satın aldığı tarihte, ekonomik durumunun taşınmazı almaya yetecek durumda olmadığının yeminli tanık beyanlarından anlaşıldığı, murisin verdiği para ile bu taşınmazın davalı ... tarafından satın alındığının anlaşıldığı, bu nedenle olayda tenkis şartlarının varlığının kabul edildiği, murisin ölüm tarihinde tespit edilen terekesinin, tenkise tabi tasarrufun dava tarihindeki değerine göre murisin tasarruf nisabını aştığı, sabit tenkis oranının 0,0118342290249433 olduğu, tercih hakkının kullanılmış sayıldığı tarih itibarıyla her davacının talep edebileceği tenkis alacağının 103.502,24 TL olduğu anlaşıldığından, tenkis alacağı talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacılar vekili en son 12.07.2023 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki taleplerine ayrıca miras payını aşan kısmı için terekeye iade talebinde bulunmuş ise de, murisin dava konusu 2157 No.lu parsele ilişkin resmi bir tasarrufunun olmadığı, sadece bedelinin ödendiği, bu haliyle tasarrufun tenkise tabi olduğu, mirasa iade şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından bu aşamadaki iade talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davalı ... hakkında Mahkemece verilen husumetten ret kararı ise bozma konusu yapılmadan kesinleştiğinden, bu davalı hakkında yeniden bir karar verilmesine yer olmadığı gerekçeleriyle;
- Davalı ... yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
- Davalı ... ile ilgili şartları oluşmadığından tapu iptali ve tescil talebi ile mirasta denkleştirme talebinin reddine,
- Tenkis talebinin kabulü ile toplam 207.004,48 TL tenkis alacağının tercih hakkının kullanıldığı, 23.03.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ...’den alınarak davacılara verilmesine şeklinde karar verilmiştir.
C. Ek Karar
Mahkeme 11.07.2024 tarihli ek kararında özetle; 14.12.2023 tarihli kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edildiği, süresi içinde davalı vekilinin kararı temyiz ettiği, temyiz harcının eksik yatırılması nedeniyle 17.05.2024 tarihli muhtıranın ihtarlı olarak davalı vekiline 22.05.2024 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından süresinde eksik harç tamamlanmadığından davalı ... vekili Avukat ...’ın temyiz başvuru talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili, ek karara karşı davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle;
1.1. Mahkemece mirasta denkleştirme talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, Mahkemece mirasta denkleştirme hükümlerine göre karar verilmesi gerektiği,
1.2. Murisin terekesi tam olarak tespit edilmeden alınan bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu,
1.3. Bilirkişi raporunda tespit edilen net tereke tutarının hatalı olduğu,
1.4. Tereke tespit edilirken taşınmazların değerinin düşük ve hatalı tespit edildiği, bir kısım tereke malları konusunda hesaplama yapılmadığı,
1.5. Müvekkillerinin miras paylarının yanlış hesaplandığı ve sabit tenkis oranının yanlış hesaplandığı gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili karar ve ek karara karşı temyiz dilekçesinde özetle;
2.1. Müvekkilinin dava konusu taşınmazı kendi parası ile satın aldığı, dosyada dinlenen tanıkların taraflı olduğu,
2.2.Vekalet ücretinin yanlış hesaplandığı,
2.3. Ek karara karşı vermiş olduğu temyiz dilekçesinde ise; muhtıranın kendilerine tebliği üzerine süresinde eksik harcı yatırmak isterken sehven ilam harcını yatırdıklarını, bu nedenle eksik temyiz harcının yatırılmamış göründüğünü, işlemin sehven yapıldığını bu nedenle temyiz taleplerinin kabulü ile ek kararın kaldırılmasını ve kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, tenkis şartlarının oluşup - oluşmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,
2. Türk Medeni Kanunu'nun 560 ve devamı maddelerinde düzenlenen tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı paylarını zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile iadeye ve tenkise tâbi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. Miras bırakanın saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez.
3. Tenkise tâbi sağlararası kazandırmalara ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni (TMK) Kanunu’nun ilgili 565 inci maddesi şöyledir:
"3. Sağlararası kazandırmalar
a. Tenkise tâbi kazandırmalar
Madde 565 - Aşağıdaki karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir:
1. Mirasbırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlararası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi,
2. Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,
3. Mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,
4. Mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar."
4. Mutlak olarak tenkise tâbi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanun'un 565 inci maddesinin 1, 2 ve 3 üncü bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlâl kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanun'un 570 inci maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanun'un 561 inci maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tâbi olursa 563 üncü maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
5. Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (sabit tenkis oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm hâlinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
6. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564 üncü maddedeki tercih ... gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih ... doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemece; davalı ... yönünden verilen husumetten ret kararı bozma konusu yapılmadan kesinleştiğinden, bu davalı hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, Terditli tenkis alacağı talebinin kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı Kanunun 297 nci maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün davalı ... yönünden kesinleşmiş olduğundan bahisle "yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Yine Mahkemece verilen 11.07.2024 tarihli ek kararla eksik temyiz harcı tamamlanmadığından davalı ... vekilinin temyiz talebi reddedilmiştir. Dosya kapsamında yapılan incelemede; Davalı ... vekilinin 09.04.2024 tarihinde maktu temyiz harcı ve temyiz yoluna başvuru harcını yatırarak hükmü temyiz ettiği, Mahkemece eksik 3.108,00 TL temyiz karar harcını yatırması yönünde düzenlenen 17.05.2024 tarihli ve ihtar içeren muhtıranın davalı ... vekiline 22.05.2024 tarihinde tebliğ edildiği, davalı ... vekilinin süresi içinde 27.05.2024 tarihli ve 289394 sıra numaralı dekont ile 9.311,22 TL bakiye karar harcı yatırdığı anlaşılmıştır.
4. Bu nedenle; davalı ... vekilinin, temyiz dilekçesinin reddine yönelik 11.07.2024 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, davacılar vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
5. Somut olayda; Mahkemece hükme esas alınan 11.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda; tereke hesabına dahil edilen İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, Bulgurlu Mahallesi, 2258 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapuda murisin eşi Emine Kutluer adına kayıtlı olduğu, bu parselin murise ait olmadığı tapu kayıtları ile belli olduğundan, belirtilen taşınmazın tereke kapsamında kabul edilerek tenkis edilecek miktarın yanlış hesaplanması ve buna göre düzenlenen bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Yukarıda 2 vd. maddelerinde açıklanan sebeplerle;
1. Mahkemenin 11.07.2014 tarihli davalı ...'in temyiz itirazlarının reddine ilişkin EK KARARININ KALDIRILMASINA,
2. Tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile; temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.