"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/107 E., 2023/322 K.
ASIL DAVADA DAVACI-BİRLEŞTİRİLEN
DAVADA DAVALI : ... vekili Avukat ...
ASIL DAVADA DAVALILAR : ... vd.
ASIL DAVADA DAVALI-BİRLEŞTİRİLEN
DAVADA DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 14.03.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gelibolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/162 E., 2019/744 K.
Taraflar arasındaki miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl davada davacı vekili ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve davalıların müşterek murisi ...'in ölümü sonrası mirasçılar arasında 09.03.1993 tarihli miras taksim sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmede müvekkiline verilmesi gereken taşınmazlar yönünden tapuda işlem yapılmadığı ileri sürerek, miras taksim sözleşmesi ile müvekkiline verilmesi kararlaştırılan 168 ve 439 parsel sayılı taşınmazların 1/2 hissesinin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen davada davacı ... vekili, mirasçılar arasında akdedilen 09.03.1993 tarihli miras taksim sözleşmesi gereği müvekkiline ait olacağı kararlaştırılan 439 ve 1530 parsel sayılı taşınmazların 1/2 hissesinin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; miras taksim sözleşmesinde dava konusu 439 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin müvekkiline, diğer 1/2 hissenin ise davacıya verilmesinin kararlaştırıldığını, açılan davanın müvekkilinin hissesi oranında kabul edildiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden de kabul beyanlarının gözetilmesini istediğini belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli ve 2018/162 Esas, 2019/744 Karar sayılı kararı ile "...sözleşmeye göre 3080 parsel sayılı taşınmazın yarısının ... ve ...'a, diğer yarısının ...'a ait olması gerekirken altı mirasçı adına tescil edildiği ve davalı ...'in taşınmazın yarısına malik olduğu yani paylı mülkiyet esasına geçildiği, aynı durumun 1530 parsel sayılı taşınmaz için de geçerli olduğu, bu taşınmazında yarısının ...'a ait olması gereği karşısında, tarafların sözleşmenin gereklerine aykırı tescil yaptığı...." gerekçesiyle "...asıl ve birleştirilen davanın reddine..." karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda (III) numaralı bentte belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı ... vekili ile birleştirilen davada davacı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Asıl davada davacı vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesindeki nedenleri tekrarla ve miras taksim sözleşmesinin bozulmadığını ileri sürerek, hatalı olan İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Birleştirilen davada davacı ... vekilli istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin davanın reddi gerekçesi olarak gösterilen parselde paylı mülkiyete geçişin DSİ Genel Müdürlüğünün kamulaştırma talebine yönelik yapılan yargılama sonucunda ifraza bağlı olarak gerçekleştiğini, bu nedenle paylı mülkiyet yönünde iradi bir geçiş olmadığını, taksime konu diğer parsellerin halen kök muris üzerinde görüldüğünü, müvekkili... asıl dava dosyası ile birleştirilen 2018/292 Esas sayılı dosyanın davacısı olmakla, asıl dava yönünden davalı kabul edilerek lehine vekalet ücretinin takdirinin de yerinde olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.03.2023 tarihli ve 2022/107 Esas, 2023/322 Karar sayılı kararı ile "... dava konusu 3080 ve 1530 parsel sayılı taşınmazlardaki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürüldüğü, 09/03/1993 tarihli taksim sözleşmesinin imzalanmasından önce kök murisin eşi ... Engin’in muristen kendisine intikal eden ve taksime konu taşınmazlardaki tüm paylarını 10/01/1992 ve 64 yevmiye numaralı satışla mirasçılardan Memdu’ya devrettiği, bu nedenle taksim sözleşmesinin tarihi itibariyle taşınmazlarda paydaş olmayan ...’nın terekeye karşı 3. kişi durumunda olduğu, resmi şekle uygun yapılmayan 09/03/1993 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğu, mahkemece de aynı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde usûl ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, öte yandan geçersiz sözleşmeye uygun biçimde tarafların rızai bir ifalarının da bulunmadığının anlaşıldığı..." gerekçeleriyle "...taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine..." karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesin yukarıda (IV.C) bendinde belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenlere dayalı olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115/2 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 676 ncı ve devamı maddeleri.
2. Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Mirasçılar arasındaki devirler için söz konusu olan bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir. Ancak; mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olan taşınmazlara ilişkin taksim sözleşmesinde, paylı mülkiyete geçilmekle taşınmazlar miras bırakanın terekesinden çıktığından ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olmadığından, pay temlikinin resmi şekilde yapılması gerekir (TMK m. 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci maddesi).
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların murisi ...'in 06.07.1989 tarihinde öldüğü, 10.01.1992 tarihinde taşınmazların intikal işlemi açıklaması ile elbirliği numarası verilerek mirasçılar adına tescil edildiği, mirasçılardan muris eşi olan ...'nın 18.11.1992 tarihli adi yazılı belge ile miras payını mirasçılardan ...ya temlik ettiği, 09.03.1993 tarihinde mirasçıların tamamı arasında adi yazılı şekilde taksim sözleşmesi düzenlenerek tüm mirasçılar tarafından imzalandığı, dava konusu 168 ve 439 parsel sayılı taşınmazların 1/2 hissesinin asıl davada davacı ...'a; 439 ve 1530 parsel sayılı taşınmazların 1/2 hissesinin birleştirilen davada davacı ...'a; dava dışı 225, 1738, 576, 1110, 1561 parsel sayılı taşınmazların ise mirasçılardan ...'e ait olacağının kararlaştırıldığı, dava konusu parsellerden 168 parsel sayılı taşınmazın 12.07.2017 tarihinde 3080 ve 3081 parsel sayılı taşınmazlar olarak ifraz işlemine tabi tutulduğu, 3081 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma işlemine istinaden DSİ Genel Müdürlüğü adına kanal vasıflı olarak tescil ediliği, tarla vasıflı 3080, 439 ve 1530 parsel sayılı taşınmazların ise halen elbirliği mülkiyetine göre kayıtlı olduğu, dava konusu edilmeyen ve taksim sözleşmesi ile mirasçılardan ...ya ait olacağı kararlaştırılan 225, 1738, 576, 1110 parsel sayılı taşınmazların, taksim sözleşmesine dayalı olarak 19.03.2008 tarihli ve 2007/244 Esas, 2008/102 Karar sayılı karar ile Memdu adına hükmen tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2. TMK'nın 676 ncı maddesinde düzenlenen paylaşma sözleşmesine göre; mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapılacak paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesi ile mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.
Sözleşmenin geçerli olabilmesi için miras bırakanın ölümünden sonra bütün mirasçıların veya temsilcilerinin iradelerinin birleşmesi asıldır. Bir başka ifadeyle, tüm mirasçıların veya temsilcilerinin bir araya gelerek taşınmazları paylaşıp herbirinin kendi payına düşeni aldığı ve diğer mirasçıların paylarına düşenler bakımından da karşılıklı olarak vazgeçtikleri açık ve kesin şekilde belirlenmedikçe taksimin sabit olduğu kabul edilemez. İşte bunun içindir ki, gerek Türk Medeni Kanunu'nun 676/2 nci maddesi hükmünde ve gerekse 10.12.1952 tarihli ve 2/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme kararında taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımı ve yazılı olması taksimin geçerliliği için yeterli kabul edilmiştir.
3. Yukarıda yer alan tespitler ve ilkeler dahilinde dava konusu taşınmazlarda elbirliği mülkiyeti korunduğu gibi, taksime konu taşınmazlarda idari ve hükmen tescil işlemleri dışında elbirliği mülkiyetin devam ettiği, mirasçılar tarafından bu tescil işlemleri haricinde sözleşmeye aykırı işlem yapılmadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle asıl ve birleştirilen davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.