"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/425 E., 2023/138 K.
ASIL DAVADA DAVACI
BİRLEŞEN DAVADA DAVALI : ... vekili Avukat ...
ASIL DAVADA DAVALI
BİRLEŞEN DAVADA DAVACI : ... vd. vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 02.11.2012
KARAR : Davanın açılmamış sayılmasına, kısmen kabul, kısmen ret
Taraflar arasındaki asıl ve birleştirilen davada gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada satış vaadinin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına, kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı asıl ve birleştirilen davada davalı, birleştirilen davada davacı ... miraşçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/486 Esas sayılı asıl dava dosyası ile birleştirilen Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/60 Esas sayılı dosyasında davacı ...; davalı ile arasında Bakırköy 19. Noterliğinin 19.06.2006 tarihli ve 29708 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, sözleşme ile davalının kendisine ait olan hisseyi 21.000,00 TL karşılığında satmayı vaat ettiğini, bedelin davalıya ödenmesine karşın davalının kötü niyetli olarak sözleşmeyi ifaya yanaşmadığını ileri sürerek, sözleşme ve konusu taşınmazda davalıya ait 20/294 oranındaki hissenin adına tesciline, yaşadığı süreç nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
2.Birleştirilen Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/557 Esas sayılı dava dosyasında ise davacı ...; 19.06.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan bedelin kendisine ödenmediğini belirterek, dava konusu 19.06.2006 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davalarda davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.09.2014 tarihli ve 2012/486 Esas, 2014/396 Karar sayılı kararıyla "...asıl davada, davacı vekili davasını takip etmediğinden davanın açılmamış sayılmasına; birleştirilen davada sözleşmenin iptaline yönelik davanın reddine..." karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda (III) numaralı bentte belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 13. (Kapatılan) Hukuk Dairesinin 10.06.2020 tarihli ve 2020/1765 Esas, 2020/4487 Karar sayılı ilamıyla "....Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2019/60 Esas sayılı dava dosyası ile görülmekte olan dava dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat olduğu...davaların birleştirilmesi hususu değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle "...hükmün bozulmasına..." karar verilmiştir.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 23.03.2023 tarihli ve 2021/425 Esas, 2023/138 Karar sayılı kararı ile "...asıl dava dosyası yönünden davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak mahkemenin 2012/486 Esas ve 2014/396 Karar sayılı kararının temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleştiği, birleştirilen Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/557 Esas sayılı dava dosyasında davacı tarafça satış bedelinin ödenmemesi nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin iptaline ilişkin iddiaların yazılı delil ile ispatlanamadığı ve davacı tarafça yemin deliline dayanılmayacağının bildirildiği....birleştirilen Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/60 Esas sayılı dosyasında ise satış vaadi alacaklısı davacının sözleşme nedeni ile peşin ödediği bedelin, ödenmeyen kısma oranlanması ve çekişme konusu bağımsız bölümün dava tarihindeki rayiç değerine göre oranının taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinden mahsubu ile bulunan 132.160,50 TL'nin depo edildiği, tapunun davacı adına tescili için şartların sağlandığı...." gerekçeleriyle;
"1.Asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına...
2.Birleştirilen Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/557 Esas sayılı davada satış vaadi sözleşmesinin iptali talebi yönünden davanın reddine,
3.Birleştirilen Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/60 Esas sayılı dava yönünden davanın kabulü ile ... 1259 ada, 1 parsel sayılı 294.31 m² yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazda davalı adına kayıtlı hisseden 20/294 hisseye tekabül eden bodrum ve zemin kat hariç 2. normal katta bulunan ve girişe göre sağ arka tarafta kalan 4 numaralı dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline,
Depo edilen bedelin karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmesine,
Manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine..." karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda (IV.B) bendinde belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı, birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... mirasçıları vekili temyiz dilekçelerinde özetle; satış vaadi sözleşmesi gereği bedelin ödendiğinin davalı tarafından ispatlanmadığını, bu gerekçeyle vaat alacaklısının davasının reddi ile sözleşmenin iptaline yönelik taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, gerekçeye esas alınan bedeller arasında da denklik bulunmadığını, mahkemece hükme en yakın tarih esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, bu nedenle yapılan hesaplamanın kabul edilemeyeceğini ileri sürerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, asıl ve birleştirilen davada gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen davada ise satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2.Kaynağını, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 22 nci (6098 sayılı TBK'nun 29 uncu) maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213 üncü (6098 sayılı TBK'nın 237 nci) maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı ve Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddesi hükümleri uyarınca Noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716 ncı maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemenin satış vaadi borçlusu lehine, depo edilerek ödenmesine hükmettiği bedel ve davanın kabulüne yönelik verdiği karar kural olarak doğru olduğundan, asıl ve birleştirilen davada davalı, satış vaadi sözleşmesinin iptali yönünden birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekili tarafından ileri sürülen temyiz itirazları yerinde değildir. Bu nedenle aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6100 sayılı HMK’nın 297 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hâkimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hâl, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Mahkemece satış vaadi alacaklısı ... tarafından açılan ve birleştirilen Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/60 Esas sayılı dava dosyasında, "davanın kabulü ile dava konusu arsa vasıflı taşınmazda davalı adına kayıtlı hisseden 20/294 hisseye tekabül eden bodrum ve zemin kat hariç 2. normal katta bulunan ve girişe göre sağ arka tarafta kalan 4 numaralı dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescili" yönünde hüküm kurulmuştur. Satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak davacı ... tarafından açılan tapu iptali ve tescili talepli davada, talep sonucunun dava konusu taşınmazın 20/294 hissesine yönelik olduğu, öte yandan dava konusu arsa üzerinde yer alan binada kat irtifakı ya da kat mülkiyetinin tesis edilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece 4 numaralı daire yönünden kurulan hükmün infazı kabil değildir.
Mahkemece satış vaadi sözleşmesine konu hisse üzerinden tapu iptal kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Yukarıda (V.C.3.1) numaralı bentte belirtilen nedenlerle asıl ve birleştirilen davada davalı, diğer birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
Asıl ve birleştirilen davada davalı, diğer birleştirilen davada davacı ... mirasçılar vekilinin yukarıda (V.C.3.2) numaralı bentte belirtilen nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine,
25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.