"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2786 E., 2024/2777 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adalar Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/35 E., 2022/201 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ... ile kızı davalı ... arasında ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalanması neticesinde davacının davalıya ......,Mah. ......Sok. No:....../İstanbul adresinde ve Adalar ilçesinde bulunan başkaca taşınmazları verdiğini, davalı tarafından müvekkiline bakılmadığı gibi kendisine hakaret edildiği, tehdit edildiği ve kötü muamelede bulunulduğu, müvekkilinin doktor muayenesi sırasında rapora kızının kendisini dövdüğünü yazdığını, davalının kasten müvekkiline ilaçları vermediğini, ayrıca bakım yükümlülüğü karşılığında verilen hizmetle taşınmaz değeri arasında açık bir orantısızlık bulunduğunu, müvekkilinin iyi şartlarda bakılacağı söylenerek kandırıldığını ileri sürerek, ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devredilen taşınmazların yeniden müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların 20 yıldır birlikte yaşadıklarını, dava konusu evi kimseye haber vermeden terkeden davacı bakım alacaklısının kusurlu hareket ettiğini, müvekkilinin bakım borçlusu olarak 4 yıldır eksiksiz şekilde babasına baktığını, tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, 21.02.2020 tarihinde davalının tekrar yanına döndüğünü, şu an dava konusu taşınmazda, birlikte yaşamaya devam ettiklerini, ayrıca davacı taraf sözleşmeden dönme talebinden feragat etmez ise, şimdiye kadar davacı için yapılan bakım masraflarının taraflarına verilmesini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "davalı ...'nun 2004 yılında boşandığı, boşandıktan sonra muris ile birlikte sürekli ikamet ettiği, murisin taşınmazı devrettiği 2016 yılında 76 yaşında olduğu, çeşitli hastalıklarının bulunduğu, birinin bakım ve gözetimine ihtiyaç duyduğu, dinlenen tanıklarca murise davalı ... tarafından bakıldığı, gözetildiği, yeme-içme ihtiyacının karşılandığı, manevi yönde yanında bulunulduğunun beyan edildiği, murisin dava tarihine yakın bir tarihte davalı ile tartıştığı, darba uğradığı, kötü muamele gördüğü hastane kayıtlarından ve tanık beyanlarından anlaşılmışsa da dava devam ederken tekrar davalının yanında kalmaya başladığı ve vefatına kadar yine davalı ... tarafından bakıldığı, tespit edilen kötü muamelenin başlı başına bakma borcunun yerine getirilmediğini göstermediği, davalının bakım borcunu yerine getirdiği, davacı tarafın davalının çocuklarının masrafını karşılamasının, maddi destekte bulunmasının dava dışı konular olması nedeniyle dikkate alınmayacağı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ... tarafından sağlığında akde aykırılık nedeniyle eldeki dava açılmış ise de, özellikle tanık anlatımlarına göre davacı ...'nin, davalı kızı ...'nın 2004 yılında boşandıktan sonra yanına gelmesi ile birlikte sürekli kızıyla ikamet ettikleri, davacının hastalıklarının bulunması, bakım ve gözetimine ihtiyacı olması nedeniyle dava konusu taşınmazını davalı kızına 2016 yılında ölünceye kadar bakma akti ile devrettiği, kendisine davalı kızı ... tarafından bakılıp, gözetildiği, dava tarihinden önce davalı kızı ile arasında yaşanan tartışma sonucunda oğlu ...'nun yanına gittiği, ne var ki burada kısa süre kaldıktan sonra tekrar davalının yanına geldiği, ölünceye kadar kendisine yine davalı kızı ... tarafından bakıldığı, davalının bakım borcunu yerine getirdiği, bakım borçlusu olan davalının, bakım alacaklısı babasına karşı yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı ... dava devam ederken vefat etiğinden terekeye temsilci atanması gerektiğini, müteveffanın yıllarca yaşadığı düşkün olduğu evine mecburiyetten döndüğünü, davalının da bu evde yaşadığını, davalı tarafından sürekli hakaret, tehdit, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, ilaçlarının verilmediğini, davacının kendi evine dönmesine rağmen huzurdaki davadan feragat etmediğini, dinlenen tüm tanık beyanları ele alındığında davacı ...'nun davalıya 20 yıl boyunca baktığının anlaşılacağını, davalının hiçbir geliri olmadığını, sözleşmede edimler arasında orantısızlık olduğunu, davalı davacıya karşı hakaret, tehdit ve dövme eylemleri ile suç teşkil edecek fiillerde bulunduğundan bakım alacaklısı davacının tek taraflı olarak sözlemeyi fesih hakkının bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakım sözleşmesine aykırılık nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, her ne kadar bakım alacaklısı doktor muayenesi sırasında "kızım beni dövdü" şeklinde yazılı beyanda bulunmuşsa da, darp raporunun olmaması, bu beyandan yaklaşık iki ay sonra hastanede yatarak tedavi gördüğünde epikriz raporunda belirtilen şikayetler arasında sinirlilik, kızının kendisine zarar vereceğine dair sanrıları olduğunun belirtildiği, birçok branştan konsültasyon istenmesi sonucunda beyin hastalığı, hasarı ve disfonksiyonuna bağlı tanımlanmamış organik kişilik ve davranış bozukluğu teşhisi konulduğu, davacı ...'na kötü muamele yapıldığının ispatlanamadığı, dosya kapsamından bakım borçlusunun borcunu gereği gibi ifa ettiği anlaşıldığından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.