Logo

7. Hukuk Dairesi2025/1315 E. 2025/1827 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/2. maddesi uyarınca, uzun süreli zilyetliğe dayanarak tapu kaydının iptali ve kendi adına tescili talebiyle açılan davanın reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen zilyetlik iddiasının ispatlanamaması ve tapu kaydının malikinin kim olduğunun tespit edilebilir olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1534 E., 2024/1726 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Afşin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/180 E., 2021/68 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu 532 parselin 40 yıldır müvekkili tarafından aralıksız çekişmesiz malik sıfatıyla kullanıldığını, tapu malikinin '............. (... oğlu)' göründüğünü ancak kimlik numarasının ve çevrede tanıyanın bulunmadığını, söz konusu taşınmazın kadastro tutanakları ve tapu iktisap kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere malikin 1945 yılında öldüğü ve geriye ölü mirasçılarının kaldığını, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğünden yaptıkları araştırmada bu şahsın hiç yaşamadığı buna ilişkin bir kaydın da bulunmadığının anlaşıldığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/2 hükmü uyarınca tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının haklılığını gösterecek muteber bir hukuki dayanak, bilgi, belge ve kayıt bulunmadığını, ilgili kanunlardaki şartların davacı yararına gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tapu kayıt malikinin kim olduğu kütükten anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1.Mahkemece keşif yapılmadan, rapor alınmadan ve tanıklar dinlenmeden ön inceleme duruşmasında eksik araştırma ile karar verildiğini,

2.Tapu kayıt malikinin ... .......... (... oğlu) göründüğünü ancak ne kimlik numarası ne de tanıyan bulunduğunu, söz konusu taşınmazın kadastro tutanakları ve tapu iktisap kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere 1945 yılında öldüğü geriye ölü mirasçılarının kaldığı, Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden yaptıkları araştırmada bu şahsın hiç yaşamadığı, buna ilişkin herhangi bir kaydın da bulunmadığını,

3.Hukuk Genel Kurulunun verdiği bir kararında, murisin öldüğü tarih itibariyle Anayasa Mahkemesinin 17.03.2011 tarihli kararı ile iptal ettiği 4721 sayılı Kanun'un 713/2 hükmündeki ''ölüm sebebi''nin de yürürlükte olduğunu, mahkemece tüm bu olgular karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine dair karar verdiğini, beyan etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 713/2 hükmüne dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Temyiz karar harcı davacı taraftan tam alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.