Logo

7. Hukuk Dairesi2025/154 E. 2025/437 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının tarlasına ulaşımını sağlamak için komşu parsel üzerinden geçit hakkı tesisi istemiyle açtığı davada, geçit hakkının hangi güzergahtan ve ne şekilde verileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Geçit hakkı bedeli, güzergah eni, taşınmazın bölünmesinden kaynaklanan değer kaybı ve taşınmaz üzerindeki ağaç ve bitkilerin değerlendirilmesi gibi hususlarda eksik inceleme yapıldığı ve bozma ilamına tam olarak uyulmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/366 E., 2024/144 K.

Taraflar arasındaki geçit hakkı tesisi davasından dolayı verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 17.03.2021 tarihli ve 2017/5470 E., 2021/1855 K. sayılı ilamı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın husumetten reddine, birleştirilen davanın davalı Hazine yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı dahili davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki olduğu Karacasu Köyü, 60 parsel sayılı taşınmaz ile ana yol arasında 4-5 metre kot farkı bulunduğunu, tarlasına traktörle inemediğini, tarla ve yol arasındaki eğimli arazinin karayollarına ait olduğunu belirterek, geçit ihtiyacı içinde bulunan taşınmazı yararına geçit hakkı kurulmasını istemiş, birleştirilen davada aynı talebi Hazine ve davalı ...'ya yöneltmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki boşluk yer tapuda kayıtlı olmadığından bu yerden yasal olarak geçit hakkı tesisinin mümkün olmadığını, zira geçit hakkı tesisi halinde tapuya şerh verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

3.Davalı ..., davacının taşınmazının karayoluna bitişik olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir .

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 10.01.2014 tarih ve 20210/172 Esas, 2014/17 Karar sayılı kararıyla; "davacının taşınmazına mevcut yol bulunduğu ve bu yolun da köy yoluna bağlandığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 17.03.2021 tarihli ve 2017/5470 E., 2021/1855 K. sayılı ilâmında; “...Mahkemece, davacıya ait taşınmazın yola sınırdaş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yeterli araştırma ve geçerli gerekçe bulunmadan hüküm kurulmuştur. Öncelikle talebin geçit irtifak tesisine dair olduğu ve sınırda Göynük-Nallıhan karayolunun bulunduğu gözetilerek yol konusunda uzman inşaat mühendisi bilirkişi vasıtasıyla yeniden keşif yapılarak karayollarının cevabi yazılarında belirtilen şartların sağlanıp sağlanamayacağı ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği davacı tarafından yaptırılacak inşai faaliyetler ile Göynük-Nallıhan yoluna çıkışın bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Taşınmazın mevcut hali ve karayolları mevzuatı gereği ana yola çıkışın mümkün görülmemesi halinde diğer alternatifler araştırılmalı ve değerlerdirilmelidir. Geçit irtifakı tesis edilirken zorunluluk bulunmaması halinde aleyhine geçit kurulacak taşınmazın ekonomik bütünlüğünü bozacak şekilde sınırı dışında geçit irtifakı oluşturulmaması ve 824 parsel sayılı taşınmazın sınırında bulunan çalılık ve yolun ayrıldığı sınırlar belirlenerek, tescil harici çalılıktan geçit irtifak tesis edilemeyeceğinin de gözetilmesi gerekmektedir. Bundan ayrı davacı taşınmazının sınırı ve civarında bulunan 810, 811,812 ve 824 parsel sayılı taşınmazların sınırlarını takip edecek şekilde geçit irtifakı tesisi edilip edilemeyeceğinin de tartışılması ve değerlendirilmesi; oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece, yukarıda karar başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararında "davacıların malik olduğu taşınmazın geçit ihtiyacı bulunduğu, en uygun yol seçeneğinin 22/12/2023 tarihli fen bilirkişisi raporunda 1. alternatif olarak belirtilen güzergah oldğu..." gerekçesiyle asıl davanın husumetten reddine, birleştirilen davanın davalı Hazine yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Mahkeme kararını dahili davalı ... temyiz etmiştir. Dahili davalı temyiz dilekçesinde özetle; tescil harici bırakılan alan üzerinde fiili yol olduğunu, bu yolu herkesin kullandığını, yalnızca kendisine ait taşınmaz üzerinden geçit hakkı tesis edildiğinde 670 metrekare tarım arazisi kaybedeceğini ancak tescil harici alandan da verilirse 342 metrekare tarım arazisi kaybedeceğini, taşınmazı üzerinde 3 adet kiraz ağacı ve 3 yılı aşkın süredir yetiştirdiği lavanta bitkisi olduğunu, duruşmada beyan ettiğini fakat Mahkemenin dikkate almadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre; "Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz."

2. Temyize konu işbu dava 26.04.2010 tarihinde açıldığından, 1086 sayılı Kanun'un belirlediği görev kuralları uygulanacaktır.

3. 1086 sayılı Kanun'un göreve ilişkin hükümleri, anılan Kanunun 1 ila 8 inci maddelerinde düzenlenmiştir. 1086 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, mal varlığına ilişkin davalar yönünden görevli mahkeme dava değerine göre belirlenmekte ve yasada öngörülen ve her yıl yeniden değerleme oranına göre artırılan değeri geçmeyen davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği belirtilmiş, ayrıca maddenin ikinci fıkrasında ise münhasıran sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu davalar düzenlenmiştir.

4. Geçit hakkı tesisi davalarında dava değeri, geçit irtifakının bedelidir. Somut olayda, geçit hakkı tesis edilen güzergah bedelinin 109.116,17 TL belirlendiği dikkate alındığında görev hususunun düşünülmesi gerekirken Mahkemece karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

7. Geçit davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.

8. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.

9. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.

10. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.

11. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.

12. Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanunu'nun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.

13. Kabule göre, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 17.03.2021 tarihli ve 2017/5470 Esas, 2021/1855 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Öncelikle gerekçesi açıklanmadan 4 metre eninde geçit hakkı irtifakı kurulması doğru değildir. Bunun yanında geçit hakkı irtifakı kurulan 104 ada 9 parsel sayılı taşınmazda her ne kadar bilirkişilerce geçit irtifakı kurulması ile oluşan A ile gösterilen alanın tarıma elverişli olmadığı yönünde belirleme yapılmış ise de taşınmazın ikiye bölünmüş olması nedeniyle taşınmazda ayrıca değer kaybı hesaplanmadan hüküm kurulmuştur.

14. Bunun yanında dahili davalı taşınmazı üzerinde ağaç ve lavanta bitkisi olduğunu belirttiği halde bu hususta inceleme yapılmamıştır.

15. Tüm bu hususlar gözetilmek suretiyle, bilirkişiden ek rapor alınarak, gerekiyorsa yeniden keşif yapılmak suretiyle, geçit irtifakının eninin 2.5 metre olarak tespit edilerek, hüküm tarihine yakın ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği geçit irtifakı bedelinin belirlenmesi, taşınmazın ikiye bölünmesi nedeniyle oluşacak değer kaybının da geçit irtifakı bedeline eklenerek depo edilmesiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

03.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.