"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/3137 E., 2024/1475 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Suruç 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/906 E., 2023/1468 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu 114 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine "6200 sayılı Kanun'un Ek 9. maddesi gereğince arazi toplulaştırma kapsamındadır. (Şablon:6200 sayılı Kanun'un Ek 9. Maddesine göre toplulaştırma belirtmesi)" belirtmesinin yazılmasının, dava konusu taşınmazın toplulaştırma sahası içerisinde olmayıp imar sahasında bulunan ve arsa vasfında olan bir taşınmaz olması nedeniyle mevzuata aykırı olduğunu, müvekkilinin mülkiyet hakkını kısıtladığını belirterek, söz konusu belirtmenin taşınmazın tapu kaydından terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum tarafından tapu müdürlüğüne yazılan 05.10.2023 tarihli yazıyla davaya konu belirtmenin terkininin istendiğini, bu yazının yazılmasının ardından bir hafta içerisinde 157 adet dava açıldığını, davacıların müvekkili Kuruma başvurmadan bu davayı açtıklarını, davacıların kötüniyetli olduklarını beyan ederek, davaya konu belirtme kaldırılmış ise davanın reddine, yargılama sırasında kaldırılırsa dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiştir.
III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davaya konu belirtmenin dava açıldıktan ancak öninceleme tutanağı imzalanmadan önce terkin edildiği, davalının davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulduğu, aynı mahiyette açılan dosya sayısı dikkate alındığında seri dosya şartlarının oluştuğu, bu nedenlerle vekâlet ücretinin öncelikle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6. maddesi, ardından AAÜT'nin 22. maddesi uygulanarak takdir edildiği gerekçesiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davacı adına kayıtlı taşınmazın kaydına davaya konu belirtmenin sehven konulduğunun sabit olduğu, davacının kurumlar arasındaki iç yazışmaları bilme zorunluluğunun olmadığı gibi, belirtmenin terkini için kurumlara başvuru zorunluluğunun da olmadığı, belirtmenin başlangıçta haksız olarak konulması nedeniyle davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin kabulünün gerektiği, bu nedenle davalının yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı; AAÜT'nin 22. maddesinde, ayrı ayrı dava açma özgürlüğü ve bunun tek başına hakkın kötüye kullanılması mahiyeti taşımadığının gözetildiği, açılan davalarda ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu ve bu sebeple davaların seri dava niteliğinde olduğu, bu nedenle vekâlet ücreti takdirinde AAÜT'nin 22. maddesinin gözetilmesi gerektiği, davanın niteliği gereği maktu vekâlet ücretine tabi olduğu, uyuşmazlık öninceleme tutanağı imzalanmadan önce giderildiğinden vekâlet ücretinin belirlenmesinde AAÜT'nin 6. maddesi ve uyuşmazlığın seri dava olarak kabulü ile aynı Tarifenin 22. maddesinin gözetilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
ATemyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; dosyayı takip eden vekillerin amacının daha fazla vekâlet ücretine hükmedilmesi olduğunu, hakkın kötüye kullanılmasının korunmaması gerektiğini, aynı davacı asillerin farklı vekillerce temsil edildiğini, bu hususun dürüstlük ilkesine aykırı olduğunu, davacı vekillerinin şerhin terkini dosyalarında örtülü olarak avukatlık yaptığını, dava açılmadan önce tapu müdürlüğüne belirtmelerin kaldırılması için yazı yazıldığından müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini ve davacıların bu davaları açmasında hukuki yararlarının bulunmadığını, davanın yazının gereğini yapmayan tapu müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini; bu temyiz taleplerinin kabul edilmemesi hâlinde aynı idari işleme dayanan bu dosyalar birleştirilerek tek bir vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi gereği AAÜT'nin 6 ve 22. maddeleri davacı ve vekil bazında değerlendirilerek vekâlet ücretinin indirilmesi gerektiğini ifade ederek kararın bozulmasını istemiştir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık; tapu sicilinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinin 25.12.2023 olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi gereğince davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.