"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/42 E., 2024/594 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıdan alacaklı olduğunu, İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2010/13864 Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, alacak miktarının 200.000,00 USD olduğunu, davalıya babası ...'ndan miras kaldığını, mirasın aktifinin pasifinden fazla olduğunu, miras kalan yerler arasında Kadıköy'de taşınmazlar olduğunu, davalının sırf borçlarını ödememek amacıyla kötüniyetle mirası reddettiğini, borçların ödenmesi için teminat da göstermediğini belirterek mirasın reddinin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; mirasın kötüniyetle reddedilmediğini, davalının murisininin terekesinin aktif pasif durumunun belirsiz olduğunu, davalı gibi kız kardeşinin de murisin mirasını reddettiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI:
Mahkemenin 30.6.2015 tarihli ve 2011/115 Esas, 2015/244 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 30.06.2015 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesi 07.07.2020 tarihli ve 2016/13775 Esas, 2020/4455 Karar sayılı ilamında; kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerektiği, onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesinin zorunlu olduğu, icra takibinin uzun süre devam etmesi, tek başına acze delalet etmeyeceği, davacı tarafından borçlu mirasçı hakkında “aciz vesikası” alınmamış olduğuna göre, mahkemece, davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunun karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması; yeterli ise talebin reddi, yeterli olmadığının görülmesi halinde ise davalı da yeterli güvence göstermediği takdirde reddin iptaline karar verilmesinin gerektiği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 17.03.2022 tarihli kararında davalının 06.01.2011 mirasın reddi tarihinde ödemeden acz halinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 17.03.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 22.11.2023 tarihli ve 2023/4744 Esas, 2023/5634 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyulduğu halde gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında davalının mirası reddetme nedeninin alacaklılarından mal kaçırma amaçlı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Kadıköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/44 Esas, 2011/52 Karar sayılı dosyasında davalı yönünden verilen mirasın reddi kararının iptaline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davalının yurt dışında çalıştığı, yapılan araştırmaların eksik olduğunu, davacının kayıp olduğuna dair iddialarının dikkate alınmadığını, borcu ödeyecek durumda olduğunu ancak davacı ile husumet haline gelen alacak borç ilişkisi bitmeden borçlu olduğu kesin olmayan bir borcu ödemek istemediğini, yurt dışında çalıştığı firmalara yazı yazılarak durumun kanıtlanabileceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir.
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.