"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1495 E., 2024/2644 K.
DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ...
İLK DERECE MAHKEMESİ : Taşova Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/45 E., 2022/221 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma talebinin davanın değeri itibariyle reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil ile davalılar arasında 16.10.2017 tarihli protokol düzenlendiğini, protokole göre 173 ada 2 parsel sayılı taşınmazın %50'sinin...a, %25'inin ...a ve %25'inin de...e ait olacağı halde, ihale ile satın alınan dava konusu taşınmazın müvekkili adına tescil edilmediğini belirterek, 173 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına ½ payının tesciline, aksi halde 16.10.2017 tarihli protokol gereğince 100.000,00 TL cayma bedelinin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı süresinin geçtiğini, protokolün hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, protokolde taşınmazın aidiyetine dair ibare geçmediğini, sadece fiili olarak bir paylaşımdan bahsedildiğini, bu anlamda protokolün tapuda devir yükümlülüğü içermediğini, taşınmaz ihale bedelinin davacı tarafından ödenmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; sözleşmenin şekil şartlarını taşımadığını, protokol gereği davacının ödemesi gereken ihale bedelini ödemediğini ve cezai şartın geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; protokolün inanç sözleşmesi niteliğinde olmadığı, ihale sonrası davalılar tarafından satın alınan ve davacının ödemede bulunduğunu ispat edememesi karşısında davanın esastan reddine, davalılar kendilerini ayrı ayrı vekil ile temsil ettirmiş olduklarından davanın niteliği gereği nispi vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "16.10.2017 tarihli protokolün inançlı temlik sözleşmesi olmadığı ve ihalede taşınmazı daha uyguna almaya yönelik resmi şekilde yapılmayan taşınmaz satımına ilişkin olduğu, ayrıca dürüstlük kuralına da aykırı olduğu, geçersiz protokolde düzenlenen cayma bedelinin de geçersiz olup istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddi kararının isabetli olduğu, ancak mahkemece kaldırma kararından önce verilen hükümde davalı lehine 10.904,51 TL vekalet ücreti verildiği ve bu kararı sadece davacı taraf istinaf etmiş olduğundan kararın kaldırılmasından sonra harç tamamlaması yapıldıktan sonra davacının kazanılmış hakkının ihlal edilerek davalılar lehine daha yüksek vekalet ücreti takdirinin hatalı bulunduğu" gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 28.02.2024 tarih ve 2023/773 Esas, 2024/1189 Karar sayılı ilâmı ile; "dosya kapsamında bulunan beyanlar ile 16.10.2017 tarihli protokol başlıklı belgeden anlaşıldığı üzere, ihale ile satın alınan 173 ada 2 parsel sayılı taşınmazın belirtilen oranda davacıya ait olacağına dair yazılı belge düzenlenmiştir. Mahkemece taraflar arasındaki ilişkinin inanç ilişkisi olduğu değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede hataya düşülerek verilen karar doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. " gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "dosya kapsamında bulunan beyanlar ile 16.10.2017 tarihli protokolde ihale ile satın alınan 173 ada 2 parsel sayılı taşınmazın belirtilen oranda davacıya ait olacağına dair yazılı belge düzenlenip, bu belgenin içeriği itibari ile taraflar arasındaki ilişkinin inanç ilişkisi olduğu değerlendirilerek, ilk derece mahkemesince karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede hataya düşülerek, davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, Dairece yapılan duruşmalı yargılamada, dosya kapsamı itibarı ile, dava konusu taşınmazın, kazanımına sebep ihale gereğince toplam 78.497,08 TL'nin, davalı tarafça ödenip, davacının ödemesinin mevcut olmadığının tespit edilmiş olması ile, tarafların aralarında yapmış olduğu, protokol gereğince taşınmazın %50'sinin davacı adına, geriye kalan %25 er hissesinin ayrı ayrı davalılar adına, alınacağının belirlenmiş olup, dava konusu taşınmazın 1/2 şer hisse itibari ile, davalılar adına ayrı ayrı tescil edilmiş olması karşısında, her bir davalının hissesi itibar ile, davacı tarafından ödenmesi gereken toplam 39.248,53 TL'nin 19.624,27 şer TL olmak üzere, davalılar adına, ayrı ayrı davacı tarafından depo edilmesi gerektiğine dair ara kararı kurulup, ara kararının davacı tarafça yerine getirip buna ilişkin belgelerin dosyaya ibraz edilmiş olduğu’’ gerekçesiyle davanın kabulü ile 173 ada 2 parsel sayılı, davalılar adına (1/2'şer hisse itibariyle) kayıtlı taşınmazın, davalılardan ... adına kayıtlı olan 1/2 hissenin, 1/2'sinin, davalılardan ... adına kayıtlı olan 1/2 hissenin, 1/2'sinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline geriye kalan hissenin ayrı ayrı davalılar üzerinde bırakılmasına, davacı tarafça her bir davalı adına yatırılan 19.624,27 TL'nin karar kesinleştiğinde nemaları ile birlikte ayrı ayrı davalılara ödenmesine, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT göre takdiren belirlenen 30.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan eşit oranda alınarak, davacıya verilmesine, davacı istinaf yargılama aşamasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 18-c maddesine göre hesaplanan 32.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan eşit oranda alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; protokolün tapu devrini gerçekleştirecek mahiyette bir inançlı işlem olmadığını, sadece fiili kullanım durumuna ilişkin olarak düzenlendiğini, tapu iptal ve tescil şartlarının oluşmadığını, beyan etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; depo bedelinin çok düşük belirlendiğini, taşınmazın rayiç değeri üzerinden bedelin belirlenmesi gerektiğini, aradan uzun bir süre geçtiğini, davacının edimini yerine getirmediğini taşınmazın bedelini ödemediğini, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından uyuşmazlık konusu dava değeri 39.248,54 TL olarak belirlenmesine rağmen davacı lehine 30.000,00 TL ve 36.000,00 TL olmak üzere iki ayrı vekâlet ücreti takdir edildiğini, usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, inançlı işleme dayalı tapu iptal ve tescil ile olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiş, inançlı işlem gereği ödemesi gereken depo bedelinde 16.10.2017 tarihli ihaledeki bedel esas alınmıştır.
Ancak ihalenin 16.10.2017 tarihinde yapıldığı bölge adliye mahkemesince kararın 23.10.2024 tarihinde verildiği dikkate alınarak davacının ödemesi gereken depo bedeli belirlenirken karar tarihine yakın güncellenmiş değerinin hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine iki ayrı vekalet ücreti takdir edildiği anlaşıldığından istinaf aşaması için ayrı bir vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.