"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/113 E., 2023/1306 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılardan ...'dan 01.04.2014 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli ve 05.05.2014 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli bonolar için alacaklı olduğunu, borçlu aleyhine İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2014/7581 Esas sayılı dosyası ile 408.024,66 TL asıl alacak üzerinden icra takibine geçildiğini, takibin kesinleştiğini, ancak borcun ödenmediğini, borçlunun vefat eden babasından kalan Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 2834 ada 04 parseldeki hissesine haciz konulduğunu, bu taşınmaz muris adına kayıtlı bulunduğundan görevli İcra Hukuk Mahkemesinden ortaklığın giderilmesi için dava açmak üzere yetki verildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazdaki ortaklığın giderilerek borçlunun hissesine düşen tutarın icra dosyasına aktarılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; ortaklığın giderilmesi koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARAR
Mahkemece 01.12.2015 tarihli kararında; davacı vekiline 22.07.2015 tarihli tensip tutanağı 5 No.lu ara kararındaki eksiklikleri gidermesi için kesin süre verildiği halde bu süreye uymadığı anlaşıldığından HMK'nın 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 01.12.2015 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 17.11.2020 tarihli ve 2020/7409 Karar sayılı ilamında; dava konusu 2834 ada 4 parsel sayılı taşınmazlarda 293/987’şer payları bulunan "...: ...", "Malikter: ..." ve "...: ..." isimli tapu maliklerinin yapılan araştırmalar sonucunda kimliklerinin tespit edilemediği anlaşıldığından, bu paydaşlar yönünden davacılar vekiline kimlik bilgilerini idari yoldan düzelttirmek, mümkün olmadığı takdirde kimlik bilgilerinin düzeltimi için dava açmak üzere yetki ve süre verilerek tapuda kimlik bilgileri düzeltildikten sonra adı geçenler sağ ise kendileri, ölmüş iseler usulüne uygun mirasçılık belgesi uyarınca belirlenecek mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde "3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun" hükümleri uyarınca kayyım tayini gerekip gerekmediğinin araştırılarak ilgiliye bu hususta dava açmak üzere süre verilmesi, kayyım huzuruyla davanın görülerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken; Mahkemece verilen kesin süre içerisinde davalıların adreslerinin bildirilmediği, veraset ilamlarının da ibraz edilip mirasçılarının davaya dahil edilmediği gerekçesiyle HMK'nın 115/2. maddesi hükmü uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; taşınmazın dava açıldığı tarihte ..., Malikter ve ... isimli hissedarları bakımından 3561 sayılı Kanun hükümleri kapsamında değerlendirme yapıldığı esnada, bu kişilerin hisselerinin Hazineye intikal ettiği anlaşıldığından, Hazine bakımından taraf teşkili sağlanarak hüküm tesisine elverişli bilirkişi raporuna göre ortaklığın taksim suretiyle giderilemeyeceği de gözetilerek davanın kabulüne, dava konusu taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz nedenlerinde; davacı tarafından alacağı nedeni ile ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen ... hissesinin 18 m² olmasına rağmen satışa karar verilmesinin büyük paydaş durumundaki Maliye Hazinesini zarara uğratacağını, bilirkişi raporunda taşınmazın birim değerinin düşük belirlendiğini, davanın reddi gerektiğini
ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu'nun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi ile 439/2 hükmünde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi gereğince temyiz eden Kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
20.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.