Logo

8. Hukuk Dairesi2023/5838 E. 2025/2327 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacının uzun süredir tarım arazisi olarak kullandığı iddia edilen taşınmazların orman vasfında olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar ve ihyaya müsait olmadığı, ormandan açma yoluyla elde edildiği ve evveliyatında orman arazisi olduğunun tespit edilmesi, orman niteliğindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1569 E., 2023/575 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2019/29 E., 2021/20 K.

Taraflar arasındaki orman kadastro tespitine itiraz davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile karar kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava konusu taşınmaz 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 5 inci maddesine göre 02.08.2016 tarihinde yapılan kadastro tespitinde, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 1 inci maddesi kapsamında kaldığı, eski tarihli hava fotoğrafı ve amenajman planlarında da orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle "Orman" vasfıyla ... adına tespit gördüğü, askı ilanının 05.08.2016-05.09.2016 tarihleri arasında yapıldığı, davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Batman ili ... ilçesi...köyü, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kalan ve dava dilekçesine ekli krokide koordinatları belirtilen, (A) harfiyle gösterilen 16.918,02 m²'lik, (B) harfiyle gösterilen 40.790,37 m²'lik, (C) harfiyle gösterilen 26.768,42 m²'lik dava konusu taşınmaz bölümlerin uzun yıllardan beri davacı ve öncesinde de murisi tarafından tarım arazisi olarak kullanıldığını bu sebeple; taşınmazın orman olduğuna dair yapılan kadastro tespitinin iptali gerektiğini iddia ederek dava konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tespitinin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; taşınmazın imar ihyaya müsait olmadığı, ormandan açma suretiyle elde edildiği, evveliyatında orman arazisi olduğu gerekçesiyle davacı ...'ın davasının reddine, fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen Batman ili ... ilçesi...köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve dava konusu edilen yerlerin Orman vasfı ile aynı parsel numarası ile ... adına tespit gibi tapuya tesciline, davalı Hazine kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) gereğince takdiren ve maktuen 4.080,00 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalı ... kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince takdiren ve maktuen 4.080,00 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince; "Dava konusu yapılan ve 26.04.2021 tarihli fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C), (D), (E), (F) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin; orman bilirkişi raporundan ormandan açma olduğu, orman aleyhine daralmaya sebebiyet verecek bir durum arzettiği, netice itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve elverişli oluşu da nazara alındığında; orman niteliğindeki taşınmaz özel mülkiyete konu olamayacağından; neticede davanın reddi hususunda mahkemece varılan sonucun isabetli olduğu anlaşıldığından; davacı vekilinin bu yöne (esasa) ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiş; ne var ki; kısa kararda, dava konusu yapılan taşınmaz bölümlerinin tamamı (A,B,C,D,E,F) hakkında hüküm kurulduğu halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu hususun gözardı edilerek sadece (A), (B), (C) bölümleri hakkında hüküm kurularak çelişki oluşturulması ve kadastro tespitine itiraz davasında dava konusu taşınmazın tutanak aslının dosya arasında yer alması ve davanın reddi halinde "davanın reddine ve dava konusu ... taşınmazın tespit gibi tesciline" hükmedilmesi gerekli ve yeterli iken tutanak aslı kapsamda bulunmayan dosyada infazda tereddüt oluşmasına neden olacak şekilde "fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen Batman ili ... ilçesi...köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve dava konusu edilen yerlerin Orman vasfı ile aynı parsel numarası ile ... adına tespit gibi tapuya tesciline" dair kurulan hükümle yeniden fakat mükerrer sicil oluşumuna ve infazda tereddüte sebep olabilecek şekilde yeni tescil hükmü oluşturulması ve AAÜT 3/2 maddesinde bulunan "Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur." şeklindeki düzenleme uyarınca; davanın reddi halinde red sebebi ortak olan davalılar lehine tek avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, belirtilen hususun da gözden kaçırılması suretiyle hükümde davalılar lehine 2 ayrı avukatlık ücretine hükmedilmiş olması isabetsiz olduğundan ve istinaf eden ve istinaf sebepleriyle sınırlı yapılan inceleme sonucunda sair hususlar aynı kalmak kaydıyla, eldeki dosyanın, tutanak aslının içinde bulunduğu dosyaya eklenmesi gerektiği bildirilmek suretiyle ve yeniden tespit gibi tescil hükmü kurulmaksızın- ilk derece mahkemesinin kararının bu yönlerden kaldırılmasına 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve fen bilirkişisi raporuna ekli krokilerde (A), (B), (C), (D), (E), (F) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin davanın reddine" karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından ayrı ayrı vekalet ücretine takdir edilmesi ve hükümde tespit gibi tescil hükmü kurulması gerektiği yönünde bozulması istemiyle temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1. maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca davalı ... İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,

Harçtan muaf olduğundan davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.