Logo

8. Hukuk Dairesi2023/5899 E. 2025/2441 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu orman olarak tespit edilen taşınmazlara ilişkin itirazın hangi merciye ve ne zaman yapılması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro çalışma alanının belirlenmesine ilişkin Kadastro Mahkemesi kararlarının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4/8. maddesi gereğince kesin nitelikte olması ve temyiz yolunun kapalı bulunması gözetilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/37 E., 2022/27 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasında kadastro çalışma alanına itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Karar ... Köyü Tüzel Kişiliği vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava konusu, ... ili ... köyünün bulunduğu yörede, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Ek - 5 inci maddesi gereği yapılan orman kadastro çalışmalarında 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile 114 ada 1 parsel sayılı taşınmaz senetsizden orman vasfı ile Hazine adına 14.10.2015 tarihinde tespit edildiği, 04.11.2015-03.12.2015 tarihleri arasında askı ilan suretiyle ilan edildiği, 02.12.2015 tarihinde dava açıldığından tespitin kesinleşmediği anlaşılmıştır.

Davacı, ... ili ... köy tüzel kişiliği vekili, yapılan orman kadastro çalışmalarına askı ilanı süresinde itiraz ettiklerini, Çukurören köyü ile aralarındaki ormanlık alanın mülki sınırlara göre tespit edilmeyip, ormanlık alanın bir kısmının davalı ... sınırları içerisinde bırakıldığını, bu durumun köylüler arasında içme suyu, otlak ve orman kesimi hususlarında sorunlara yol açtığını belirterek kadastro tespitinin iptali ile mülki sınırlara göre tespit işleminin yapılmasını talep ve dava etmiş, 07.12.2015 tarihli açıklama dilekçesinde dava ettiği parselin ... köyü 113 ada 1 sayılı parsel ve 114 ada 1 parsel olduğunu bildirmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, husumet yöneltilen Tapu ve Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilmesinin olanaksız olduğu, gerçek hasma yöneltilen bir davanın bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, dava konusu 113 ada 1 ve 114 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davacı ... Köy Tüzel Kişiliği vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi'nin 17.04.2019 tarihli ve 2016/13780 Esas, 2019/2689 Karar sayılı ilamında, 3402 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesine göre davacı tarafından kadastro teknisyenlerince tespit edilen sınıra itiraz edilip edilmediği, itiraz edilmiş ise ne karar verildiği, verilen kararın tebliğ edilip edilmediğine ilişkin belgeler ve alınacak cevabi yazıların dosya içine konulması için dosyanın Mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi'nin 17.06.2020 tarihli ve 2020/1697 Esas, 2020/1927 Karar sayılı ilamında ise, Çorum Kadastro Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak; davacı köy tüzel kişiliğinin çekişmeli 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden çalışma alanına itiraza ilişkin talebinin de bulunduğu, 3402 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi hükümleri gereğince Kadastro Mahkemesince bir araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle davacı ... Köy Tüzel Kişiliği vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince; bozma ilamına uyularak davacı ... Köyünün ilk tesis kadastrosunun 1987 yılında 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre yapıldığı, 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla tapulama harici bırakıldığı, 3402 sayılı Kanun'un Ek 5 inci maddesine göre orman kadastro çalışmalarına 2015 yılında başlandığı, 114 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 14.10.2015 tarihinde düzenlenmiş olduğu, tutanağa köy muhtarı ve diğer kadastro bilirkişilerinden ... ...'ın imzadan imtina ederek tutanağı imzalamayı reddettikleri, red gerekçesi olarak da daha önce 766 sayılı Kanun'a göre tapulaması yapılan Çukurören köyü genel sınırı içerisinde kalan taşınmazların kendi köyünün sınırları içerisine alınmasını istemeleri ve bu nedenle kendilerince resen çevrilen sınıra ... göstermemeleri olduğunu, kadastro teknisyenlerinin imza altına aldıkları, dosyada mevcut ve davacı tarafça dosyaya sunulan 10.11.2015 tarihli Çorum Kadastro Müdürlüğü tarafından düzenlenmiş olan ve köy muhtarına hitaben gönderilen yazıda orman kadastro sınırına yaptıkları itirazın çalışmaların tamamlanmış olması, 30 günlük askı ilanına çıkarılmış olması nedeniyle müdürlükçe yapılabilecek bir işlem bulunmadığı, herhangi bir hak kaybı var ise 04.11.2015 - 03.12.2015 tarihleri arasında Çorum Kadastro Mahkemesine dava açma hakkı bulunduğu şeklinde cevap verildiği, tutanak düzenleme tarihi 14.10.2015 tarihi olmasına göre 3402 sayılı Kanun'da belirtilen 7 günlük Kadastro Mahkemesine itiraz süresinin 22.10.2015 tarihinde sona ermiş olduğu, orman kadastrosu sınırına yapılan itirazın süresinden sonra yapıldığı, ayrıca davacı tarafın talebinin iki köy arasındaki gerçek sınırın tespiti olmadığı ve köy sınırı meselesini çözen mahiyette bir işlem olmadığı, davacının bu davada korunmaya değer hukuki bir yararının bulunmadığından dava şartına uygun olmayacağı gerekçesiyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili, Kadastro Müdürlüğünün 10.11.2015 tarihli yazısında, 30 günlük askı süresi içerisinde ilgili kadastro sınırlarına itiraz için Kadastro Mahkemesine itiraz dava açma hakkı bulunduğunun belirtildiğini, 30 günlük sürenin 04.11.2015 - 03.12.2015 tarihleri arasında olduğu, ancak Mahkemece kadastro tutanağına itiraz süresinin 22.10.2015 tarihinde sona ereceğinin belirtildiği, süresi içinde dava açıldığı, köy adına kayıtlı olan parsellerin kullanım alanlarının kısıtlanması ihtimali nedeniyle köy adına dava açılmasında hukuki yarar bulunduğu iddiasıyla kararı temyiz etmiştir.

Somut olayda; davacı Köy Tüzel Kişiliğinin çekişmeli 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden çalışma alanına itiraza ilişkin talebinin bulunduğu, kadastro çalışma alanı, ilan ve itirazı düzenleyen 3402 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesine göre Kadastro Müdürünün, kadastrosuna başlanacak mahalleyi veya köyü en az 15 gün önce bölge merkezi ile çalışma alanı ve komşu köy, mahalle ve belediyelerde alışılmış vasıtalarla duyuracağı, bu duyuruda çalışma sınırlarının tespitine hangi gün ve saatte başlanacağının belirtildiği (m.4/2), kadastro teknisyenlerince tespit edilen sınıra yedi gün içerisinde Kadastro Müdürlüğü nezdinde itiraz edilebileceği, (m.4/7) Kadastro Müdürlüğüne yapılan itiraz üzerine Kadastro Müdürünün verdiği karara karşı Kadastro Mahkemesine itiraz yoluna başvurulabileceği, bu itiraz hususunda Kadastro Mahkemesinin verdiği kararın kesin olduğu (m.4/8) belirtilmiştir.

İncelenen dosya kapsamına göre, 3402 sayılı Kanun'un 4/8 inci maddesi gereğince kadastro çalışma alanının belirlenmesine ilişkin Kadastro Mahkemesinin kararı kesin nitelikte olup kararın temyizi mümkün olmadığına göre davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

24.03.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.