"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
KARAR : Tavzih talebinin kabulüne
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasında verilen ve 16.07.1993 tarihinde kesinleşen hükmün mirasbırakan Mehmet Madenseverin bir kısım mirasçıları vekili tavzih edilmesinin istenilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 17.01.2022 tarihli ek kararıyla, tavzih talebinin reddine karar verilmiştir. Bir kısım mirasçılar vekilince hükmün temyizi üzerine Dairemizce ek kararın bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda talebin kabulüne dair verilen ek karar davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Antakya ili ... ilçesi Konacık Köyü çalışma alanında bulunan 2846 parsel ... 13.920 yüzölçümündeki taşınmaz 841 parselin miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ... miraçıları vekili; miras yoluyla gelen hakka ve zilyetliğe dayalı olarak taşınmazın kendi adlarına tescilini istemişlerdir.
Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 04.05.1992 tarihli ve 1992/5741 Esas- 4301 Karar ... bozma ilamı üzerine İlk Derece Mahkemesinin 06.11.1992 tarihli ve 1992/95 Esas, 1992/95 Karar ... kararı ile, "davanın kabulüne" karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından 03.05.1993 tarihli ve 1993/489 Esas-4738 Karar ... ilamı ile onanmış ve karar düzeltme talebinden vazgeçilmiş olması nedeniyle 16.07.1993 tarihinde kesinleşmiştir. Hükmün kesinleşmesinden sonra, ...'in ... dışındaki mirasçıları... vekili 14.09.2021 tarihinde verdiği dilekçe ile kararda dava konusu taşınmazın ... adına tesciline yazılması gerekirken ... adına tesciline yazılmış olduğunu bunun maddi hatadan kaynaklandığını bu nedenle yapılan bu yazım hatası ve karar başlığı nedeniyle hükmün ricasında meydana gelen tereddüt ve infazda hata oluştuğunu belirtmiş tavzih ve tashihini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 17.01.2022 tarihli ek kararıyla, hükmün tavzih yoluyla değiştirilmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, tavzih talebinin reddine karar verilmiş, ek karara karşı tavzih talep eden mirasçılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairemizin 22.09.2022 tarihli ve 2022/3800 Esas, 2022/7253 Karar ... ilamı ile "mirasçısı davacı ... 17.12.1982 tarihli dava dilekçesinde kendi adına tespit istemiş ise de 14.04.1983 tarihli celsedeki beyanında babasının taşınmazı tüm kardeşlerine bıraktığını her ne kadar kendisi dava açmış ise de tüm mirasçılar adına tespitini talep etmiştir. Tüm mirasçılar davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen ilk kararda dava reddedilmiş olup tüm mirasçılar tarafından vekalet verilen avukat tarafından tüm mirasçılar adına hüküm temyiz edilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre her ne kadar karar başlığında yer verilmemiş ise de mirasbırakanın tüm mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Hal böyle olunca davacının talep sonucu, yargılama sırasındaki mirasçıların duruşmalardaki beyanları, veraset ilamı, temyiz dilekçesi dikkate alındığında hükmün tüm mirasçıları adına verildiğinin kabulü ile tavzih talebinin kabulüne karar verilmesi" gerekliliğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen 23.05.2023 tarihli ek kararı ile talebin kabulüne karar verilmiş; ek karara karşı, davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 ... Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 ... Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, uyulan bozma ilamında ve İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen 23.05.2023 tarihli ek karar usul ve Kanuna uygun olup davacı vekilinin ve davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle; temyiz olunan İlk Derece Mahkemesinin 23.05.2023 tarihli ek kararının ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 179,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 247,70 TL'nin temyiz eden davacı ...'den alınmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
#####