"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2015/71 E., 2020/22 K.
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar ... vekili, Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 09.03.2023 tarihli ve 2021/4238 Esas, 2023/1343 Karar sayılı ilamı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davacılardan ... tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sonucu, Erzurum ili ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 51 ve 52 parsel sayılı taşınmazlar, edinme sütununda, 05.02.2006 tarihli Kadastro Komisyonu kararı uyarınca tutanak ekindeki krokide belirtilen parsellerin mera olarak sınırlandırıldığının belirtildiği, 134 ada 52 parselin krokide B11 olarak gösterildiği, 134 ada 51 parselin ise A11 olarak gösterildiği ve sınırları taşınmazlara aynen uyduğunun anlaşıldığı açıklanarak, mera vasfıyla sınırlandırılmıştır.
Davacılar ..., ... ve ... taşınmazların, ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinine dayalı olarak murislerinden intikal ettiğini belirterek, kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların adlarına tescilini istemiş, yargılama sırasında müdahil ... ve ... müdahale dilekçeleriyle, ırsen intikal ve kazandırıcı zamaanışımı ile zilyetlik sebebine dayalı olarak, taşınmazların adlarına tescili talebiyle davaya katılmışlardır.
İlk Derece Mahkemesinince, "tutanak bilirkişisi ve mahalli bilirkişilerin ittifakla ortaya koyduğu beyanlarda, davaya konu yerin mera alanı olmadığının, köyün merasının farklı yerde olduğunun, davacıların kök murisi ve devamında mirasçıları tarafından ot biçmek suretiyle arazi üzerinde zilyetliklerinin devam ettiğinin belirtildiği, bilirkişi raporlarında, davaya konu edilen arazinin civardaki kısa boylu meraya has bitki örtüsüne sahip arazilerden ayrıldığı ve arazi üzerinde yüksek boylu çayır bitkilerinin mevcut olduğu, hava fotoğrafı ve memleket haritasında da davaya konu edilen taşınmazların sınırları ve yüzeysel görüntüsünün çok belirgin bir biçimde kültür arazisi niteliğinde olduğu yönünden görüş belirtildiği bu haliyle davaya konu edilen parsellerin çayır vasfında olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik koşullarının oluştuğunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne" karar verilmiştir.
Hükmün davalılar Hazine vekili, ... vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiş; Dairece; hüküm vermeye yeterli ve elverişli olmayan tek kişilik ziraatçi bilirkişi raporu ile yetinildiği, hava fotoğraflarından usulünce yararlanılmadığı, sınırında mera ve orman parsellerinin bulunduğu, dava konusu taşınmazlar üzerinde davacılar lehine zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığının gereği gibi belirlenmediği belirtilerek, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına karşı davacılardan ... karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmazların bulunduğu köyde kadastro çalışmalarının başlamasından önce 3402 Sayılı Kadastro Kanunu (3402 Sayılı Kanun) 7/3 üncü maddesi gereğince kurulan Komisyonunca meraların belirlenmesi amacıyla çalışma yapıldığı, mera parselinin belirlendiği, belirlenen bu mera parselleri içinde kalan ve dava konusu taşınmaz alanlarının da gösterildiği A11 ve B11 seklinde çok sayıda taşınmazın sınırlarının ayrıca belirlenerek kişilerce kullanılan çayır niteliğinde olduğu belgelerini ibraz etmeleri halinde kayıt malikleri adlarına tespitinin yapılması gereğinin karar altına alındığı, akabinde yapılan tesis kadastrosunda da bu nedenle dava konusu taşınmazların sınırlandırmasının ayrıca yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bundan ayrı olarak; dava konusu 134 ada 51 parselin batı yönünden bir kısım sınırının devlet ormanı olarak tespiti yapılan 134 ada 431 parsel sayılı taşınmaz ile çakıştığı anlaşılmakta ise de; bölgede orman tahdininin de 5304 Sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (5304 Sayılı Kanun) 3 üncü maddesi ile değişen 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasına dayalı olarak tesis kadastrosu ile birlikte aynı zamanda yapıldığı, dosya kapsamına göre Orman İdaresi tarafından eldeki davanın konusu taşınmazlar hakkında bir dava açılmadığı, temyiz incelemesi sırasında UYAP'ta yapılan sorgulama ile de orman parselinin tespitteki yüzölçümüyle hükmen tescil edildiği ve tapu kaydının oluştuğu, eldeki davanın ise askı ilan süresi içinde açılan tespite itiraz davası niteliğinde olup, orman iddiasının bulunmadığı gibi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2 nci maddesinde düzenlenen mahkemenin resen araştırma hak ve sorumluluğunu içeren davalardan da olmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer yandan; taşınmazlar başında dinlenen 6 yerel bilirkişi ile bir tespit bilirkişisi benzer beyanlarda bulunarak köylünün buralarda hayvan otlatmadığını, kadim mera niteliğinin bulunmadığını, bildiklerinden ve daha da evvelinden beri çayır otunun biçilmesi suretiyle davacı tarafça kullanıldığını söylemişlerdir.
Ziraat bilirkişisi Prof.Dr. ..., dava konusu taşınmazlar üzerinde yüksek boylu çayır bitkilerinin varlığının gözlemlendiğini, etrafındaki taşınmazlarda ise daha kısa boylu meraya has bitkilere rastlanıldığını, taşınmazların çayır arazisi olduğunu bildirmiş, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda da 1983 tarihli hava fotoğrafında sınırları ve yüzeysel görüntüsü çok belirgin kültür arazisi niteliğinde göründüğünü bildirmiştir.
Hal böyle olunca; yapılan keşif ve alınan raporların içeriğine göre davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesi kararının onanması gerekirken maddi hataya dayalı olarak bozulduğu anlaşıldığından davacı ...'ın karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ; Açıklanan sebeplerle; Dairenin 09.03.2023 tarihli ve 2021/4238 Esas, 2023/1343 Karar sayılı bozma ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
İstek halinde peşin harcın karar düzeltme isteyene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.