Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6140 E. 2024/2270 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucu Hazine adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün eksilip davalıya ait taşınmazın yüzölçümünün artması nedeniyle kadastro tespitine itiraz edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif, bilirkişi raporları ve kadastro tespit tutanakları birlikte değerlendirilerek, Hazine adına kayıtlı taşınmazdaki yüzölçümü azalışının yanılma sınırları içerisinde kaldığı ve uygulama kadastrosunun mevzuata uygun yapıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1241 E., 2023/1232 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/27 E., 2022/12 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, İzmir ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı Hazine adına kayıtlı bulunan eski 1700 parsel sayılı 84,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 126 ada 129 parsel numarasıyla ve 71,33 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 1701 parsel sayılı 2.443,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 126 ada 128 parsel numarasıyla ve 2.631,38 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında Hazine adına kayıtlı bulunan taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini, eksikliğin davalıya ait taşınmazdan kaynaklandığını, taşınmazların kadastral paftasına göre yer değiştirildiğini ileri sürerek, dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "davacı Hazineye ait dava konusu taşınmazdaki yüzölçümü farkının yanılma sınırları içerisinde olduğu, dava konusu taşınmazlarla ilgili yapılan uygulama kadastro çalışmalarının bu konuda düzenlenen kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun olduğu" gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli 126 ada 128 ve 129 parsel sayılı taşınmazların kadastro güncelleme tespiti gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hükmün, davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "mahkemece, dava konusu taşınmazların mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi anlatımlarına, keşfe katılan konusunda uzman harita mühendisi, ziraat mühendisi ve kadastro teknisyeni fen bilirkişisi tarafından düzenlenen bilimsel ve teknik veriler içeren, tesis kadastrosu ile tesis kadastrosundan sonra dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde, farklı tarihlerde iki kez yapılan kamulaştırma işlemleri sırasında düzenlenen ve dava konusu taşınmazların ifrazen oluşumlarına esas ifraz belgelerinin ve uygulama kadastrosu teknik evrakı ile 1967-1968 yılında yapılan tesis kadastrosuna en yakın tarihli 1970 uçuş tarihli hava fotoğraflarının uygulanması ile düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek, dava konusu taşınmazların uygulama kadastrosu sırasında ara sınırının geçerli sınır tipinde belirlendiği, belirlenen ara sınırın tesis kadastrosu paftası ile uyumlu olduğu, uygulama kadastrosunun, 3402 sayılı Kanunu'nun 22/2-a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı, davacı parselindeki alan azalışının yanılma sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği" belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanun'a uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.