"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1124 E., 2023/1177 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2019/50 E., 2021/83 K.
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, Muğla ili Seydikemer ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı adına kayıtlı bulunan eski 283 parsel sayılı 12.050,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 215 ada 81 parsel numarasıyla ve 11.682,44 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
İtirazı kadastro komisyonunca reddedilen davacı ... dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı bulunan taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ileri sürerek, eksik kısmın tespiti ile düzeltilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, yapılan kadastro işlemlerinin usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "dava konusu taşınmazın sınırlarının zeminde belirgin olup, 22/2-a ile belirlenen sınırlarla ve eski hava fotoğraflarında görünen sınırlarla uyumlu olduğu, kullanım sınırlarının değişmediği, zemindeki sabit sınırlar ve kullanım sınırları ile tapulama paftası arasındaki uyumsuzluğun 22/2-a çalışması ile giderildiği, yüzölçümler arasındaki farkın yeni ölçümün hassasiyeti ve hesaplama yöntemleri arasındaki farktan kaynaklandığı, tecviz sınırları içerisinde olduğu" gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli 215 ada 81 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespiti gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "yörede 1970-1971 yılında fotogrametrik yöntemle yapılan tesis kadastrosu paftası ile diğer teknik evrakın ve tesis kadastrosuna en yakın tarihli 1953, 1965 ve 1971 yılı hava fotoğrafları ve 2015 tarihli orto foto görüntülerinin uygulanması ile düzenlenen, bilimsel ve teknik veriler içeren, denetime elverişli bilirkişi raporu ile, dava konusu taşınmazın uygulama kadastrosu sırasında yol ve kanala denk gelen sınırlarının geçerli sınır tipinde, diğer sınırlarının sabit sınır tipinde belirlendiğinin; dava konusu taşınmazın sınırlarının zeminde tonç (an)'dan oluşan sabit sınırlardan oluştuğunun, komşu parseller ile arasında tesisten beri sınır değişikliği olmadığının, her iki kadastro arasındaki alan farkının, tapulama (tesis kadastrosu) sırasında 1/5000 ölçekli fotogrametrik pafta üzerinden planimetre ile alan hesabı yapılmasından, her iki çalışmadaki ölçü ve hesaplama yönteminin farklı olmasından kaynaklandığının, uygulama kadastrosu çalışmalarında düzeltilmesi gereken bir durum olmadığının; tapulama paftasının zemini yansıtmadığının, 22/2-a çalışması sonucunda zeminle uyumlu paftaların üretildiğinin tespit edilmesi karşısında; davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği " belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, 269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.