Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6183 E. 2025/1857 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 2/B kapsamında orman kadastrosu sonucu orman olarak tescil edilen bir parselin, davacı idare tarafından tapu iptali ve orman sınırları içine alınması talebiyle açılan davada, parselin 2/B kapsamında olup olmadığı ve fiilen orman niteliği taşıyıp taşımadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi raporu sonucunda, dava konusu parselin 2/B parseli olduğu, orman kadastrosuyla iptal edilen 2/B sahası dışında kaldığı, fiilen tarım arazisi vasfında olduğu ve orman ağaç ve bitkileri bulunmadığı tespit edilerek davacının tapu iptali ve orman tescili talebinin reddine karar verilmiş olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da yerel mahkemenin kararını usul ve yasaya uygun bularak onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/582 E., 2023/398 K.

DAVA TARİHİ : 11.04.2012

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kemer Kadastro Mahkemesinin 17.07.2002 tarihli ve 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı kesinleşmiş kararı gereğince Ulupınar 397 parselin tespit gibi "orman" niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, verilen kararın 05.05.2006 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca dava konusu parselin orman sınırları içine alındığını, 397 parselden 5831 sayılı Kanun kapsamında yapılan çalışmalar sonucu kesinleşmiş mahkeme kararı ile orman olarak tescil edilen Ulupınar 397 parsel içerisinde yer alan 116 ada 2 parselin kullanıcı tespiti ve tapu iptali için davalı Hazine ve tespit edilen kullanıcısı adına iş bu davayı açtıklarını, davanın kabulü ile 116 ada 2 parsel numaralı parselin davalı adına kayıtlı tapuların iptaline, kullanıcı tespitinin iptaline, taşınmazın orman niteliği belirtilerek Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Yargılama sonunda Mahkemece verilen davanın kabul kararı, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2015/14690 Esas ve 2015/12040 Karar sayılı ilamı ile "... davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; mahkemenin kararına esas aldığı Kadastro Mahkemesinin 1994/1085 Esas - 2002/16 Karar sayılı kararında 397 sayılı parsel ile ilgili olarak orman niteliğiyle tescil kararı verilmiş ise de, Kadastro Mahkemesine açılan davada 397 sayılı parselin tamamının davalı olmadığı, bir bölümünün davalı olduğu halde, mahkemece 397 sayılı parseldeki davalı olan bölümün eldeki davaya konu yer olup olmadığı belirlenmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yetinilerek karar verilemeyeceği..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Yeniden yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2020/5262 Esas ve 2021/3681 Karar sayılı ilamı ile "her ne kadar mahkemece taşınmzın tamamının 2/B kapsamında kaldığını ve çekişmeli yerin Kemer Kadastro Mahkemesinin 17.07.2002 tarih ve 1994/1085 Esas, 2002/16 Karar sayılı ilamı ile iptal edilen CXI, CXII, CXIII poligon numaralı 2/B sahası kapsamı dışında bulunduğunu belirtmişse de, dosyada yörede yapılan tüm tahdit evrakı ve çalışma tutanakları olmadığı gibi, aynı gün temyiz incelemesi yapılan çekişmeli taşınmaza komşu 116 ada 1, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlara yönelik açılan benzer davalarda hükme esas alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamından 1990 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritası ile 2007 yılında 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. madde uyarınca yapılan fennî hataları düzeltme işlemine ilişkin harita arasında çelişki olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda taşınmazın 2/B sahasında kalıp kalmadığı yönünde duraksama oluştuğu, yeniden keşif yapılarak rapor alınması ..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Yeniden yapılan yargılama sonunda Mahkemece; yapılan keşif neticesinde hazırlanan raporun dosya kapsamına uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte ve Yargıtayın bozma kararında belirtilen hususlara uygun olduğu anlaşıldığından raporun hükme esas alındığı, raporda özetle; dava konusu taşınmaz olan Ulupınar 116 ada 2 parsel sayılı taşınmazın P.XCIV(94) numaralı blokta 2/B parseli olduğu, Kemer Kadastro Mahkemesinin 1994/1085 Esas 2002/16 Karar sayılı ilamıyla 2/B vasfı iptal edilen kısımda yer almadığı, tamamının fiilen orman olmadığı, fiilen tarım arazisi durumunda olduğu, tamamının içerisinde orman ağaç ve bitkilerinin bulunmadığı, toprağında orman ağaç ve bitkilerine ait kök ve kök kalıntılarının bulunmadığı anlaşıldığından davacının dava konusu taşınmaz yönünden açmış olduğu davanın reddine, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde meni müdahale ve kal talebinde bulunulmuşsa da daha sonra taleplerinden feragat ettiğine dair beyanda bulunması sebebiyle men'i müdahale ve kal talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Verilen karar davacı ... İdaresi vekili tarafından; eksik inceleme ve araştırmaya dayalı usul ve yasaya aykırı verilen kararın bozulması talebiyle temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.