"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasındaki genel mahkemeden devredilen kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 113 ve 120 parsel ... sırasıyla 22.800,00 ve 37.400,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve tarla vasfıyla, eşit paylarla ... (... oğlu) ve ... (... oğlu) adına tespit edilmiştir.
Davacı Molla ... Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi, Sulh Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; tarafları ... 'e giden yol, garben mer'a, cenuben dere ve zübeyd tarlası, şimalen aziz tarlası ve şarken ....tarlası, Şimalen ..., ... tarlaları ile mahdut taşınmazlara davalı ... Yılmaz'ın müdahale ettiğini ileri sürerek, davalının taşınmaza vaki müdahalesinin men'ine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında 1956 yılında davaya konu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle dava, Kadastro Mahkemesi'ne aktarılmış ve Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen, dava konusu 113 ve 120 parsel ... taşınmazlar hakkında "kanuna uygun olarak tutanak düzenlenmesine" ilişkin kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine kadastro müdürlüğü müdürlüğü tarafından 113 ve 120 parsel ... taşınmazlar hakkında yeniden tutanak düzenlenmiştir.
Davacı Hazine vekili, taşınmazlar hakkında 2008 yılında yeniden tutanak düzenlenmesinden sonra, Kadastro Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; Ağrı ili Tutak ilçesi Ortayamaç Köyü 113 ve 120 parsel ... taşınmazların devlet hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek, taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dava dosyasının davacısı ... temsilcisi dava dilekçesinde; ... Köyü 113 ve 120 parsel ... taşınmazların ... Köyünün merası olduğunu belirterek, taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile...Köyü merası olarak tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, bilahare taşınmazların asıl dava dosyasında dava konusu olması nedeniyle bu davanın, asıl davayla birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davalılar ... ve ... cevaplarında; taşınmazların kadimden beri kendi tasarruflarında bulunduğunu, 1956 yılında yapılan kadastro çalışmaları neticesinde de kendi adlarına tespitin yapıldığını ve taşınmazlar konusunda kayıtlarının ve zilyetliklerinin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; " dava konusu taşınmazlar için kadastro tespitinden önce sınırları belirtilerek açılan men'i müdahale davasında belirtilen sınırların dava konusu taşınmazlara isabet ettiği, dinlenilen mahalli bilirkişilerin ve tespit bilirkişilerinin ortak beyanlarında dava konusu taşınmazların batı sınırında bulunan kadastro harici alanın mer'a olduğu, bu alan ile dava konusu taşınmazları ayıran suni ya da yapay bir sınırın bulunmadığı, mer'aların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gibi davalıların 1950 - 1951 senelerinde başlayan zilyetliklerinin men'i müdahale ve ilk tespite karşı açılan davalar sebebiyle nizasız ve fasılasız olmadığı" gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulüne, 113 ve 120 parsel ... taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının iptaline, taşınmazların mer'a vasfı ile sınırlandırılarak orta malı olarak özel siciline kayıt edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yukarıda yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, dava, genel mahkemeden kadastro mahkemesine aktarılan elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. 3402 ... Kadastro Kanunu'nun (3402 ... Kanun) 30/2 nci maddesi gereğince kadastro hakimi, iddia ve savunma çerçevesinde hüküm kurarken, davanın tarafları ile bağlı kalmaksızın hak sahibi olduklarını saptadığı takdirde dava dışı üçüncü şahıslar lehine de tescil hükmü vermekle yükümlü olduğundan, bu çerçevede re'sen araştırma yapmak ve gerçek hukuki durumu tespit etmek zorundadır. Bu bağlamda, somut olayda taşınmazların kadastro tutanaklarında malik hanesi doldurulmuş ise de davanın anılan niteliği gereği, kadastro tutanaklarının malik hanesinin hukuken boş olduğunun kabulü gerekir.
Davacılar, taşınmazların mera olduğu iddiasında bulunmuş, davalı taraf ise taşınmaz üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu savunmuştur. Şu halde taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer olup olmadığı, bu yerlerden değilse davalılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk Derece Mahkemesince, taşınmazlar hakkında mera iddiası bulunulmasına rağmen, yöntemine uygun bir şekilde mera araştırması yapılmamış ve taşınmazların bulunduğu köyden mahalli bilirkişi dinlenilmemiştir.
Diğer taraftan, bir taşınmazın niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde hava fotoğrafından yararlanılmadığı gibi ziraat bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda da taşınmazların batısında bitişik vaziyette bulunan "taşlık" olarak tescil harici bırakılan ancak keşifte dinlenen kişilerin beyanlarında mera olarak kullanıldığı belirtilen ve aynı zamanda taşınmazların uzak komşularına revizyon gören kayıtlarda yönünü "mera" olarak okuyan taşınmaz ile aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususu ile taşınmazın niteliği hakkında bilimsel esaslara uygun denetlebilir bir şekilde rapor alınmamış; ayrıca taşınmazların değişik yönlerden fotoğrafları çekilerek, fen bilirkişinin de yardımıyla çakıştırma yapılmak suretiyle her bir taşınmaz ayrı ayrı fotoğraflı olarak gösterilmemiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu Köyü / Mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre aktarılan davanın açıldığı tarih olan 1956 yılından 15 - 20 - 25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bulunan tüm hava fotoğrafları getirtilerek) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan taşınmazlara komşu köylerde ve taşınmazların bulunduğu köyde yaşayan şahıslar arasından ayrı ayrı seçilecek üçer kişilik mahalli bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulunun katılımıyla dava konusu taşınmazlar başında, taşınmazlar tek tek gezilmek ve her bir parselle ilgili mahkeme hakiminin gözlemi tutanağa geçirilmek suretiyle yeniden keşif yapılmalı; yapılacak bu keşifte, aktarılan davanın açıldığı tarihten geriye doğru 3402 ... Kanun'un 14. maddesindeki zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı; mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, taşınmazların sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı, taşınmazların kullanımlarına ara verilip verilmediği, önceki niteliklerinin ne olduğu, evveliyatları itibariyle kadim mera vasfında olup olmadıkları, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmaları halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmedikleri, edilmişlerse ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı, dava konusu taşınmazların sınırlarında mera varsa zaman içinde sınırlarında mera yönünde genişleme olup olmadığı ve mera ile taşınmazlar arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanları komşu parsel tutanak ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli; zilyetlik araştırmasında önceki keşiflerde alınan beyanlarından da yararlanılmalı; komşu parsellerin başka davanın konusu olduklarının anlaşılması halinde, ilgili dava dosyaları getirtilerek dava konusu taşınmazların niteliklerinin ve zilyetlik durumlarının değerlendirilmesi sırasında bu dosyalarda alınan beyan ve raporlar dikkate alınmalı; fen bilirkişisinden, taşınmazlar üzerinde tarafların kullanımındaki bölümler ile mera alanları arasında doğal yada yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığının belirtildiği ve dava konusu taşınmazların geçmişteki ve kadastro sınırlarındaki değişmelerini irdeleyen, taşınmazların sınırlarında ve üzerinde kalan dere, yol, mera vs. sınırlarını gösteren, somut bulgulara ve bilimsel esaslara dayanan, keşfi izlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve harita / kroki hazırlaması istenilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazların tamamının veya bir kısmının zilyetlikle iktisap edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliklerinin ne olduğunu, kamu orta malı mera vasfı taşıyıp taşımadıklarını, meradan açılıp açılmadıklarını, meranın devamı niteliğinde olup olmadıklarını, mera ile tarafların zilyetliği altında bulunan bölümler arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığını açıklayan, zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini somut verilerle ortaya koyan, taşınmazların birbirleriyle ve komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini, bitki desenini açıklayan, önceki keşiflerde alınan ziraatçi bilirkişi raporunun da değerlendirildiği ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, rapor hazırlanırken, dava konusu taşınmazların birbirleriyle ve komşu parsellerle arasındaki sınırları gösterir şekilde, mümkün olduğunca farklı yön, açı ve yükseklikten fotoğrafları çektirilerek, fotoğrafların hangi taşınmaza ait olduğunun açıklanması ve fen bilirkişisinin yardımı ile çekişmeli taşınmazlarla komşu parsellerin sınırlarının fotoğraflar üzerinde gösterilmesi istenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi suretiyle, taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlenlettirilmeli ve bundan sonra, taşınmazların öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde, meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı da göz önünde bulundurularak, oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın genel mahkemeden kadastro mahkemesine aktarılan dava olduğu ve bu nedenle 3402 ... Kadastro Kanunu'nun (3402 ... Kanun) 30/2 nci maddesi uyarınca taşınmazların malikini re'sen belirleme yükümlülüğünün bulunduğu dikkate alınmak suretiyle, yukarıda detaylı şekilde açıklanan çerçevede araştırma ve inceleme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 102 parsel ... taşınmaz yönünden 6100 ... HMK'nın Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 ... HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
1086 ... Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.