Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6276 E. 2024/6355 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin niteliği ve davalının kiracı olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalının kiracı olduğu iddiasını ispatlayamaması ve davalıya ait asli zilyetliğin tespit edilmiş olması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2021/12 E., 2023/18 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ... mirasçılarından ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında; Erzincan ili ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 855, 857,860, 861, 862, 863 ve 791 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına, miras yoluyla gelen hakka, taksime ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların adına tescili istemiyle iki ayrı dava dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair önceki tarihli kararların tarafların temyizi üzerine Kapatılan 7. Hukuk Dairesince; "davacı ...’ların tutunduğu tapu kaydının dava konusu taşınmazlara uymadığının toplanıp değerlendirilen delillerle belirlendiği; ancak taşınmazlarda ...’ların mı yoksa tespit maliki ...’ın mı asli zilyet olduğu hususunda yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek, davacı tarafça ibraz edilen kira sözleşmelerinde davalının taraf olmadığı, davacı tarafça dava dışı kişilerle yapılan kira sözleşmelerinin davalıyı bağlamayacağı hususu dikkate alınarak, yöntemince keşif yapılarak taşınmazların hangi tarafın zilyetliğinde olduğu ve davalı tarafın ...’ların kiracısı olup olmadığı hususları ile taşınmazlarda yer alan muhdesatların kimler tarafından tesis edildiğinin üzerinde durulması; beyanlar arasında çelişki ortaya çıkması halinde bu çelişkinin yöntemince giderilmesi ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek iki ayrı dosyada verilen kararlar bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak ve davaların birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne dair verilen 03.06.2016 tarihli kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince; "Her ne kadar Mahkemece, ...’ın feri zilyet olduğu kabul edilmiş ise de, çekişmeli taşınmazlar ırsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiş olup, davalı ...’ın kiracı olduğunu ispat yükünün, bunu iddia eden davacı tarafta olduğu, taşınmazların ... tarafından kullanıldığı uyuşmazlık konusu olmayıp, uyuşmazlığın bu zilyetliğin niteliği hususunda toplandığı, bozma sonrası yapılan keşifte beyanına başvurulan davacı tanıkları, ... Köyü ve tüm mezralarının davacı ...’lara ait olduğunu ve davalı tarafın kiracı olduğunu beyan etmiş ise de, tarafsız bilirkişi ...' ın, davalı tarafın davacılara kira verip vermediğini bilmediğini, dava konusu taşınmazlarında kime ait olduğunu bilmediğini ifade etmiş olması karşısında, davacı tarafın davalının kiracı olduğuna ilişkin iddiası ve davacı tanıklarının beyanları soyut iddia ve beyandan ileri gidememiş olduğu gibi, davacı ...’lar ile davalı arasında akdedilen yazılı bir kira sözleşmesinin bulunduğu da davacı tarafça ispat edilemediğine göre; davanın reddine ve çekişmeli taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "davacının asli zilyet olduğunu ispatlayamadığı" gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm; davacı ... mirasçılarından ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, uyulan bozma ilamında ve İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ... mirasçılarından ... vekili temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.