"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi(Müstemir Yetkili)
SAYISI : 2010/2071 E., 2012/406 K.
DAVA TÜRÜ : Kullanım kadastrosuna itiraz
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar temyiz edilmemekle kesinleşmiş olup, bu defa asli müdahil ... vekilinin talebi üzerine, İlk Derece Mahkemesince 01.09.2023 tarihli ek karar ile asli müdahil ...'ya yapılan tebliğatın usulsüz olduğu gerekçesiyle, gerekçeli kararın tebliğine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin ek kararı davacı ... tarafından, asıl karar ise asli müdahil ... tarafından ve duruşma istemli olarak asli müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, ek kararı temyizde hukuki yararı bulunmayan ...'nın temyiz dilekçesinin reddine, duruşma isteminin nitelikten reddine, asli müdahil ... ve asli müdahil ... vekilinin temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında, İstanbul ili Sultanbeyli ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 146 ada 3 parsel sayılı 134,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak, bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve eldeki dava nedeniyle hükmen beyanlar hanesine, taşınmazın bahçe ve dört katlı bina olarak 1994 yılından beri ...'nın fiili kullanımında olduğuna dair şerh yazılarak Hazine adına tescil edildikten sonra, 14.01.2014 tarihinde ...'ya 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 sayılı Kanun) gereğince satış işleminden dolayı tapuda kayden intikal ettirilmiştir.
Davacı ... dava dilekçesinde; çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan dükkan ile 1 numaralı dairenin kardeşi ..., 6 numaralı dairenin annesi ... ve 2, 3, 4 ve 5 numaralı dairenin ise kendisinin fiili kullanımında olduğunu ileri sürerek, taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine belirtilen şekilde kullanıcı şerhi verilmesini istemiştir.
Asli müdahil ...'ya velayeten ... müdahale dilekçesinde; dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir talebinin bulunmadığını, taşınmazı kızı ... ile oğlu ...'nın birlikte kullandıklarını belirterek, taşınmazın 4/6 payının ..., 2/6 payının ise ...'nın kullanımında olduğuna dair şerh verilmesini istemiştir.
Asli müdahiller ... ve ...; taşınmazın tamamının ortak kullanımlarında olduğuna dair müdahale talebinde bulunulmuş ise de, taşınmazın tamamının fiili kullanımının ... adına yazılmasını talep ve kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Hazine vekili; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "çekişmeli taşınmazın davacı tarafından kullanıldığı" gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine, taşınmazın bahçe ve dört katlı bina olarak 1994 yılından beri ...'nın fiili kullanımında olduğuna dair şerh yazılmasına, taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, temyiz edilmediğinden 02.08.2012 tarihinde kesinleşmiştir.
Asli müdahil ... vekili tarafından verilen 30.07.2023 tarihli dilekçe ile gerekçeli kararın müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek, gerekçeli kararın tebliğini talep etmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 01.09.2023 tarihli ek kararı ile; asli müdahil ...'ya yapılan tebliğatın usulsüz olduğu gerekçesiyle, gerekçeli kararın tebliğine karar verilmiş; hüküm, asli müdahil ... ve asli müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup asli müdahil ... ve asli müdahil ... vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ...'nın İlk Derece Mahkemesinin 01.09.2023 tarihli ek kararını temyizde hukuki yarar bulunmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Asli müdahil ... ve asli müdahil ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Peşin harcın istek halinde temyiz eden ...'ya iadesine, 539,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile artan 112,10 TL'nin istek halinde temyiz eden ... ile ...'ya iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.