"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2020/23 E., 2023/85 K.
KARAR : Müdahil ...'nın davasının kabulüne, diğer müdahiller ile davacının davasının reddine
Taraflar arasında görülen kadastro tespitine itiraz davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece, müdahil ...'nın davasının kabulüne, diğer müdahiller ile davacının davasının reddine karar verilmiş olup, hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahiller ... ve müşterekleri vekili tarafından duruşmalı olarak istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.09.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü müdahil ... ve temyiz eden ... ve müşterekleri vekilinin katılımlarıyla, duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan yüzölçümleri tutanaklarında yazılı 109 ada 34 parsel irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., 109 ada 57 parsel irsen intikal, satış, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., 109 ada 58 parsel aynı nedenle ... ve 109 ada 59 parsel yine aynı nedenle ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında müdahiller ... ve ... aynı iddiaya dayanarak, müdahil ... ise dava konusu 109 ada 59 parsel sayılı taşınmazı satın aldığı iddiasına dayanarak davaya katılmıştır.
Mahkemenin verdiği karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, uyulan bozma ilamında özetle; "Mahkemece taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyeliğin süre ve niteliği kesin olarak belirlenmediği, dosya arasında bulunan satış senetleri mahallinde uygulanıp kapsamları belirlenmediği, bu senetlerin altında imzaları olan senet tanıklarının dinlenmediği, tanık ve mahalli bilirkişilerin yetersiz ve çelişkili beyanları ile yetinilmesinin hüküm kurmak için yeterli olmadığı açıklanarak; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, senet tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması ve bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların kime ait oldukları, kimden kime kaldıkları, kim tarafından ne zamandan beri hangi hakka dayalı olarak kullanıldıkları, tarafların müşterek murisinden gelip gelmedikleri, müşterek muristen geliyorlarsa murisin sağlığında taşınmazları çocukları arasında paylaştırıp paylaştırmadığı, paylaştırdıysa hangi taşınmazın kime düştüğü, paylaştırma yoksa murisin ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edildiyse taşınmazların kime düştüğü, satışa konu olup olmadıkları hususlarında somut olaylara dayalı olarak bilgi alınması, dosyada bulunan senetler hudutları tek tek okunmak suretiyle zemine uygulanması, yerel bilirkişilerce gösterilen sınırlar teknik bilirkişiye işaretlettirilmesi, bilinmeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı tanınması, senet tanıkları da dinlenilmek suretiyle senetlerin içerikleri ve nizalı taşınmazları kapsayıp kapsamadıkları belirlenmeye çalışılması, beyanlar arasında çıkabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacılar ... ve arkadaşları, asli müdahil ..., ... ve arkadaşlarının davalarının reddine, asli müdahil ...'nın davasının kabulüne, dava konusu 109 ada 34, 57, 58 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitleri gibi tesciline, 109 ada 59 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile müdahil ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, müdahiller ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup müdahiller ... ve müşterekleri vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi gereğince ONANMASINA,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz edenlerden alınmasına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.