"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2023/37 E., 2023/236 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne kısmen reddine
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararı davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Milas ilçesi ... Orta Mahallesi çalışma alanında bulunan 137 ada 44 parsel sayılı ve 9.656,32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek taşlık vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, ilk hükümle, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 137 ada 44 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 4.451,19 metrekarelik (A) ile gösterilen ve 2.714,83 metrekarelik (B) ile gösterilen toplam 7.166,02 metrekarelik alanın kadastro tespitinin iptali ile davacı ... adına, raporda 729,57 metrekarelik (C) ile gösterilen 1.491,48 metrekarelik (D) ile gösterilen 269,25 metrekarelik (E) ile gösterilen toplam 2.490,30 metrekarelik yerin Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 25.03.2019 tarihli ilamı ile (C), (D) ve (E) bölümleri yönünden; davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiş, (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümler ile ilgili olarak eksik araştırma ve inceleme nedeni ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde, 16.09.2020 tarihli karar ile davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu Muğla ili Milas ilçesi Ortaköy Mahallesi 137 ada 44 parsel sayılı taşınmazın 28.07.2020 tarihli bilirkişi raporuna ekli (A1) - 560,15 m2, (A3) - 2.602,98 m2 ve (B1) - 2.131,65 m2 lik kısımların kadastro tespitinin iptali ile bu kısımların aynı adanın en son parsel numarası verilmek suretiyle zeytinlik vasfı ile davacı ... adına tespiti ile ile tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu Muğla ili Milas ilçesi Ortaköy Mahallesi 137 ada 44 parsel sayılı taşınmazın 28.07.2020 tarihli bilirkişi raporuna ekli (A2) - 1.288,06 m2, (B2) - 583,18 m2, (C) - 729,57 m2, (D) - 1.491,48 m2, (E) - 269,25 m2 lik kısımları aynı adanın en son parsel numarası verilmek suretiyle taşlık ve kayalık vasfı ile davalı Maliye Hazinesi adına tespiti ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, davacı vekilinin temyiz talebinin süreden reddine ilişkin 03.11.2020 tarihli ek karar da davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, bu defa Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13.10.2020 tarihli ve 2021/4328 Esas, 2022/8014 Karar sayılı ilamı ile Mahkemece süreden redde ilişkin verilen karar kaldırıldıktan sonra, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise, ''... bozma öncesi yapılan keşif sonrası alınan ziraat bilirkişi raporunda, (A) harfi ile gösterilen alanda yaşları en az 25- 30 civarında olan 11 adet fıstık çamı ile 6 adet çam ağacı ve 15 adet deliceden aşılı kök yaşları en az 15 ile 30 arasında değişen, aşı yaşları en az 10 ile 25 arasında değişen zeytin ağaçlarının bulunduğu, (B) harfi ile gösterilen yerde ise deliceden aşılanarak ıslah edilmiş kök yaşları en az 40 aşı yaşları en az 30 civarında olan 41 adet zeytin ağacının bulunduğu belirtilmiştir. Bozma sonrası, mahallinde 28.02.2020 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahali bilirkişiler, dava konusu (A) ile gösterilen kısmın esasen taşınmazın en yoğun kayalıkların bulunduğu bölümünde kaldığını, bu kısmın zeminini ana kayanın oluşturduğunu ve diğer alanlara göre daha bakımsız olduğunu, içerinde yer yer çalılıkların da bulunduğunu, (A) ile gösterilen kısmın doğusundaki yaklaşık 700 m2 lik kısım her ne kadar düzlük açıklık görülse de, bu düzlükte tarımsal faaliyet yapılmadığını, (B) ile gösterilen alanın zeytinlik vasfında olduğunu, 1960 yılından beri bu şekilde kullanıldığını, zeytinlerin deliceden aşılama olduğunu ifade etmişler; davacı tanıkları ise, (A) ile gösterilen yerin batısının öncesinde dava dışı 18 parsel sayılı taşınmazla birlikte davacının dedesi tarafından kullanıldığını, ancak (A) kısmında yer yer kayalık ve çalılık ve kızılçamlar olduğunu belirtmişlerdir. Keşif sonrası alınan 3 ziraat bilirkişisi ve 2 fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 28.07.2020 tarihli raporda ise, taşınmazın (A) ve (B) bölümleri de kısımlara ayrılmış, Hazinenin temyizine konu, (A1) ile gösterilen bölümde ekili dikili bitkisel ürün bulunmamakta olduğu ve parselin batı sınırında iki adet zeytin ağacının bulunduğu, (A3) ile gösterilen alanda 25 adet delice, 19 adet delice üzerine aşılı memecik cinsi zeytin ağaçları ile 50 - 60 yaşlarında 5 adet fıstık çamı bulunduğu, toprak yapısının ekili kök derinliğinin düşük olması ve susuz tarım olduğundan dolayı ağaçların taç gelişimlerinin kuvvetli olmadığı, (B1) ile gösterilen bölümde dağınık halde bulunan delice üzerine aşılanmış zeytin ağaçlarının bulunduğu, 35 adet delice üzerine aşılanmış 30 - 35 yaş gelişiminde memecik cinsi zeytin ağaçları ile 20 adet delice zeytinlerinin bulunduğu, zemin temizliğinin yapıldığı tespit açıklanmıştır. Tüm bu açıklamalara göre, (A1) ile gösterilen kısımda herhangi bir ürünün bulunmadığı ve batı sınırında iki adet zeytin ağacının bulunduğu tespit edildiğine göre, bu kısım yönünden davacının emek ve masraf yapmak suretiyle imar - ihya işlemlerini tamamladığını ve dava konusu bu alanı tarıma elverişli hale getirdiğini söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Raporda, (A3) ve (B1) ile gösterilen kısımlarda ise, bozma öncesi alınan bilirkişi raporu ile bozma sonrası alınan bilirkişi raporu arasında taşınmaz bölümlerinde bulunan ağaç sayısı yönünden çelişkiler olduğu gibi, bozma sonrası alınan raporda, dava konusu kısımlar üzerindeki zeytin ağaçlarının aşı yaşları belirtilmemiş, çekişmeli kısımlar üzerinde bulunan ağaçların cins, yaş, bakımlılık ve nitelikleri hususunda hüküm vermeye yeterli ve ayrıntılı değerlendirmeleri yapılmamıştır. Hal böyle olunca; Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A1) ile gösterilen alanda imar - ihya işlemlerinin tamamlanmadığı ve buna bağlı olarak ta davacı yararına zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının gerçeklemediği gözetilerek, bu bölüm yönünden davanın reddine karar verilmeli; anılan raporda (A3) ve (B1) gösterilen alanlara ilişkin dava yönünden ise, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları ve üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında, çekişmeli alanların geçmişte ne durumda bulunduğu, öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise buna en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, söz konusu alanlar üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla, kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü, dava konusu alanlarda bulunan zeytin ağaçlarının yaşlarının ne olduğu, zeytin ağaçlarının deliceden aşılanıp aşılanmadığı, deliceden aşılanmış ise aşı yaşının kaç olduğu hususları yerel bilirkişi ve tanıklardan etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, dava konusu alanların eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, öncesinin imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığını, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü, (A3) ve (B1) alanları üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının yaşını, zeytin ağaçlarının deliceden aşılanıp aşılanmadığını, deliceden aşılanmışsa aşı yaşlarını ve yoğunluğunu açıklayan, önceki bilirkişi raporlarını da irdeler şekilde bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verir ve taşınmaz üzerindeki ağaçların dağılımını gösterir şekilde kroki ve ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli; bundan sonra davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 üncü maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanım şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir...'' gereğine değinilerek hüküm bu yönden bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek, yeniden yapılan yargılama neticesinde, (A1) ile gösterilen alanda imar - ihya işlemlerinin tamamlanmadığı ve buna bağlı olarak da davacı yararına zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının gerçekleşmediği, (A3) ile gösterilen bölüm yönünden ise üzerinde 9 adet fıstık çamı ve 7 adet zeytin ağacının bulunduğu, imar-ihyasının hiç bir dönemde tamamlanmadığı, kayalık ve ham toprak vasfında olduğu, (B1) ile gösterilen bölümün ise imar-ihyasına 1970'li yıllardan başlandığı 1980'li yılların ikinci yarısında tamamlanmış kapama zeytinlik vasfında olduğu, dava konusu 137 ada 44 parsel sayılı taşınmazın içerisinde sınırlandırılan (B1) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davacı lehine 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713 üncü madde gereği aranan şartların sağlandığı, (A1) ve (A3) ile gösterilen bölümler yönünden ise sağlanmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu Muğla ili Milas ilçesi Ortaköy Mahallesi 137 ada 44 parsel sayılı taşınmazın kadastro komisyon tutanağı kararı tespitinin iptali ile bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen 23.10.2023 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A1) harfi ile gösterilen 560,15 m2 ve (A3) harfi ile gösterilen 2602,98 m2 lik bölümlere aynı adanın en son parsel numarası verilmek suretiyle taşlık ve kayalık vasfı ile davalı Maliye Hazinesi adına tespiti ile tapuya kayıt ve tesciline, krokide (B1) harfi ile gösterilen 2.131,65 m2 bölümün ise aynı ada parsel numarası, zeytinlik vasfı ile davacı ... adına tespiti ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm; davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle; temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi