"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2013/100 E., 2022/35 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 7. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı duruşmalı olarak müdahiller ... ve ... vekili, duruşmasız olarak davacı Hazine vekili ile müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.06.2024 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma için tayin edilen günde, temyiz eden Hazine vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ... , ... ve ... (...) vekili Avukat ... geldiler. Karşı taraftan gelen olmadı.
Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 12.06.2024 tarihinde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
Şanlıurfa ili Viranşehir ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 156, 157, 158, 159, 160 parsel sayılı sırasıyla 1.224.500, 340.000, 275.250, 979.500,00, 1.104,000 metrekare yüzölçümünde ki taşınmazlar tapu ve vergi kaydı ile ifraz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 3/4 payı ... ..., 1/4 payı Hafize ... adlarına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili tapu kaydına dayanarak dava açmıştır.
Asli müdahiller vekilleri tapuda satın almaya, tapu kayıtlarına ve eklemeli zilyetliğe dayalı olarak, dava konusu taşınmazların adlarına tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince, 30.01.2002 tarihli ve 1972/172 Esas 2002/1 Karar sayılı karar ile davanın reddine, dava konusu taşınmazların hükümde gösterilen payları oranında, ..., ..., ... ve ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 22.05.2003 tarihli ve 2003/1580 Esas, 2003/4894 Karar sayılı bozma bozma ilamında "hava fotoğrafları ve memleket haritaları celp edilerek daha önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişilerle tüm tespit bilirkişileri ve gösterilen tanıklar huzurunda mahallinde yeniden keşif yapılarak yaşlı ve tarafsız bilirkişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu ve fen memuru aracılığıyla tespit dayanağı tapu kaydı, mevcut olması halinde memleket haritası ve hava fotoğraflarının uygulamasının yapılması, taşınmazlar bir bütün olarak düşünülerek dıştan olmak üzere sabit ve doğal nitelikte bir sınırla diğer komşu parsellerden ayrılıp ayrılmadığı kesin olarak belirlenmesi, belirlenecek sabit sınırlardan başlanmak üzere kayda beher dönüm 919 metrekare üzerinden 323488 metrekarelik kapsam belirlenmesi, bilirkişi ve tanıklardan davalıların taşınmazlardaki zilyetliklerinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanması, tespit gününe kadar kayıt miktar fazlası üzerinden 20 yılı aşan zilyetliklerinin varlığı halinde kayıt malikleri arasında müşterek mülkiyet hükümlerinin geçerli olduğu ve bunun sonucu olarak da her bir paydaşın belgesiz zilyetliğe dayalı olarak 100 dönüm miktarında taşınmaz mal iktisap edebileceği gözetilerek davalılar adına tescili gereken taşınmaz miktarının tapu miktarı olan 323488 metre kareye her bir paydaş için 100 dönüm ilavesiyle 723488 metrekare olacağının düşünülmesi, fen bilirkişisince yapılan uygulamayı ve kayıtlarda geçen sınır yerlerini gösterir biçimde geniş kapsamlı krokili rapor düzenlettirilmesi, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi.." gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozmaya uyma kararı verilerek, yeniden yapılan yargılama neticesinde, "hava fotoğrafları ve memleket haritaları celp edilerek mahallinde yeniden keşif yapılarak mahalli bilirkişi ve fen memuru aracılığıyla tespit dayanağı tapu kaydı, hava fotoğraflarının uygulamasının yapıldığı, taşınmazlar bir bütün olarak düşünülerek dıştan olmak üzere sabit ve doğal nitelikte bir sınırla diğer komşu parsellerden ayrılıp ayrılmadığının belirlendiği, belirlenen sabit sınırlardan başlanmak üzere kayda beher dönüm 919 metrekare üzerinden 323488 metre karelik kapsamın fen bilirkişisince raporda belirlendiği, bilirkişi ve tanıklardan davalıların taşınmazlardaki zilyetliklerinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak sorulup saptandığı, tespit gününe kadar kayıt miktar fazlası üzerinden 20 yılı aşan zilyetliklerinin varlığı halinde kayıt malikleri arasında müşterek mülkiyet hükümlerinin geçerli olduğu ve bunun sonucu olarak da her bir paydaşın belgesiz zilyetliğe dayalı olarak 100 dönüm miktarında taşınmaz mal iktisap edebileceği gözetilerek davalılar adına tescili gereken taşınmaz miktarının tapu miktarı olan 323488 metre kareye her bir paydaş için 100 dönüm ilavesiyle 723488 metre kare olacağı değerlendirilerek, fen bilirkişisince yapılan uygulamayı ve kayıtlarda geçen sınır yerlerini gösterir biçimde geniş kapsamlı krokili rapor düzenlettirildiği, bu doğrultuda dava konusu taşınmazlara dayanak yapılan T.Evvel 310 tarih 2 nolu tapu kaydının sınırlarının Karye-i mezbur Hanefiş ve Sanbar şeklinde bitişik köy hudutları olduğu, buna göre kuzey ve doğu sınırı sabit olarak alındığında 1.104.000,00m2 yüzölçümündeki 160 nolu parsel içerisinde 323.488,00m2 lik tapu kaydı miktarına her bir paydaş zilyet yönünden de 100 er dönüm eklenmek suretiyle A harfi ile gösterilen 723.488,00 m2lik kısmın tapu kaydı ve zilyetliğe istinaden davalılar adına, tapu kayıt hudutları sabit sınırlı olmadığından miktar fazlası olan 156, 157, 158, 159 ve fen bilirkişi raporunda 160/B olarak gösterilen 380.512,00 m2lik kısmın da Hazine adına tesciline karar vermek gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu 156, 157, 158, 159 ve 160 parsellerle ilgili kadastro tespitlerinin iptaline, dava konusu Şanlıurfa ili Viranşehir ilçesi Kırbalı köyü 156, 157, 158, 159 ve 12/04/2022 havale tarihli fen bilirkişi raporunda 160/B olarak gösterilen 380.512,00 m2lik kısmın 160 parselden ifraz edilerek aynı adada son parsel numarası verilmek suretiyle Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline,160 parselden ifraz edilen 160/B kısmından geriye kalan Fen bilirkişi raporunda 160/A olarak gösterilen 723.488,00 m2lik kısmın 160 parsel olarak 24 hisse kabul edilerek 6 hissesinin ...(...), 7 hissesinin ..., 6 hissesinin (müteveffa) ... mirasçıları ve 5 hissesinin ... adına tapuya kayıt ve tesciline" karar verilmiş, hüküm müdahiller ... ve ... vekili davacı Hazine vekili ile müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup Hazine, ..., ... ile ... vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3402 sayılı Kanun'un 36/A maddesi gereğince harç alınmasına mahal olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.